TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ HAİN EMELLERİN BAŞLICA SEBEPLERİ

Türkiye Cumhuriyeti ekonomik olarak dünyanın 16., nüfus olarak 16. ve toprak büyüklüğü olarak 32. olan bir devlet. Dünya nüfusunun %75’inin, enerji kaynaklarının %60’ının üretildiği bir coğrafyadadır. Su kaynaklarının tükendiği günümüzde, akarsu bakımından bölgenin en zengin ülkesi olması. Tarımsal açıdan ihtiyaçlarını karşılayabilmesi. Jeopolitik konum olarak AB, A.B.D., Rusya, Çin ve olası Japonya-Hindistan birleşmesi arasındaki çatışmaların tam ortasında olması. Ve yüzyıllar önceki yenilgilerin acısı başlıca sebeplerdir.
BÜYÜK PROJELER
Büyük Projeler
ORTODOKS DEVLETİ

Sponsor Bağlantılar

İstanbul’un göbeğinde, Fener-Rum Patrikhanesi önderliğinde kurulmak istenen Vatikan tarzı bir devlet. Bu amaç uğrunda Patrikhane çevresindeki araziler birer birer satın alınmaktadır. Patrik Bartholomeos yaptığı resmi yazışmalarda Ekümenik (Bağımsız) Patrik Bartholomeos ibaresini kullanmaktadır. Hatta Patrik bu fanatizmini araç plakalarına bile yansıtmıştır. Patriğin İstanbul plakalı araçlarının harf kısmı “EPB” (Ekümenik Patrik Bartholomeos) ve “PBE” (Patrik Bartholomeos Ekümenik) şeklindedir.

BÜYÜK ERMENİSTAN

Bir soykırım yalanı uydurup, ellerinde hiçbir belge olmamasına rağmen  bun yalanı her defasında Türkiye aleyhine kullanan ve yıllardır bu uluslararası yalana devam eden Ermenilerin büyük ideali. Erzurum, Kars, Van ve çevrelerinin kendilerinin olduğunu, Türkiye’nin bu topraklar üzerinde işgalci olduğunu, bu topraklar üzerinde Büyük Ermenistan devletinin kurulmasının gerektiğini savunan fikir. PKK terör örgütü içerisindeki onca ermeni, Avrupa ülkelerinde dikilen soykırım anıtları, Ermenilerin Türk düşmanları ile işbirliği içinde AB ve A.B.D’de yaptığı lobiler ise bu ideal için oynanan karanlık oyunlardan sadece birkaçıdır. Yetişmesi yıllar süren Diplomatlarımızı, Büyükelçilerimizi (52 kişi) öldürende yine Ermenilerin kurduğu kanlı terör örgütü Asala idi. Son Eurovision şarkı yarışmasında Türkiye’den kullanılan oylar sonucunda Ermenistan’ın 1. çıkması da bu işlerin çok gizli yürütüldüğünün kanıtıdır.

BÜYÜK BİZANS

Ege’nin büyük kısmını içine alan, Yunanlıların eski Bizans’ı yeniden canlandırma ideali (Megola İdea). Yunanistan vatandaşlarının Ege bölgesinde gizli gizli satın aldığı topraklar bunun en büyük kanıtıdır. Yunanistan emellerine ulaşmak için yıllarca PKK terör örgütüne yardım ve yataklık yapmış, kamplar kurmuş, silah temin etmiştir. Ermeni terör örgütü Asala’nın lider kadrosu da Yunanistan’da öldürülmüş ve örgüt çökertilmiştir. Yunanlılar yıllardır tek düşmanı olarak gördüğü Türklere şimdide Türkiye Cumhuriyetinin ormanlarını yakarak zarar verme çabası içerisindedir.

