Bazen düşünürüm, birisi çıkıp tiyatroyu anlatmalı bizlere. Anlatmalı ki anlaşılsın değeri. Tiyatro şöyle tiyatro böyle demeli. Ama sonra düşünüyorum tiyatroyu nasıl anlatıcak? Hiç yaşamamış bir insana nasıl anlatılır tiyatro? ”Tiyatro yaşamdır” dese, karşısındaki demez mi ”Yaşam nefestir, ne tiyatrosu” diye? Aslı öyle değildir işte, bazı insanlar için tiyatro yaşamdır, yaşamın nefes olduğunu düşünenler haklıdır ama tiyatroyla yaşayanlar için o nefes sahnede alınmadığı sürece nefes değildir.Onlar içim yaşam 1. açılırken başlar taaki son perdeye kadar. Yüz ifadesiyle, ses tonuyla ve her şeyiyle ‘yaşar’ o zaman tam anlamıyla. Hayattır bu sahneye çıkıp alkış duymadan çekilmez. Yaptığı espriye karşı verilen kahkaha sesleri kendi görmek ister, denizde boğulurken kıyıdan gelen bir el gibidir bu kahkahalar, o kadar heyecanlı, o kadar mutluluk verici… Tiyatrocu belkide yaşamı en çok hissedendir bizlere karşıt…

Sponsor Bağlantılar

Bir de tiyatrocu olmayıp o nefesi alanlar var tabi. Yani bizim gibi tiyatro izleyiciler. Tiyatro salonuna girip yerini bulduktan sonra derin bir nefes derin bir ‘yaşam’ düşer içlerine. Hele sahne açıldı mı, hayatı hisseder o zaman. Bu tadı bilmeyenler abartıldığını düşünür. Ama o sahnede sergilenen oyunu, oyuncuyu alkışlamak ne büyük zevktir nasıl anlatabilirsin ki? Tiyatro izleyicisi de tiyatro oyuncusu da böyledir işte. Tiyatro hayatına bir girdi mi, hayatın ellerinde kayan bir uçan balona dönüşür, özgürlüğünü bulmuş ve mutlu. Tek kelimeyle mutluluktur tiyatro. Hayata anlam katar çoğu zaman. Hayatın bir tiyatro sahnesinde tiyatro oyunu olsun istersin. Oyuncu olmasan bile, sadece izleyiciysen bile yeter o sana. Çünkü sen artık bir ‘hayatro’ oyuncususundur. Herkes kendi hayatının baş rol oyuncusu son perdeye kadar mutlu olun mutlu oldurun!