1980’li yıllardan itibaren ülkemizde, Personelcilik kavramının yerini İnsan Kaynakları Yönetim Sistemi kavramı almaya başlamıştır. Yalnız bu süreç, oldukça yavaş ilerlemiş ve ancak 1990’lı yılların sonundan itibaren, işletmelerde hayata geçmeye başlamıştır. Bilindiği gibi, bu yavaş ilerlemenin başlıca nedeni, ülkemizdeki işletmelerin aile şirketi yapısında olmasıdır. Günümüzde de bir çok büyük ölçekli işletmelerin, hatta holdinglerin, kilit noktalarında aile bireylerinin olduğu gözlenmektedir. İnsan Kaynakları Yönetim Sistemi, ülkemizdeki  Kurumsallaşma hareketinin en önemli birimi olduğundan dolayı bu sorunla karşı karşıya gelen, mücadele eden ilk birimdir. Bu yazımda İnsan Kaynakları Yönetim sisteminin karşılaştığı diğer sorunlardan biri olan, kavram kargaşası konusunu ele alacağım. Bilindiği gibi, bir organizasyon düzenlemesi yapıldığında, ilk olarak birimler kurulur ve bu birimlerin sorumlulukları ilgilerine göre dağıtılır. Her birimin bir yöneticisi ve bu birimlerin başında bir bilirkişi mevcuttur. İşte o bilirkişinin ve organizasyondaki diğer kişilerin, sıfatlarının ne olduğu ve ne olması gerektiği konusunda bilgilerimi paylaşacağım.

Sponsor Bağlantılar

Ancak yazıma geçmeden önce bu yazıyı yazmama sebep olan bir olayı anlatmadan geçemeyeceğim.

İnsan Kaynakları sitelerinde firmaların verdiği personel ilanlarını incelediğinizde ilgili departmanda çalışacak bir memura, bir elemana ihtiyaç duyan firma, ilana, örneğin; Muhasebe Uzmanı ya da İnsan Kaynakları Uzmanı şeklinde yer veriyor.

Kariyerimin belli bir döneminde Böyle bir ilana başvuruda bulunmuştum. Firma beni görüşmeye çağırdı. Görüşmede her şey yolunda gidiyordu.  Finalinde, benden İnsan Kaynakları Departmanının, organizasyon şemasını çizmemi istediler. Gayet tabi diyerek bir organizasyon şeması çizdim. Şemayı, Tepede bir İ.K. Müdürü, altında ise İ.K. Yöneticileri sıfatlarını kullanarak çizdim. Çizdiğim şemanın sistemini beğendiklerini, ancak Müdür ve yönetici kavramlarına sözlükten tekrar bakmamı tavsiye ettiler. Bende bunların bir kavram olduğunu ve sözlükten bakılarak bir kanıya varılamayacağını söyledim. Görüşme orada sona erdi.

Şimdi bu kavramları hem sözlük anlamlarıyla hem kavramsal olarak inceleyelim:

MÜDÜR: Arapça kökenli bir kelimedir. İdare eden, sorumlu olan, danışılan ve yönlendiren anlamındadır. Örneğin okul müdürü okulun idaresinden sorumlu kişidir. Müdür yardımcılarını, öğretmenleri, öğrencileri, hizmetlileri yönetir ve yönlendirir. Müdür yardımcısı; okul yönetiminde, örneğin staj yapacak öğrencilerle, stajyer ihtiyacı olan firmaların, koordinasyonundan sorumlu kişi ya da öğretmenlerin devam kontrolü, ders programlarının hazırlanması uygulanmasından sorumlu kişi de olabilir. Öğretmen ise kendi branşı doğrultusunda derslere girerek, o gün ki konunun işlenmesi ve sınıfın yönetiminden sorumlu kişidir. Hizmetliler ise okulun temizliği, ısınması bakımı gibi işlerden sorumlu kişilerdir.

YÖNETİCİ: Belirli bir sorumluluğu almış yönetme ve idare etme gücüne haiz kişilerdir.

Aynı örnekten gidecek olursak; okul müdürü, okul müdür yardımcısı, öğretmenler ve hizmetliler birer yöneticidirler ve eğitim organizasyonunu yürütürler. Herkes, sorumlu olduğu alanın yöneticisidir.

UZMAN:

1 .     Belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan (kimse), mütehassıs, kompetan:
       “Kuşkusuz hepimiz her alanın uzmanı olamayız.”- A. Ağaoğlu.

2 .   isim  Belli bir bilim dalında lisansüstü öğrenim derecesine sahip kimse, spesiyalist.

3 .   isim  Bilirkişi.

TDK’nın sözlüğünden olduğu gibi aktarılmıştır. Belli bir işte, belli bir konuda, görüş ve becerisi ÇOK olan kimse. Ayrıca, bir eğitim dalında, lisans üstü öğrenim derecesine sahip kimse ve ayrıca bilirkişi niteliğinde bir kimse.

Örneğin; Bir diş hekimi ağız ve diş sağlığıyla ilgilenir. Diş çeker, dolgu yapar vs. ancak hastanın çene yapısını bozabilecek hassas uygulamalarda hastayı uzman’a sevk eder ya da uzman kontrolünde ve yönlendirmesiyle yapılacak uygulamayı yapar. Yani uzman doktor diş hekimini yönetir ve yönlendirir.

