—Trafik ile ilgili sorunlar öncelikle insan faktörünün sabır ve mütevazilik gibi özelliklerinin ön plana çıkartılarak, akıl dışı doyumsuzluklarının törpülenerek yasal tedbirlerin azami düzeylere getirilerek, otokontrollerinin devreden çıktığı durumlarda, hemen trafik kontrol düzeninin güdümüne girerek, sürücü aksaklıklarının minimum seviyelere getirilmesi ile, kazaların sayısı da asgari düzeylere indiği görülecektir… Her % 10 ‘luk trafik kontrolü uygulamaları artışı, en az % 5 ‘lik bir kaza olasılığı indirimini oluşturması kaçınılmazdır…
—Gelir dağılımı düzensizliği, Bütün dünyadaki ülke ve toplumlarda az veya çok görülen bir eşitsizlik olup dünya kurulduğundan ve insanlar yaşamaya başladığından bu yana paylaşmayı öğrenemediklerinden dolayı varlığını sürdürmesi kaçınılmaz olup aradaki makası kapatabilmek için taviz verilmez bir vergilendirilme adaletinin bir çok adalet gereken konuda olduğu gibi oranlarının dengeli bir şekilde revize edilerek bu oranlamaların bedellerinin kaçınılmaz  olarak tahsilinden ve vergi aflarının gündemden çıkartılmasından başka çözüm yolu kısa zamanda görünmemekte olup az kazanandan az ve çok kazanandan tavizsiz ve afsız olarak çok miktarda tahsilat yapılması ile her kayıp –kaçak vergi miktarının % 10’luk tahsili, gelir dağılımı düzensizliğini minimum % 5 azaltacaktır…

Sponsor Bağlantılar

—Eğitim Yetersizliği, Yine Tüm Toplumlarda, ülkesine ve milletine göre değişmekle birlikte, Eğitime ayrılan maddi imkânların ve eğitim politikalarının modernize edilmesi ile her tür öğretmen ve öğrenci kalitesinin arttırılması söz konusu olup, sınıf geçme-kalma uygulamalarının tekrar gündeme alınması da bu konuya katkısı olması muhtemel gerçeklerden olup, ayrıca her % 10’luk ulusal eğitim ödeneğinin arttırılması, ülke eğitim seviyesinin en az % 5 dolaylı kalite artışına yol açması söz konusu olabilecektir…

—Terör denilen her ülkenin başına musallat olabilecek bir bela, güvenlik tedbirlerinin azami seviyelere yükseltilmesi ile dahi başa çıkılması ve moral motivasyonların yükseltilmesi vasıtasıyla giderek kaotik açmazların elimine edilmesi çözümlerine ulaşmayı sağlayabilir. Teröre yol açan sosyal sorunların iyi analiz edilerek, adaletsiz uygulamalara son verilerek, güvenlik önlemlerinin her % 10’luk artışına mukabil, terör vak’alarının minimal % 5 azaltılması da bir realitedir…

—Yasaların düzensizliği ve adalet sisteminin ağır işlemesi ile adalete olan güven duygusunun zedelenmesi suç işleyenin lehine, suça maruz kalan kesimin mağduriyetinin artmasına yol açmakta olup, her yasal müeyyidenin % 10’unun revize edilerek düzenlenmesi ile, adalete ayrılan ödeneğin % 10 arttırılması akabinde, dosyaların sonuçlandırılma sürelerinin % 10 kısaltılması dahi, ülke adalet sistemindeki güven duygusunun en az % 5 artışına ve suç işlenme oranlarının minimum % 5 azalmasına yol açacaktır…

—Bilimsel çalışmaların azlığı o toplumun teknolojik ve sosyal-ekonomik-endüstriyel gelişmişlik düzeyleri ile doğru orantılı bir seyir halindedir. Bir ülkenin üniversiteleri ile teknolojik çalışma kurulları ve gruplarındaki bilime yönelik faaliyetlerin her % 10 ‘luk artışı o toplumun Uluslar arası bilim kurullarına katılma olasılığı ile saygınlık artışının, bilimsel faaliyetlerinin kalite artışıyla paralel olmak üzere en az  % 1- 5 artışına yol açması muhtemeldir…