KÜRDİSTAN

Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinin büyük kısmını kapsayan, bağımsız bir kürdistan devleti kurulmasını savunan fikir. Bu proje doğrultusunda yöre halkına ayrı bir millet oldukları, haklarının yendiğini, dışlandıkları fikri aşılanmaya çalışılıyor. Okul basıp öğretmenleri öldürenler, daha sonra buraya öğretmen bile göndermiyorlar, ayrımcılık yapıyorlar yalanlarıyla halkı bu devlete düşman etmeye çalışmaktadır. Hangi ayrım? Hangi dışlama? Bu ülkede Kürt Türk’ten fazla vergi mi veriyor? Veya otobüslere daha fazla para mı veriyor? Söylenen yalanların aksine bu ülkenin kürt asıllı bakanları da olmuştur, başbakanları da, birden fazla cumhurbaşkanı da olmuştur. Yöre halkı bu yalanları söyleyenlerin, yöre halkına sizin hakkınızı savunacağız diyenlerin aslında umrunda bile değildir. Onlar 20 kişilik minibüslere 35 kişi doluşup, kaza riskini göze alarak memleketlerinden 15-20 saat uzak yerlere mevsimlik işçi olarak çalışmaya giderken, sözde hak savunucuları trilyonlarca liraya yaptırdıkları villalarının havuzunda serinlemekle meşguldürler. Eğer o insanların huzurunu gerçekten isteseydiler, yazlık mekanlara yaptırdıkları 3 trilyonluk villaların yerine fabrika yaptırırlardı. Mevsimlik işçi olarak dışarı giden insanlarda memleketinde kalıp orada çalışırdı. Bize müttefikiz diyen, dost görünen A.B D.’nin resmi organlarının yayınladığı dergilerde ülkemizin doğu kısmı kürdistan olarak gösterilmektedir. AB ve A.B.D. temsilcileri Türkiye’ye geldiklerinde önce başkent Ankara’ya uğrayacaklarına direk Diyarbakır’a inip, sonra da boş vakitleri olursa Ankara’ya uğramaktadırlar. Bize dostuz diyen A.B.D. devlet yetkilileri ülkelerinde katıldıkları proğramlarda “kürdistan’dan gelen haberler bizi mutlu etmekte”demekte ve her katıldıkları proğramda Türkiye’yi bölünmüş bir şekilde gösteren haritalar yayınlamaktadırlar. Son günlerde öldürülen PKK militanlarının üzerinden çıkan A.B.D. ordusunun silahları her şeyi açıklıyor.

BÜYÜK İSRAİL

İsrail’in bayrağında da olduğu gibi(iki mavi çizgi arasında Yahudi yıldızı)Fırat ve Nil nehirleri arasının Yahudi olması gerektiğini, bu iki nehir arasına Büyük İsrail devletinin kurulması gerektiğini savunan fikirdir. Yahudiler, bu devleti kurmak için dünyada en güçlü lobileri oluştur durumdalar. 50-60 yıl önce Filistin’de ki toprakları önce satın alıp sonra  bölgede çatışma ortamı yaratıp araya büyük devletleri sokarak bağımsız İsrail devletini kurdular. Günümüzde de aynı sistemle devam ediyorlar. Sistemli bir şekilde, İsrail vatandaşı kadınlar Şanlıurfa, Hatay ve civarı şehirlere gelip, doğumunu buralarda yapmaktadırlar. Buraya gelip, doğumu yaptıktan sonra hemen dönmelerinin arkasındaki sinsi plan 18 yıl sonra anlaşılıyor. Doğum Türkiye’de olduğu için T.C. vatandaşı olma hakkı olan çocuğa T.C. kimliği alıp ülkelerine dönmektedirler. T.C. vatandaşı olan çocuk, ülkesine dönüp Yahudi kültürüyle, Türk düşmanlığıyla yetiştirilmektedir. Yaşı 18’i geçtikten sonra Türkiye’ye gelip yüzlerce dönüm arazi satın almaktadırlar. İstedikleri; ilerde bir kargaşa ortamı olduğunda, satın aldıkları topraklarda hak talep edip Filistin’de ki durumu tekrarlamak.

B.O.P.

