Köyden kente göç her gün artarak devam ediyor. Geçenlerde Erzincan iline bir ziyaret gerçekleştirdim. Bu ziyarette Kemah ilçesine de gittim. Orada çok güzel mesirelikler, tarihi evler, kale ve Melik Gazi türbesi gibi gezilecek görülecek yerler mevcut.
Kemah’ın soğukpınar mahallesi de göç veren ve bu göçe bağlı olarak viraneye dönen bir yer konumunda. Burada 1908 yılında yapılan soğukpınar mahallesi soğukpınar camisi de cemaatsizlikten yıkılmaya yüz tutmuş durumda.

Sponsor Bağlantılar

1978-1981 yılları arasında Soğukpınar camisinde imam hatip olarak görev yapan Sıddık Başpınar eski günleri yaşama adına gittiği camide “hey gidi eski günler” deyip uzaklara dalarak “O yıllarda burası kalabalık bir mahalle idi. 80’li yılların sonunda burada yaşayan kimse kalmayınca Diyanet de kadroyu aldı. Cami imamsız mahalle de ıssız bir hale girdi. Burada 3.5 yıl görev yaptım. Mütedeyyin bir cemaati vardı. Ramazanlarda her akşam bir farklı evde iftarlar açılırdı. Kalabalık bir şekilde teravihler kılınırdı. Şu an 27 yıl öncesini yaşıyorum. Eskiyi hatırladıkça gözlerim doluyor. Şimdi ise camiyi ve mahalleyi garip gördüm. Allah rahmet eylesin Boynu kalın İbrahim Usta, Gıldırik Nurettin Usta’nın bu camide emekleri çoktu. Kabenin örtüsü’nün parçası ve Sakal-ı Şerif vardı bu camide.” diyerek göç nedeniyle terk edilen buna benzer yüzlerce köy, mahalle ve camiler gerçeğine parmak basıyordu.

Yaptığım araştırmada Erzincan’daki 11 köyde kimsenin yaşamadığını gördüm. Köyler sahipsizdi. Kimsenin kalmadığı köylerden başka köylerde nüfus da azalmıştı. Mesela Kemaliye Köyleri 49,  Refahiye köyleri 53, Merkez köylerde ise ortalama 230 kişi yaşamakta. En kalabalık üç köy ise Çayırlıya bağlı Başköy-  Yazıkaya 733, Çayırlı Cennetpınar(697) ve Tercan Başbudak(696) köyleri olarak yer almaktadır.

11 köyde kimsenin yaşamadığı Erzincan’da bu köyler dışında 521 köyün toplam nüfusu 49.732 kişi ile toplam il nüfusu içerisindeki oranı %25’in altında. Ortalama bir köyde yaklaşık 96 kişinin yaşaması ise köy nüfusunun köyü terk ettiğinin bir göstergesi.

Bu göç nedeniyle gidilen yerlerde de ciddi sıkıntılar meydana gelmektedir. Bu sıkıntıların başında işsizlik, eğitim yetersizliği, konut sıkıntısı, çevre problemleri, trafik ve sağlık gelmektedir.  Kültür çatışması ise apayrı bir problemdir ki uyum meselesi ciddi olarak ele alınmalıdır.

Devletin direk olarak göçü yasaklaması mümkün değildir ve olmamalıdır da. Ancak köylünün sıkıntıları giderilebilirse köylerde yaşama arzusu tekrar oluşturulabilir. Bunun oluşturulabilmesi için, sulamalı ve modern tarım yöntemleri yaygınlaştırılmalı, besi ve ahır hayvancılığı geliştirilmeli, Tarıma dayalı sanayi kolları kırsal kesime kaydırılmalı ve en önemlisi de ürünün değerinin verilmesi olarak karşımıza çıkıyor.  Ürünün değerlendirilmesi konusunda Denizli ilinin Acıpayam ilçesinde köylerin tam orta noktasında AYNES-AYYEM isimli bir firma saatte 50 ton kapasiteyle Yem üretimine devam etmektedir. Bu yemleri hayvan üreticilerine veren firma karşılığında süt almaktadır.20 bin aile süt verip yem almaktadır. Ayrıca 600’e yakın kişi fiilen firmada işçi olarak çalışmaktadır. Alınan sütlerden, beyaz peynir, kaşar peyniri, krema ile yoğurt, süzme yoğurt, geleneksel peynir, ülke peynir, ayran, tereyağı, krem ve lor peyniri üretimi yapılmakta ve Türkiye pazarına sunulmaktadır. Bu örneklerin artması ile köylerden kente göç önlenebilir diye düşünmekteyim.

 
Ömer Özkaya