—Toplumun çeşitli kesimlerinin birbirlerine tahammülsüzlüğü, insanların bazen kendilerine tahammülsüzlüğü kadar olmasa  bile çözümü zor konulardan biridir. Kendisini yaratanın başka özellikli insanları da yaratabildiği gerçeğini ve her kesimin birbirlerinin özelliklerini belli bir uyum dahilinde tolere etmesi gerçeği insanın kolaylıkla kabullenemeyeceği bir sonuçtur. Yasalar ve sosyal kurallar ile korunan ve dostluğu teşvik eden toplumsal aktivasyonlar ile hakların korunarak birleştirildiği topluluk ve gruplar ile her tür kesimlerin  aynı veya yakın mekanlarda birbirlerinin hak-hukuk sınırlarına sui-niyetle temas etmedikten sonra aynı vatanlarının topraklarında- aynı mekanlarında sulh içinde yaşamlarını idameleri kadar doğal bir süreç in varlığı kaçınılmazdır.Her Yüz kişiden on kişinin birbirine uyumlu davranması halinde uyuşmazlıkların ve toplumsal mutabakatsızlığın en az % 5 ile % 10 arasında azalması mümkün olup dolayısıyla uyuşmazlık ve uyumsuzluğa bağlı şiddet ve geçimsizlik vakaları da aynı oranlarda azalabilir..

—Yasa dışı mafya ve çeteler misali bir toplumun adeta kanını emen organize suç örgütleri ile mücadele ancak ve ancak idari ve yasal kuralların had safhada güvenlik güçlerince uygulanarak tavizsiz bir şekilde adalet önüne çıkartılarak, azami ceza ve yaptırımların irreversibl olarak kesinlikle affa uğramalarının önünü kapatacak maddelerinin yürürlüğe konulması ile başarıya ulaşacak olup her yüzde 10 ‘luk yakalama ve mahkum edilme oranı ile mafyöz ve çete organize örgütleri ile kalıcı minimum  % 5 ‘lik mücadele imkanı elde edilebilir…

—Engelli dediğimiz özürlü ve sakat olarak da tanımlanabilen toplumumuzun en az % 10 ‘unu oluşturan kesimlerimiz her tür 1. ve 2. Dereceden akraba evliliklerinin kesinlikle yasaklanarak, bundan böyle bu tür yakın akraba evliliklerinin  yapılmaması halinde dahi en az % 10 ‘luk akraba evliliği önlenmesi halinde bile Toplumumuzdaki engelli popülasyonu oranı minimal % 5, genel nüfusa oranladığımızda ise % 0.5 daha azalma gösterecektir. Tabii ki her tür toplumdaki trafik kazaları misali, iş kazaları misali  insan ve endüstriyel yetmezlik faktörleri ile mücadele sonucunda da bu oranların giderek daha da küçüleceği bir öngörüdür… Ayrıca var olan bu özelliklere sahip insanlarımızın bir çoğunun  sonradan engelli hale geldiği unutulmayarak, bir zamanlar kendilerinin de fiziksel sağlamlar grubundan oldukları halde sağlam olan insanların da her an sağlamlıklarını kaybederek engelli konuma düşebilecekleri gerçeği ile empati yaparak durumlarına ve konumlarına yakışır şekilde onurlu yaşamlarını fiziksel –ruhsal kolaylıklar sağlanarak idame ettirilmeleri  için elden gelenin de ötesinde yurt-dünya çapında salt bu yüksek oranlı kesimimizin tüm sorunları ile ilgilenebilecek ayrı bir Bakanlık /Genel Müdürlük organizasyonu kurulmasının sağlanması ivedilikle düşünülmelidir..