Büyük Ortadoğu Projesi (B.O.P.)A.B.D.’nin Büyük Ortadoğu Projesinin amacı: Fas’tan Çin’e kadar 22 ülkenin siyasi coğrafya  hatlarını değiştirmek. Dünya petrol rezervlerinin dağılımına bakınca bu projenin amacı belli oluyor. Dünya ham petrol rezervlerinin dağılımı: %47 Ortadoğu, %19 Kafkasya, Rusya, %12 Kuzey Amerika, %20 Güney Amerika, %2 Avrupa. Zaten Dünya petrol rezervlerinin dağılımına  ve Dünya enerji tüketim kaynaklarının dağılımına bakınca projenin çok uzun vadeli olduğu anlaşılıyor. Dünya enerji tüketim kaynakları: Petrol %37, Doğalgaz %24, Kömür %27, Nükleer %6, Hidroelektrik %2, Diğer %10. Dünya petrol rezervlerinin ömürleri: Irak ve Kuveyt 100 yıldan fazla, B.A.E. 100 yıldan fazla, A.B.D. 10 yıl, Kazakistan 82 yıl. Bu projeye göre Irak’ın kuzeyi güney kürdistan, Türkiye’nin güneyi is kuzey kürdistan olarak gösterilmektedir. Birlik, Dirlik içindeki bir ülkeyi yıkmak zordur elbet. Ama o ülkeyi etnik, dini, kültürel parçalara ayırıp, birbirine kırdırırsanız sonu pek iç açıcı olmaz. Tıpkı körfez savaşında ekilen tohumlar sonucunda Irak’ta oluşturulan Türkmen, Arap, Kürt, Sünni, Şii çekişme ortamı sonucunda zayıf düşen ülkenin işgal edilmesi gibi. Bu amaç uğruna Irak’ta oluşturulan ortam sonucunda günümüzde aynı dine mensup olan insanlar birbirinin camilerini bombalar durumdadırlar. Türkiye de ise gerek bölücülere verdiği destekle, gerek doğu ve
güneydoğudaki binlerce ajanıyla bu amaç uğrunda çalışmaktadırlar. Türkiye üzerindeki etkileri genelde ekonomiktir. A.B.D.’nni bir ülkeyi ele geçirmek için en iyi yöntemi borçlandırmadır, bizde A.B.D’ ye yüzlerce milyar dolar borçluyuz. Unutulmamalıdır ki yardım almaya alışanlar emir almaya da alışırlar. Muhalefeti deslekleyip birçok ülkede turuncu devrimler yaptıran George Soros’un İ.M.K.B.’de ki onlarca milyar dolar parasını çektiğinde ülkemizin ekonomik bir kriz yaşayacağı da unutulmamalıdır. Boşuna söylememiş Mustafa Kemal Atatürk: Bağımsızlığını kaybetmenin en kestirme yolu başkasının parasını yemektir.

AB YOLU NEREDEN GEÇER?

Avrupa Birliğine girişin yolu Kıbrıs’tan, Patrikhane’den, Diyarbakır’dan, Ege’den, Ermeni isteklerinden, İstanbul’da Ortodoks devletinden, etnik, dilsel, dinsel ayrıcalıklardan geçer. Bu alanlarda çok büyük tavizler verilmedikçe Avrupa Birliğine giriş hayalden öteye geçmez. Önümüze konan uyum kriterleri sadece bahanedir. Kriterleri yerine getirdikçe onlar yenisini uydurmaya devam edeceklerdir. Çünkü; Avrupa Birliğinin bir Hristiyan birliği olduğunu ve Türkiye’nin bu birlikte yeri olmadığını AB’nin en üst düzey yöneticileri her fırsatta söylüyor. Bunları bile bile Avrupa Birliğine uyum yasaları adı altında öyle tavizler verdik ki…Son yıllarda gelen uyum paketleri yüzünden Cuma hutbelerinden sonra söylenen Allah ininde hak din İslam’dır ibaresi çıkarıldı. Zaten AB Anayasasının 51. Maddesi her şeyi anlatıyor: Üye ülkeler kilisenin aldığı kararlara uymak ve onları uygulamak zorundadırlar.

