Yeni Makale Anahtar Kelimeler: İşsizlik, Türkiye de yaşamak, issizlik, maaşı, sigortası, işsizlik oranı, parası, sigortası, ev hanımı, ev kadını, ssk, parasi, istihdam, kanunu, işsizlik nedir, oranları, türk ev kadını, işsizlik Türkiye, işsizlik hakkında, türk ev hanımı, işsizlik sorunları, ev kadını olmak, maası, ev hanımı olmak, politikaları,işsiz olmak,  kanayan yaralarımız…

Sponsor Bağlantılar

 

KANAYAN YARALARIMIZ

 

Türkiye'de Yaşamak ve İşsizlikKendimce yaşadığımız çarpıklıkları belirleyip sizlerle paylaşmak istedim bakalım sizlerde benle aynı görüşte misiniz yoksa ben yanlış mı bakıyorum.

 

Ülkemizde yaşanan en büyük sorun hepimizce de malum işsizlik, eğitimini tamamlamış gerçekten yetişmiş gençler bile  iş bulmakta zorlanıyor, tüm zorlukları aşıp iş bulabildiklerin de ise karşılarına özel sektörde pek çok sıkıntı çıkıyor. Bana göre çarpıklık olan  ve nerdeyse yapılan her sözleşmede  mevcut  maddeler gerçekten adil mi?

 

İlk önce rotasyondan başlamak istedim şirket prensip olarak aldığı elemanı  yine şirket içinde dilediği yere getirmekte özgür, elemanın söz hakkı yok çünkü anlaşmada olan bu maddeye “evet” dedi.

 

Diyelim  şirketin ihracatından sorumlusun ama işveren vazgeçti seni ithalata aldı olmadı sekreterliğe aldı olmadı satış elemanı yaptı, nedir bu?

 

Rotasyonun kelime anlamı dönüşüm  bu anlamda bakarsak dönüşümlü çalışma deriz zaten ifade de böyle ancak burada çalışanın geldiği durum neden hesaplanmaz?

 

Yıllarını aynı şirkette çalışarak geçiren biri belki istenilen yaş hududunu geçti, onu edinmiş olduğu kariyerden uzaklaştırıp işverenin belirlediği yere geçirmek bence çok düz bir yol değil…

 

Yine özel sektörde eleman ancak kovulması halinde tazminat hak ediyor anlaşma böyle, rotasyonla pinpon topu gibi oynanan eleman zaten kovulmayı beklemiyor bıçak kemiğe dayanıyor istifasını veriyor.

 

Şirketin  kaybı sıfır eleman işsiz…

 

Emeklilikte devlet memuru gibi toplu ikramiye alamayan özel sektör çalışanı pek çok yerden kayıplar yaşar, patronun iki dudağı arasında kalan istikbali hiç de göklerde değildir.

 

Çalışma koşulları hiç de devlet memurluğuna benzemeyen bu vatandaşlarımızın haklarını korumak gerçekten bu kadar zor mudur yoksa bu çarpıklıklar böyle sürüp gitmeli midir?

 

Özel sektörde de devletçe konulan ve işlenirliği takibe alınan maddeler çok sıkıntının halli demek olur.

 

Devletçe korunması himayesi şart olan kadınlarımız engellilerimiz çocuklarımız kısaca milletimiz belki istediklerini alamadıklarından belki seslerini duyuramadıklarından dolayı mutsuz yaşıyor. Ev hanımlarımızın namı diğer emeklisiz emekçilerimizin de durumları ne yazmakla ne anlatmakla bitecek gibi, yıllarca eşine maddi manevi bağımlı yaşayan kadın asla kendi hayatını yaşama özgürlüğünde değil. Emekçiliğin başka adı var mıdır bilmiyorum ama bana göre her ev kadını gerçek emekçidir ancak eşiyle yaşamı sona erdiğinde  naçar kalır, hayatını idame ettirme sigortası olmayan yaşadığı sürede verdiği hiçbir emeğin karşılığını alamayan emeklisiz emekçiler..

 

Evliliklerini salt maddi destek sağlamak amaçlı ayakta tutmaya çalışan ayrılması halinde yaşayacağı mağduriyetleri düşünerek beklide karaya oturan gemiyi itmeye çalışan tayfalar kadar yorgun olan çok kadınımız var, gerçek anlamda sosyal güvenceleri yok. Bu tabloyu sadece biz bilmiyoruz istatistikler bunları rakamlarla ifade ediyor ve buna rağmen gözler hala kapalı duruyor ne diyelim?

 

style=”margin: 0cm 0cm 0pt” class=”MsoNormal” align=”justify”> “Milletimizin, kavi, (sağlam-emin) mesut ve müstakar (istikrarlı, kararlı, sabit ve sakin/meskun) yaşayabilmesi (refahın adaletle tabana yayılması) için, devletin tamamen milli bir siyaset takip etmesi ve bu siyasetin, teşkilatı dahiliyemize bütünüyle mutabık ve müstenit (uyumlu) olması (dayanması) lazımdır.” diyor. Tüm yönetim unsurları ile devlet ve hükümetin buna dikkat etmesi ve icabını yerine getirmesi gerek. Zira, devlet belli bir kesim, grup veya zümrenin değil bütün halkın-milletin devletidir.”(M.N.Sınacı, 2008)

 

Ülkemiz için savaşan canlarını ortaya koyan nihayetinde kendilerine yakışır ünvanı alan gazilerimiz…

 

214 ytl olan maaşlarının 353 ytl’ye çıkması için sunulan yasa teklifi eğer onaylanırsa mutlu ve refah mı yaşayacaklar?

 

SSK’ya kayıtlı toplam 6 milyon 918 bin sigortalının yüzde 44’üne denk gelen 3 milyon 42 bin asgari ücretli var 2008’de asgari ücrete yapılacak zam, işçi ve işveren kesimlerinin mutabakatıyla belirlendi. Asgari ücret yılın ilk 6 ayında net 435 YTL, Temmuz’dan itibaren 457 YTL olacak (NTV-MSNBC). Ne yapalım sevinelim mi?

 

Hem eğitim şart söylemleri yapacaksınız hem 457 ytl ile kira öde ye iç giyin çocuklarının da iyi eğitim almasını sağla diyeceksiniz, ben de size bir şey söyleyeceğim.

 

El insaf…

 

Neresinden tutsak orasından kanayan bu yaralara gönlüm küskün dilim lal…

Bir çok ülkenin ayda takla attığı bu yüzyılda bizler hala başörtüsü ile çarpışırken gerçekten kocaman dertler içinde belki zerre olan meselelerle oyalanmak kolu kanadı kırmak kadar acı veriyor.

 

Hiçbir zaman her şeyi devlet yapsın anlayışında olmadım, dedim ki sen ağaç dik biz bakarız…

 

Ama ağaç dik yorma bizi çalılarla…