—Kadınlara ve çocuklara şiddet-taciz ve Kadınların 2. sınıf insan olarak görülerek, o mağdure kadınların 2. sınıf olarak görülmesi ve onlardan 1. sınıf insanları doğurup-bakıp-büyütüp-vatana, millete hayırlı evlatlar olarak yetiştirmelerinin istenmesi eşyanın tabiatına aykırı bir talep olup, kadınlara siddet göstererek taciz etmekten çekinmeyen her tür akraba veya hısım dışı insanımsı varlığın, hele hele bir de çocuklara ve çocuk yaşta sayılabilecek ergenlik çağının başlarındaki yavrucaklarımıza
şiddet-taciz uygulamalarını gerçekleştirmeleri veya teşebbüs etmeleri halinde ise en etkili ve yetkili kanun maddeleri ile yargılanarak ilaveten Ruh sağlığı hastane ve merkezlerinde tedavi edilerek cezalarını çektikten sonra da tekerrürünü önlemek açısından gerek-şarttır ve salt ceza-yaptırım önlemlerinin % 10 arttırılması halinde dahi bu tür şiddetlerin en az % 5 azalacağı ayniyle vakidir.

—Çalışan kesimin hakları gerek özel sektörlerde gerekse de tüzel sektörlerde yasalarla saptanarak, saptanmış olanların ise uygunluklarının sürekli kontrol edilerek, yasa koyucuların ve uygulayıcılarının, çalışanların, ücretlerinin, sigortalarının, sağlık durumlarının devamlı incelenerek evrensel koşullara intibaklarının erozyonlarının önlenmesi adına her tür yaptırımın eksiksiz sağlanması için bütün faaliyetlerin yerine getirilmesi, çalışanlar ve çalıştıran her kesim işverenin arasındaki barış ortamlarının huzurlu çalışma ortamları şeklindeki tezahürü açısından şart hükmünde olup düzeltilmiş ve kayıp edilmesi önlenmiş her % 10 ‘luk hak-ediş ile kazanılmış, her vergilendirilmiş  % 10 ‘luk kazancın, çalışan ve çalıştıranların her kesimine minimal % 5 refah payı katkısı olması muhtemeldir.

—Devlet kademelerindeki suiistimaller her devletin kurulduğu ilk yıllarından itibaren, devlet denilen organizasyonlar bütünlüğünün çatısını kemiren erozif faktörler halinde varlıklarını sürdürmeye devam etmekte olup, demokratik-etik kanun ve kuralların, tavizsiz olarak, halk ve halkın seçtiklerinin nezdinde vicdanlarına işletilircesine tatbiklerinin yapılması, gerek önleyişlerin sağlanması gerekse de yaptırımları ile emsal teşkil edilerek, müstakbel, her çeşit uluslar arası devlet kademelerindeki sekonder örneklerin azaltılması ve ayrıca suiistimallerini devam ettirmekte ısrarcı olan ülkelerin Birleşmiş Milletler Genel Kurulları ile Konseylerindeki üyeliklerinin düşürülerek,ülke dışındaki uluslararası para fonları ve Dünya Bankalarındaki kredilerinin iptal edilerek ambargoların tüm maddi ve manevi düzeylerde maksimum uygulamalarının sağlanarak adı geçen ülkelerin olumsuzluklarından geri adım atmalarının forse sağlanması halen denenen ve denenmiş ve denenmeye devamında yarar görülen maddeler halinde bulunması bir zorunluluk olup her uygulanan % 10 ‘luk uluslar arası Birleşmiş milletler kararlarının, bu tür yüz karası suiistimalin en az % 5 oranında azalmasına yol açması kaçınılmazdır…

—İnsan hak ve özgürlüklerinin korunamayarak her tür insan hakkının gasp edilerek özgürlüğünün kısıtlanması, öncelikle uluslar bazında düzeltilmesinin ulusal idari ve yargısal kurullarında işlemlerinin yapılarak bu işlemlerin tüketilerek yine bir sonuç alınamaması halinde ise uluslar arası insan hakları mahkemeleri ile ve Birleşmiş Milletler Genel kurullarında etüt edilerek yine en acil yaptırımlar ve yürütmelerinin durdurulmaları için forse tatbikler misali maddi-manevi sonuçlarının Güvenlik konseyi ve para fonları ile Dünya Bankası nezdinde tavizsizce alınmaya çalışılması ülkeler arası barış ve huzurun tesis edilmesi emsallerinin oluşumu açısından gerek-şart konumda olup her % 10 ‘luk uluslar arası idari ve yargı makamınca karara bağlanmış dava ile silsile yoluyla yaptırımlara bağlanmış hak-hukuk arama çalışmalarının minimum % 5 oranında hak ve özgürlüklerin kısıtlanması vakalarını önlemesi söz konusudur…