Şimdi gelin bu tanımları İnsan Kaynakları Yönetim sistemine oturtalım.           

İnsan Kaynakları Yönetim Sistemi: Dört temel üretim faktöründen biri olan emeğin, üretim ve yönetim sürecinde maksimum verimliliğinin sağlanmasını amaçlayan bir yönetim sistemidir. Nalsı ki;

Sermayeyi etkin bir biçimde yöneten sisteme Finansman Yönetim Sistemi, Rekabet ortamında maksimum etkinliği sağlayan girişimcilik sistemine, Yatırım ve Pazarlama Yönetimi sistemi, Kaynakları etkili bir biçimde yöneten sisteme de Sabit Kıymet Yönetim Sistemi deniyorsa, Emeğin yönetimine de İnsan Kaynakları Yönetim Sistemi denir.

İnsan Kaynakları Müdürü: İşletme değer maksimizasyonunun sağlanmasında, İnsan faktörünün en etkili ve verimli bir biçimde kullanılmasını sağlamakla sorumlu kişidir. İşletme değer maksimizasyonunu sağlayacak olan bütün birimlerin, (Genel Müdürden, Bekçi’ye kadar) en verimli biçimde çalışmasını sağlar. Tüm çalışanların yasal ve sosyal haklarını, takip ve kontrol eden, eğitimlerinin, motivasyonlarının, sağlanmasını yöneten kişidir.

İnsan kaynakları, bir yönetim sistemi olduğundan dolayı, bir yönetici organizasyonuna ihtiyaç vardır. Üst paragrafta bahsettiğim konuların paylaştırılıp, diğer insan kaynakları yöneticilerine dağıtılarak, bunların işleyişini kontrol eden kişidir İnsan Kaynakları Müdürü. Yani çalışanların, yasal ve sosyal haklarını yerine getiren bir tahakkuk servisi yöneticisi, eğitim ve motivasyonlarını sağlayan bir eğitim yöneticisi v.s. servis yöneticilerini, kontrol ve idare eder İnsan Kaynakları Müdürü.

İşte bütün bu tanımlardan yola çıkarak diye biliriz ki İnsan Kaynakları Yönetim sistemi bir bütün olarak ele alındığında bu sistemi yönetecek kişi, bir İnsan Kaynakları Yönetim Sistemi UZMANI olmak zorunda. (Uzman tanımına tekrar bakılmasında yarar var)

İnsan Kaynakları Yöneticisi ise Müdür sıfatından çok farklı bir anlam taşımaktadır. İnsan Kaynakları Yönetim Sisteminin, bir yönetici organizasyonu gerektirmesi sebebiyle, bölümlere ayrılmış bir sistemde, belirlenmiş bir bölümün sorumluluğunu almış kişi, insan kaynakları yöneticisidir. Örneğin; tahakkuk servisi yöneticisi. Bu kişinin,  sadece o bölümle ilgili deneyim ve bilgi sahibi olması yeterlidir ve o bölümün yöneticisidir.

Nitekim İnsan Kaynakları Yönetim Sisteminin en önemli ilkelerinden birisi de; “İşletmedeki tüm yöneticiler birer insan kaynakları yöneticisidirler” İbaresidir. Bu ilkeden yola çıkarak diyebiliriz ki; Her birim yöneticisi bir insan kaynakları yöneticisidir ancak hiçbiri insan kaynakları müdürü değildir.

Uzmanlık kavramı ise insan kaynakları yönetim sistemi içerisinde yanlış kullanılmaktadır. Organizasyonun yöneticilerine uzman, organizasyonun başındaki kişiye de yönetici veya müdür sıfatının kullanılması keyfiyete bırakılmıştır. Burada uzmanlık sıfatı, eleman sıfatıyla bütünleştirilmiştir. (İnsan Kaynakları Uzmanı=İnsan Kaynakları Elemanı) gibi kullanılmaktadır. Yani insan kaynakları yöneticilerine eleman denilmektedir bir bakıma. Oysaki Uzmanlık yüksek lisans düzeyinde eğitim görmüş bilirkişi demektir. Bu organizasyonun danışılanı, yönlendireni, bilirkişisi, İnsan Kaynakları Müdürü olduğundan dolayı da tek uzman o dur.

Sonuç olarak bu basit gibi görünen üç temel kavram karışıklığı ülkemizdeki bir çok işletme tarafından İnsan Kaynakları Yönetim Sisteminin daha en başından anlaşılamadığı ve doğru uygulanamadığını göstermektedir. İnsan Kaynakları Yönetim Sisteminin doğru anlaşılmaması, öneminin kavranamaması ve bu sisteme gerekli önemin verilmemesi, tüm insan kaynakları süreçlerinin (planlama, iş analizleri, görev tanımları, iş gerekleri, organizasyon şeması vs.) uygulamalarının ve Toplam Kalite Yönetimi çalışmalarının bir türlü istenilen sonucu vermemesinin sebebidir. İnsan kaynakları Yönetim sistemini Kavrayamayan İşletmeler, Organizasyon anarşisi yaşayarak kurumsallaşmanın da kaçınılmaz olduğu bir ortamda sona doğru yaklaşmaktadırlar.