Ali Sekülü

Yönetim biçimi her ne olursa olsun, yönetim gücünü elinde bulunduran gücün, başka bir güçten çekinmesi gerektiğine inanıyorum. Eğer daha büyük bir güç yoksa halk erk sahibinin inisiyatifine bağlı kalır.
Yasama, yürütme ve yargı sacayağının olduğu bir ülkede, mesela yargı adaletsizlikleri hat safhaya çıksa, Anayasal hukukun yerine getirilmesini kim sağlayacak? Ya da elinde herhangi bir yaptırım gücü yani fiziki güç sahibi olan birim adaletsizlik yaparsa buna karşı tedbir nasıl alınacak?

Sponsor Bağlantılar

Erk sahibinin karşısında adaleti takip edecek tek gücün, adaletin kendi arasında uygun dağıtılmasını isteyecek olan halkta olduğuna inanıyorum. Yani yönetim erkini kontrol edebilecek tek gücün halk olduğuna inanıyorum. Bunun içinde halkın halk bilincinde olması, sonun gelmemesi için, şahsi çıkarların değil, halkın ortak çıkarlarının göz önünde bulundurulmasını sağlayacak bir ortak bilinçte olması gerekmektedir, diye düşünüyorum. Eğer halk çeşitli sebeplerle ferdiyetçiliğe düşmüş veya düşürülmüş ise, böl parçala yönet sisteminin en kolay yönetilen parçaları olurlar. Çünkü tek ferde kadar fert fert bölünmüştür.

Yine bir ülke hayal edin, yönetici erk çok sağlam. Halka’da isyan etmeyeceği ölçüde taleplerini veriyor. Yani kritik noktada bir yaklaşımı var. Hafif memnunsuzluk uyandıran bir şekilde.. İradeyi cüzi ile teşbih edeceğimiz bu halk bıçak kemikte olmadığından bu hafif memnuniyetsizliklere, halkın barışı adına istemeye istemeye katlanırlar ama sonunda alışarak yönetim erkinin istediği şekilde var olurlar. Mesela “Benim memurum işini bilir” ifadesi, toplum içinde istenen rüşvetler sebebi ile sıkıntı oluşturur ama kavgadan bıkmış olan halk buna bir süre saya söve katlanır. Sonunda rüşvet halk içinde olağan hale gelir. Rüşvet ve benzeri şeylerde süratle halkı oluşturan insanlar arasında ki saygı ve sevgi bağlarını kopararak ferdiyetçiliğe, yani en küçük birimine kadar bölünmüş insan yığınlarına dönüştürür. Artık eşeğin önüne samanı tutan yürütür. Halkın birlik olarak adalet talebi neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Halk artık var olduğu şekliyle, layık olsa da olmasa da “layık olduğu şekilde yönetilir” kavramına dâhil edilmiştir.