DAYATMALAR SADECE TÜRKİYE’YE

Türkiye’de Devlete katil devlet demek, Türkler ermeni soykırımı yaptı demek serbest iken, sözde özgür Avrupa da Ermeni soykırımı olmadı demek suç olmuştur. Aslında bizde suçluyuz. Çünkü; onlar olmayan bir soykırımı böyle savunurken, biz belgeli, şahitli, 613 Azeri Türkünün kafa derisi yüzülerek katledildiği 26 Şubat 1992 Hocalı katliamını onlar gibi anlatamıyoruz. Haber programlarımızda bile bu katliama son 1-2 yıl içerisinde yer verilmeye başlandı. Bizi, etnik grupların dilinde yayın yapmaya zorlayan, bunun adının özgürlük olduğunu söyleyen Hollanda gibi ülkeler kendi ülkelerinde sokakta bile ikinci bir dilin konuşulmasını yasaklamışlardır. Azınlık dillerini bize kabul ettirmeye çalışan ülkelerden Estonya, İrlanda, Letonya, Portekiz, Yunanistan ve daha niceleri hala azınlık dillerini kabul etmemiş ülkeler arasında bulunuyor. Danimarka, İngiltere, Fransa, Portekiz ve daha niceleri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararnamesini imzalamamışken, biz Devletimize, Milletimize küfür edenleri A.İ.H.M. istedi diye beraat ettiriyoruz. Almanya’da okul bahçesinde Türkçe konuşan çocuklara çöp toplama cezası verilmesinden, Batı Trakya’daki camilere tahammül edemeyip, ruhban okulunun açılmamasına tepki gösteren Yunanistan örneğine kadar birçok örnek var bu çifte standardı gösteren.

TELEVİZYONUN KÜLTÜR YOZLAŞMASINDAKİ BÜYÜK ETKİSİ

Basın, günümüzde en büyük güçlerden birisidir. Televizyon ise basın organlarından en çok kullanılanlarındandır. İşte bu GİZLİ İŞGAL’in bir perdesi de bu kutu içerisinde oynanmaktadır. Ülkemizde yıllardır bilinçli olarak yapılan programlar yüzünden gençlerimiz Doğu Türkistan’da soydaşlarımıza yapılan katliamları değil, biz evleniyoruz evindeki Caner ile Tülin’in ünlü olmak için gösterdikleri hikayeden aşkı konuşmaktalar. Her kanalda böyle programlar yayınlandıkça insanlarda ister istemez seyrediyor. Yine bu tür programlar yüzünden insanlarımız Kerkük’te tapu dairelerinin, nüfus dairelerinin yakılıp Türkmenlerin yerine peşmergelerin yerleştirilmesini değil, Semra hanımın gelin kaynana programında gelin adaylarıyla nasıl tartıştığını ve oğlu Ata’ya verdiği taktikleri öğrendi. Gençlerimiz her gün izledikleri magazin programları yüzünden diskolarda yapılan köpük banyolarının meraklısı olmuş ve bar ortamlarına çekilmiş durumdadırlar. Çocuklarımıza 21 yaşında İstanbul’u fetih edip çağ açıp çağ kapayan Fatih Sultan Mehmet ve Fetih’i, Dede Korkut hikayelerini konu alan çizgi filmler yerine, Asteriksler, Pokemonlar seyrettirildikçe 5-6 yıl önce olduğu gibi kendisini pokemon zannedip 5. kattan atlayan çocukların sonu gelmeyecektir. Çocuklarımıza Batman, Süpermen, Örümcek Adam gibi yabancı hayal kahramanları seyrettirilip sevdirildikçe, tabiki onların Köroğlu’ndan, Battal Gazi’den, Yahya Çavuş’tan, Seyit Onbaşı’ndan haberi olmayacak. Çizgi filmlerin bile milli kahramanları anlatması gerekir. Çocuklarımız Örümcek Adamın, Süpermenin kötü adamların elinden insanları nasıl kurtardığı masalları yerine Kurtuluş Savaşında yiyecek bulamayıp günde yarım ekmek ve üzüm hoşafı ile doyan ecdadının bu vatanı ne zor şartlar altında koruduğunu öğrensin. Geçmişini öğrensin ki geleceğini ona göre şekillendirsin.