—Hayvan Hakları ile dünya çapındaki tabii hayvan ve bitki türlerinin azalması sorunları yine uluslar arası düzeylerde ve insan denilen sözde üst düzey donanımlı hayvan türünün en azından kendisine olan saygısının azalması ile doğru orantılı olup, çıkar çatışmalarının tetiklediği duygu erozyonu yüklü vahşi çalışmalar ile Av ve avlanma gibi yine sözde sadist sporlar ve çevre kirliliği ile mevsimsel profesyonel etik avlanmaların etik dışı hallere dönüştürülerek bir hayvan türünün yok edilmek istenircesine çağ ötesi katliamların ayyuka varması  ile orman ve bitki örtülerinin sözde çağ gereği ekonomik ve endüstriyel inşaat ve emlak mafyalarının esiri olmuşçasına yakılıp-yıkılarak doğal erozyonların yapamadığının insan eliyle yaratılan perişanlıklar misali paralellikler arz etmesi neticesinde kümülatif hayvan ve bitki faunalarının oksijensiz fanuslar benzeri, çorak-çöl örneği bir dünya dönüşümünün dünya üstündeki hâkim olan plansız-programsız –açgözlü insan denilen sığ düşünceli egoist hayvanımsı varlıklar eli ile becerilmesi, sadece o insan ve hayvanlar ile bitkilere değil tüm medeni insanlara da yapılmış bir hakaret olarak düşünülerek her ülkenin yasal ve idari kanun maddelerinin bu konular ile ilgili maksimum işletilerek, iç hukuk yollarının tüketilmesi halinde de yine her zaman olduğu gibi dış hukuk ve uluslar arası konsensüs arayışlarına yönelerek, tüketilen her canlı türünün minimum % 10 seviyelerinde önlenmesi, tüm canlı türlerinin en az % 20 düzeylerinde artışına yol açması muhtemeldir…

—Salgın hastalıklar ile umutsuz hastalıklar ve çözümü-tedavisi zor olan hastalıklar, Bilimsel çalışmalar ile sağlığa ayrılan çabalar ile maddiyatların topyekûn ülkelerarası sinerji yaratacak şekilde irdelenerek her ülkenin sağlık idareleri ve  bilim çevrelerinin konu ile ilgili faaliyetlerinin  birleştirilmesi neticesinde üstesinden gelinecek zor konular arasında yer alıp, bu tür çalışmalara ayrılacak olan her % 10 ‘luk fon ve insan gücünün en az % 5 oranında bu çeşit hastalıkların salgın düzeylerinin önlenerek, çözümü zor hastalıkların kümülatif tedavi edilebileceği oranlarının elde edilmesi imkânlar dahilindedir..

—Ülkeler arası iletişim ile halklar arası iletişim konuları sürekli gündemde tutulması gereken unsurlar olarak , devlet ve hükümet başkanları güdümünde Dış işleri Bakanlarının marifetiyle Sivil Toplum Kuruluşlarının gönüllü ve re’sen çalışmalarının da katılımlarıyla her tür sosyo-kültürel ve bilimsel ve maddi-manevi paylaşımlar ve yardımlaşmayla sürdürülen askeri ve güvenlik konularındaki hassasiyetlerinde gözetilerek yürütülecek olan mevzular olup, her % 10 ‘luk ülkeler arası iletişim artışı, halklar arasındaki iletişimin de asgari % 20 oranında artışına yol açması söz konusudur..

—Doğal felaketlerin önlenebilmesi nispeten zor konular arasında yer almakta olup, insan iradesinin erişemediği ve ihmalinin yansıma nispetinin değişik yoğunluklu olması hasebiyle, felaketlerin tümden önlenmesinden ziyade ancak felaketin oluşumundan sonraki süreçlerin yıkıcılığının ve felaketlerin daha az hasarla  atlatılması gibi konularda yapılacak çalışmalar ile olumlu neticelerin alınması mevzubahis olabileceği düşüncesiyle, deprem, kasırga-tsunami-sel ve su basması –toprak kaymaları –orman yangınları –kuraklık gibi felaketlerin her biri kendi içinde değerlendirilerek, deprem yönetmeliğine uygun inşaatların yapılması, ağaçlandırmaların hız kazanması, ormanların yok edilişinin önlenmesi ,küresel ısınmanın hızının yavaşlatılması,deprem erken uyarı sistemleri ile tsunami erken
uyarı sistemlerinin yüzeysel yayılımının arttırılması ile geliştirilmesi ve bunların her biri ile ilgili yasal yaptırım müeyyidelerinin tavizsiz tatbiki’nin her % 10 ‘luk artışı, irade dışı oluşabilecek yıkıcılığın en az % 5 oranında azalmasına yol açtığı gibi felaketler sonrasında hasarların onarılmasına da en az o oranda katkı sunması söz konusudur..

