Terör” ve “Terör örgütü” tanımı!!!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Davos’ta katıldığı ve bilahare terk ettiği panel ve sonrasında “HAMAS” örgütü ile ilgili olarak yaptığı açıklamalar, hem ülkemizde, hem de Ortadoğu ve ilişkili ülkelerde, terör ve terör örgütleri tanımlamalarını bir kez daha gündeme getirerek tartışma ortamı yarattı.

Sponsor Bağlantılar

Başbakan Erdoğan’ın bu konuda Davos’ta sarf ettiği sözleri, kısaca ve aynen şöyle; “HAMAS, seçimle gelmiş bir parti. Bu nedenle, İsrail-Filistin sorununun çözümünde muhatap alınmalı. ABD Başkanı Obama, Ortadoğu’da terör ve terör gruplarını yeniden tanımlamalı. Bu tanımlama doğrultusunda Ortadoğu’da yeni bir Amerikan politikası şekillenmeli ve yeni bir terörle mücadelede projesi uygulanmalı”.

Sorunun çözümü”, “seçimle gelmiş” ve “Muhataplık” sözcüklerini, daha sonra tekrar dönmek üzere şimdilik aklımızın bir kenarına not edelim.

Kabaca bir tarif yaparsak, terör; “belli bir amaca ulaşma doğrultusunda ‘silah’ın araç olarak kullanılması, yaratılan kaos ortamından istifade ile, bu en baştan belli amaca, zor kullanarak, şiddet dayatarak ulaşma gayreti” olduğuna göre, terör örgütü de; bu gayretin örgütlü halidir.

Terör konusunda HAMAS’a gelirsek…

HAMAS, 1988 yılında yayınladığı tüzüğünde; “Filistin’de bir din devleti kurulmasını hedeflediklerini, cihat yoluyla, şiddet yoluyla, Filistin topraklarının 3’te 2’sini işgal eden İsrail’in haritadan silinmesini amaçladıklarını ve bu konuda hiçbir müzakereyi, hiçbir şekil ve şartta kabul etmeyeceklerini” tüm dünyaya ilan etti. Bu haliyle HAMAS, “şiddet” faktörü nedeniyle uluslar arası platformda “Terör örgütü”dür. Bu kesin.

Neden? Çünkü; başından sonuna kadar da haklı olsanız, haklılığınızı silahla ispatlama yoluna gidemezsiniz. Daha önemlisi, “Çarem kalmadı, silaha sarıldım” deseniz dahi, 1988 tarihli tüzükte belirtildiği gibi, silahı tercih edip diyalog kurma, müzakere yapma gibi herhangi bir açılımı, en baştan reddetmenin, tıkamanın ne anlamı, nasıl bir mantığı olabilir ki!

Evet, Filistin’de, bütün dünyanın gözleri önünde bir insanlık dramı yaşanmıştır ve yaşanmaktadır. İsrail’in, “HAMAS füzelerine karşılık olarak meşru savunma hakkımızı kullanıyoruz” iddiası, doğru dahi olsa, bu türden, spesifik hedef gözetmeksizin Gazze’ye, yani Filistin halkının çoluk-çocuk demeden tamamına yönelik yaptığı havadan ve karadan bombardıman mahiyetli saldırısı, hiçbir şekilde haklı görülemez, kabul edilemez. İsrail yönetimi, her ne olursa olsun kesinlikle suçludur.

Gelelim, geçmişteki Ermeni terör örgütü “ASALA”ya.

Bugün adı-sanı duyulmayan ASALA da, 1915 Ermeni soykırımı iddialarından yola çıkarak, Türkiye’den “intikam” alma amacıyla kurulmuş bir “Terör örgütü”dür.     

Peki, ya PKK?

PKK, Marksist-Leninist bir ideoloji ile yönetilecek “Dört parçada (Türkiye-Irak-İran-Suriye) Kürdistan” ideali ile, özellikle ve başlangıçta Türkiye’yi hedef alan “ayrılıkçı” bir “terör örgütü”dür.

Her üç örgütün de ortak paydası; silahlı mücadeleyi tercih etmeleri, farklılıkları ise; kuruluş amaçlarıdır. ASALA; intikamı, PKK; M-L bir Kürdistan’ı, HAMAS ise; şeriat ile yönetilecek, İsrail işgalinden kurtulmuş bir Filistin’i hedef almıştır.