TÜRK DİLİNDEKİ BÜYÜK YOZLAŞMA

“Bugünden gayru divanda, dergahta, mecliste, sokakta Türkçeden başka dil konuşulmaya”diyen Karamanoğlu Mehmed Beyi duyanınız var mı? Ecdat diline verdiği değeri  1277 de bu tarihi sözle açıklamış. GİZLİ İŞGAL’in en büyük etki gösterdiği alanlardan birisi de güzelim Türkçemizdir. Günümüzde AB’ye uyum adı altında yapılan yeniliklerle ilkokul 4. sınıf kitaplarına dilimizde olmayan Q, X, W, gibi harfler konulmuştur. Cep telefonu ile gönderdiğimiz iletiler, günlük sohbetlerimizde kullandığımız kelimeler, vedalaşırken kullandığımız kelimeler ve daha neler neler, hepsi yabancı kelimelerin etkisi altına girmiştir. İş yeri tabelalarına baktığımızda kendimizi yabancı ülkede sanar duruma geldik. Ülkemizde iş yerine yabancı isim koymayı yasaklayan belediye sayısı çok azdır. Tüm belediyelerin bu konuda duyarlı olması en büyük dileğimiz. Dükkan store olmuş, bakkal market, ucuzluk damping olmuş, ilan tahtası bilboard, bilgi alışı birifing olmuş, uğraş hobby, koruma body guard olmuş, saygınlık prestij, önemli haber flash haber olmuş, yaşa varol sevinci oley oley. Boşuna dememişler BİR MİLLETİ YOK ETMEK İSTİYORSAN İLK ÖNCE DİLİNİ YOZLAŞTIR.

SON SÖZ

Türkiye üzerindeki kötü emeller hiç bitmez . Birisi bitse, mutlaka yenisi başlar. Bunun sebepleri zengin su ve yer altı kaynakları, jeopolitik konumu, 1071 Malazgirt’in, 1453’ün ve Kurtuluş Savaşı’nın yenilgisini hazım edememeleridir. Onların istediği Sevr antlaşmasının yürürlüğe konmasıdır. Dünyanın en güçlü donanmalarıyla, en donanımlı ordularıyla gelip yapamadıklarını şimdi masa başında yapıyorlar. Önce bu ülkenin gençlerini sağ-sol diye bölüp gençleri birbirine kırdırarak 15 yıl sonrasını yönetecek olan üniversite gençliğini yok edenler… Daha sonra hain emelleri uğrunda bu ülkenin kafasına Milliyetçi olan Muhafazakar olamaz, Muhafazakar olan Medeni olamaz gibi yalan yanlış şeyleri soktular. Kişi kavmini sevmekle suçlanamaz. (HZ. Muhammed s.a.v.). GİZLİ İŞGAL’in perdeleri bir bir oynanıyordu. Alevi-Sünni çatışması yaratmak istediler olmadı. Türk-Kürt çatışması yaratmak istediler olmadı. Son yılarda ise Laik olan Müslüman olamaz yalanıyla ülke insanını iki zıt kutup haline getirmeye çalışıyorlar.
Türkiye’nin bu durumda olmasının büyük sebeplerinden birisi de planlarımızı 5 yıllık yapmamızdır. A.B.D. yüz yıllık planı yapıp masaya koyuyor, gelen başkan kim olursa olsun aynı plana devam. Ama bizde her gelen hükümet planını 5 yılık yaptıkça, kendi adamlarını yükseltmek için müdürü olan yerlere onlarca müdür daha sürüp ülkenin parasını böyle savurdukça bizim onlarla baş etmemiz daha da zorlaşacaktır.

SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR, SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR. M. Akif Ersoy

 
15. 09. 2007
Emrullah TÖREN