Batι da son zamanlarda sistematik bir şekilde İslam düşmanlιğιnιn yaygιnlaşmasιnι sadece her toplumda bulunabilecek „marjinal sefil bazι gruplar yahutta kιsa yoldan köşe dönmek ve gelirini artιrmak için düşünülmüş bazι şaklabanlιklar“ olarak yorumlamak cehalet değilse safdillik olur. Batιlι ülkelerin „ifade özgürlüğü“ adι altιnda bu tür rezaletlere sadece ciddi protestolarι görünce usulen birer kιnama mesajι yayιnlamalarι da suret-i haktan görünmek üzere kurgulanmιş zιrvalardan ibarettir. Bu adamlarιn büyük adam diye pazarladιklarι birisi daha dün tarihin sonundan yahutta medeniyetler çatιşmasιndan bahsetmiyor muydu? Bunlarι ne çabuk unutmamιzι bekliyorlar.
Ben kendi hesabιma batιlιlarιn hem geçmişten gelen „deve kini“ benzeri kin lerinin ve hem de kendi vahşi uygarlιklarιnιn kendi insanlarιna „sahici bir mutluluk kapιsι“ gösterememesi telaşιyla İslama karşι gelişebilecek olan yoğun ilgiyi daha doğmadan boğmak için bu karartma ve karalama kampanyalarιna bel bağladιklarιnι düşünüyorum. Batιlιlarιn zaviyesinden bakιldιğιnda adamlarιn işlerini gayet iyi bir strateji ile yürüttükleri bile söylenebilir. Önce İslamι terör ile yan yana getirip bütün insanlιğa inceden inceye İslamιn „teröre“ yol açtιğιnι pazarlayarak bir imaj karartmasιna girişti ve ardιndan da saygιsιzlιk ve adi saldιrιlar başlatιldι. Bunun hangi odaklar tarafιndan organize edildiği ile ilgilenmiyorum. Ben olayιn müslümanlar tarafιndan nasιl karşιlandιğι ile açιkçasι daha çok ilgiliyim. İslam memleketlerinde meydana gelen infialin ilk bakιşta her müslümanι memnun edecek türden olduğu söylenebilir. Libya`da bazι insanlarιn öldürülmesi olayι bir provakasyon mudur, bir tertip yahutta başka bir hesaplaşma mιdιr, bu çok iyi anlaşιlamadι. Ancak savaş hariç hangi sebeple olursa olsun bir müslümanιn „kastι mahsusa“ ile bir başka insanι öldürmesi sözkonusu bile olamaz. İslamιn „öldürme“ konusundaki hassasiyeti bellidir. İslam, insanlarι yaşatmak için indirilmiş ilahi bir nizamιn adιdιr. Ve bu din insanlιğιn yaratιcιsι tarafιndan insanlιğa ikram edilmiş bu nizama „evet“ diyenleri de yaratιcι „müslüman“ olarak isimlendirmiştir. Müslüman halklar arasιnda meydana gelen infial ve yapιlan gösteriler sonuç vermiş ve en azιndan batιlι ülke yönetimleri daha ciddi açιklamalar yapmak zorunda kalmιşlardιr. Bizim ülkemizde eskiden beri „hazιrcιlιk“ çok fazla rol oynadιğι için başbakanιmιz çok önemli bir açιklama yapmιş ve müslümanlar görevlerini tamamlamιş oldular. Hz. Peygambere saygι sadece ona hakaret edildiğinde elçilikleri basmak ya da önlerinde gösteri yapmaktan ibaret mi olmalιdιr, bu tartιşmaya açιk bir konudur. Bizim ülkemizde „yersizler“ tarafιndan yapιlan bu tür hakaretlere yeterince gür ses çιkmadιğι söyleniyor. Bizim ülkemizde „yerliler“ öyle hakaretler yapιyorlar ki onlara ne söylenmiş ki bugüne kadar. Koca koca adamlar daha yeni ekran başιnda Milli Eğitim Bakanlιğιnιn seçmeli ders kitabιna „Hz. Peygamberimizin Hayatι“ yazιlmιş diye bunun kabul edilemez olduğunu ve bunun muhakkak surette „Hz. Muhammedin Hayatι“ şeklinde düzeltilmesinin ülkenin en önemli meselesi olduğunu savunacak kadar küçülebiliyordu. Dιşardaki İslam düşmanlarιndan önce içerdeki İslam düşmanlarιna cevap vermek daha doğru bir yaklaşιm. Bu da elbette sadece gösteri ile olmaz. Müslümanlarιn bu konuda çok ciddi çalιşmalar yapmalarι gerekiyor. Mesele onlara Peygamberi anlatmaktan ibaret değil. Hiç kimse onu kabul etmek zorunda değil ama kimsenin de benim Peygamberime hakaret edebilme cesareti olmamalι. Dünya ölçeğinde siyaseten olmasa da belki ilmi olarak bir an evvel bir „hilafet“ makamι tesis edilmeli ve bu „ilim heyeti“ hem İslamιn ve hem
de onun Peygamberinin herkese çok daha iyi tanιtιlmasι için çok ciddi eserler ortaya koymalι. Bilahare de bu makam aracιlιğι ile gerekirse bu tür kepazeliklere yeltenenlere yek-vücut olarak „siyaseten“ de cevap verilmeli. Buna rağmen saygιsιzlιklarιnι sürdürmekte ιsrar edenlere de hadleri bildirilmelidir. Müslüman olmak bunu gerektirir. Son paragrafta söylemeye çalιştιklarιmιz biraz „ütopik“ gözükebilir ama netice olarak müslümanlar ilelebet bu birkaç despota mahkum olmayacak. Nitekim yavaş yavaş değişimler başladι. Ben kendi hesabιma yakιn bir gelecekte müslüman halklarιn dünkü durumdan çok daha iyi bir noktaya geleceğine inanιyorum. Zira her kemâlin bir zevali vardιr. Batι uygarlιğι da artιk kemâli tamamlama noktasιndadιr, yani inişe geçmiştir. Sιra yeniden „İslam medeniyetinin“ insanlιğa sunacağι „sahici mutluluk kapιsι“nιn aralanmasιna gelmiştir. İslam, Kuràn da net ve berrak bir şekilde insanlιğιn kendisiyle ilgilenmesini bekliyor. Müslümanlar bu konuda atalet ve cehaleti atlatabilirlerse hem kendilerinin ve hem de „insanlιğιn“ kurtulmasιnda önemli bir hizmet göreceklerdir. Durum şu an itibariyle çok parlak olmasa da ben bir gün bunun gerçekleşeceğine inanιyorum. Buna inanmak bile ne kadar önemli…
Sizce de öyle değil mi?
Baki Selam ve Saygιlarιmla.
Ömer Erdem
Mainz/Almanya