Aklımızda tuttuğumuz  “Sorunun çözümü”, “seçimle gelmiş” ve “Muhataplık” konusuna geri dönelim.

DTP, hemen konuya yine balıklama atladı. Çünkü, onlar da bu üç sözcüğü sıklıkla kullanıyorlar; “ÇÖZÜM, SEÇİM, MUHATAP”.

 
Eşbaşkan Emine Ayna, “Seçimle gelmiş HAMAS olmadan bu sorun çözülmez diyorsanız, Kürt sorununun çözümünde de PKK olmalıdır demek zorundasınız. Kürt halkının seçilmiş temsilcilerini de muhatap almalısınız. Terör listesinden HAMAS’ı çıkarın diyorsanız, siz de PKK’ya terörist demekten vazgeçmelisiniz. Siz de çocukları öldürmeyi iyi bilirsiniz. 2006 Nevruz’unda Diyarbakır’da ölen 11 kişiden dördü çocuktu” dedi.

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk de, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) Avrupa Birleşik Sol/İskandinav Yeşil Sol Konfederal Grubu’nun ev sahipliğinde düzenlenen “AB, Türkiye ve Kürtler” konulu konferansta yaptığı konuşmada; “Filistin’de yaşananlar herkesin vicdanını rahatsız etti. Ama inanın ki, Kürt sorunu bugün Filistin ve İsrail sorunundan daha büyük ve daha kapsamlıdır” diye konuştu.

Şimdi bakın, elma ile armut karıştırılmaya çalışılıyor, çoğu zaman olduğu gibi.

Demokrasi ve seçim” diyorsunuz. 2006 seçimlerinde ülke genelinde % 47 oy almış ve Gazze’de seçimleri kazanmış bir HAMAS’ın, Gazze özelindeki İsrail-Filistin çatışmalarında muhatap alınması gerktiğinden daha doğal ne olabilir ki!

HAMAS, terör örgütüdür veya değildir, ancak sonuçta Gazze konusunda HAMAS’a terör örgütü gözüyle değil, Gazze Yönetimi gözüyle bakılmasının veya bakılabilmesinin, doğal olması gerekmez mi? Hal böyle iken, yoksa sizin, Doğu ve Güneydoğu Yönetimi gibi bir sıfatınız var da, biz mi bilmiyoruz!

Kürt halkının seçilmiş temsilcileriyiz ve bu nedenle muhatabız” diyorsunuz. Oysa, Kürt halkını temsil etmediğiniz, geçmişteki diğer tüm demokratik seçimlerde olduğu gibi son 22 Temmuz seçimlerinde de görülmüş, bölgede ezici bir üstünlüğün altında kalarak ancak ikinci parti olabilmişsiniz. Türkiye genelinde aldığınız yaklaşık % 5’lik oy ve Kürt vatandaşlar arasında aldığınız maksimum % 25’lik oy oranları da, amiyane tabirle kabak gibi ortadadır.

Siz de İsrail gibi çocukları öldürmeyi iyi bilirsiniz” derken, sakın yanlış anlaşılmasın ve ölümler tasvip ediliyor diye düşünülmesin; desteklediğiniz ve desteğini aldığınız PKK tarafından, beşiklerdeki, kundaklardaki on’larca katledilen, bırakın çocukları, emzikli bebekleri ne çabuk unuttunuz!!!

Üstelik, yine yanlış anlaşılmasın ve sanki bir gerekçe gösteriliyor gibi düşünülmesin; her türlü çatışma ortamına, belli bir sinsi plan dahilinde en önde zavallı, cahil, maceraperest çocukları ve yaşlı kadınları “piyon” olarak öne süren siz değil misiniz!!!   

Ayrıca, “Kürt sorunu” diye dayatılan şey, bugün Filistin-İsrail sorunundan daha büyük ve daha kapsamlı nasıl olabilir ki? Burada, bir ülkenin bir başka ülkeyi, yıllardır süre gelen ve kimsenin ses çıkartmadığı işgali ve saldırıları söz konusu iken, yani, herkesin gözleri önünde uluslararası bir sorun yaşanıyorken, diğer tarafta ülkeyi bölmeye çalışan bir örgütün sebep olduğu terör sorununu, nasıl oluyor da aynı kapsamda ele alıp, daha da ön plana çıkartma gayreti gösterip, nemalanmayı düşünebiliyorsunuz ki!!!

 
Sabahattin
Talu
sabahattintalu@gmail.com