—İşsizlik ile mücadele ülkelerin yönetimlerinin seçtiği ve uyguladığı ekonomik programların etkisi ile rüzgarlanan ve sonuçlarının ülkelerin sosyal ve endüstriyel gelişimlerinde rol kaptığı kriterler olarak, işsizlik oranının azaltılması, en basit hesapla milli gelirin artması ve dengeli paylaştırılması ile başarılabileceği için geliri arttıracak hesapların ve giderleri azaltacak hesapların gündemde tutularak, her tür gelir ve giderin hakça paylaştırılması ile her tür mücadelenin yapılmasının rüzgarlanmalarının önü tamamen açılacaktır…

—Zararlı madde bağımlılarının tedavileri ile zararlı maddelerin üretimi ve dağıtımı konuları birbirlerinden ayrı faaliyet alanları olmasına karşılık aynı amaca hizmet ettiklerinden, başta uyuşturucu maddeler olmak üzere bunların üretimi –dağıtımı –pazarlanması süreçlerinin kökünün kurutularak international mücadelenin dünya çapında konsensüsü ile mücadelesi ve gerek ülkeler çapında gerekse de ülkeler arası ağ çapında topyekûn ket vurmaların sağlanması ile yine idari yönetimsel ve hukuksal boyutları ile cezalandırmaların yine tavizsiz gerçekleştirilmelerine binaen var olan müptelalarının da geliştirilebilecek yeni ve etkili tedavi yöntemleri ile rehabilitasyonunun başarılması, bu gibi zararlı maddelerin dünyanın başına karabasan gibi çökmesinin önüne geçilmesinde büyük rol oynayacak olup, her uyuşturucu maddenin üretiminden kullanımına kadar ki zaman dilimlerinde her % 10 ‘luk azaltımı bu tür bağımlıların  sayılarının en az % 5 düzeyinde azalması ve tedavilerindeki başarı oranının da en az aynı düzeyde artışına yol açacaktır…

—Akıl Hastalıklarının ve bunlara tutulan akıl hastalarının toplumlardaki zararlı davranışlarının önlenmesi, bu tür  hastaların tedavilerinde kullanılan selektif tedavi yöntemlerinin başarılı olması ile nihai rehabilitasyonlarının gerçekleştirilmesinin dışında, bir çok hastalığın ve hastanın irreversibl diyebileceğimiz prognozları nedeniyle geriye dönüşümsüz gidişatları yüzünden süresiz karantinaları şeklinde tecritleri yapılarak tedavilerinin gerekirse yaşam boyu sürdürülmesi gerçeğinin ışığında, gerekirse, toplumdaki bir nevi verem taramaları misali potansiyel kişi ve grupların psikiyatrik taramalarının da yapılması ile var olan tehlikeli şizofrenik ve psikopatik fertlerin daha suça bulaşmadan ve suçtan sonra da en rantabl içeriklerle komplet rehabilitasyonlarının lüzumu halinde yaşam boyu da  dahil olmak üzere, yerine getirilmesi sonucunda, her % 10 ‘luk tedavi oranı minimal % 5 oranında bu tür psikopatik suça meyilli şizofrenik hastaların karıştığı cinayet ve toplu katliam gibi vakaların azalmasına yol açabilecektir…

Dr. İlhan KORKMAZ – ATAEVLER ASM – NİLÜFER / BURSA

* Genel Dünya ve Ülke Sorunları ve Çözüm Arayışları -1
* Genel Dünya ve Ülke Sorunları ve Çözüm Arayışları -2

(DEVAMI VAR)