Küresel krizle ilgili son zamanlarda oldukça çok eser ve makale yazılmıştır. Günümüze kadar dünyada yüz kadar iktisadi kriz yalanmıştır fakat ilk defa bir kriz küresel nitelikte olup tüm dünya ülkeleri aynı zamanda ekonomi politikalarını birlikte istişare etmeye çalışmıştır. Geçmişte oluşan krizler genellikle bölgesel nitelikte kalmış veya 2008 krizinde ki gibi tüm ülkeler bir araya gelerek ekonomi politikaları belirlememiştir. Bu konuyla ilgili oluşan kavram karmaşasını gidermek ortada olan uzman kişilerde yazılan eserler insanların neler dönüp bittiğini tam olarak anlayamamasına neden olmuştur. Kitapta asıl amaç bu kavram karmaşasını en aza indirgeyerek konuya ilgili olan ve ekonomi bilgisi çok olmayan kesimlere hitaben yazılmıştır. Özellikle ana hedef kitlesi lisans öğrencileridir. Kitabın içeriğine dair kısaca değinmek gerekirse; kitabımız 3 bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölümünde kriz kuramları, modelleri ve tarihsel süreçte krizler başlığı altında kriz ve krizlerin neden ortaya çıktığına açıklık getirmeye çalışılmıştır. Bu açıklamaları kriz kuramlarına ve modellerine de değinerek farklı pencerelerden göstermeyi amaçlamıştır. Farklı ekonomik görüşlerin kriz konusundaki görüşlerini ve ekonomi yazınındaki krizleri sınıflandırmaya yönelik açıklamaları anlaşılır şekilde aktarmaya çalışmıştır. Bunun yanında yaşanan krizin (2008) yazarın öngördüğü sınıflandırmalar içerisindeki yerini tartışmıştır.
İkinci bölümde ise küresel krizin nedenleri, oluşumu ve ilk önlemler başlığı altında küresel krizin ortaya çıkış sebebi öncesi ve sonrası özetlenerek açıklanmaya çalışılmış ve bununla birlikte ABD ve AB’de alınan politika önlemlerini aktarmaya çalışmıştır.
Kitabımızın üçüncü ve son bölümü ise Türkiye’nin kriz geleneği ve küresel krizin Türkiye ekonomisine yansımaları başlığı altında krizlerin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri tartışılmıştır. Son yıllarda adeta krizle eş anlamlı olarak anılan Türkiye ekonomisinin durumu tartışılmış öte yandan 1994 krizinin oluşumu öncesindeki durum ve sonrasında uygulanan ekonomi politikaları karşılaştırılarak analiz edilmiştir. 2008 krizini de yine aynı şekilde derinlemesine inceleyerek okuyucuya ülkemiz ekonomisinin kırılgan yapısını göstermeye çalışılmıştır.
Yukarıda kısaca değindiğimiz kitabın içeriğine ilişkin yorumları biraz daha açarsak kitap genel olarak kitap krizlerin ekonomik ve sosyal kaynaklarını belirlemeye çalışarak ülkemiz ve dünya ülkeleri açısından durumu iktisadi bilgiler ışığında açıklamaya çalışmıştır. İktisadi kuramların neleri temsil ettiğini belirterek büyük buhran, Latin Amerika, Meksika, Asya, ve 2008 krizlerini ilk olarak bu modeller çerçevesinde irdelemiştir. Bu irdelemeyi yaparken 1., 2. ve 3. nesil kriz kuramlarından faydalanmıştır ayrıca Klasik, Keynesyen, Neoklasik, yeni Keynesci, Parasalcı, Marksist yaklaşımlar açısından değerlendirmelerde bulunmuştur.
Daha sonra krizin AB ve ABD açısından analiz ederek uygulanmış politikalar aktarılmıştır. Krizden önce AB ve ABD ekonomisindeki durum belirtilmiş, krizin oluşumu zirve anı ve sonrasındaki durum iktisadi ışıkta okurlarını aydınlatmaya çalışmıştır. Bunu yaparken ABD’de ki mortgage sistemini açıklamaya çalışarak krizin nasıl küresel hale geldiğini de açıklamaya çalışmıştır.
Kitabın son bölümlerine geldikçe krizin ülkemiz açısından durumu incelenmiştir. Ülkemizde yaşanan 1994 krizi ve bunun yanında Kasım 2000, Şubat 2001 krizlerinin öncesi ve sonrası derinlemesine analiz edilerek bahsi geçen krizleri karşılaştırmalı olarak tartışmıştır.
Bunun yanında ülkemizdeki kriz geçmişi ekonomik lisanda daha açık hale getirilmeye çalışılmıştır. Karşılaştırmalı analiz yapılarak, ülkemizin kırılgan ekonomik yapısının daha net gösterilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca 2008 krizinden önce ülkemizdeki mevcut ekonomik durum açıklanarak krizin nasıl başladığı, etkilerinin neler olduğu, hangi sektörleri daha çok etkilediği vs. sorularına açıklık getirilmeye çalışılmıştır. Bu esnada uygulanan politikalar ayrı ayrı irdelenmiştir.
Kriz esnasında uygulanan para politikaları, maliye politikaları, istihdama yönelik politikalar, talep arttırıcı politikalar ve yatırım politikaları açıklanarak, politikaların sonuçları da gözler önüne serilmiştir. Uygulanan politikaların ülkemizin hangi sektörü açısından ne gibi sonuçlar elde edildiği de istatistiki verilerle açıklanmıştır. Örneğin yatırım politikalarının reel sektörü nasıl etkilediği ekonominin genel açıdan nereye geldiği gösterilmiştir.
Sonuç olarak kapitalist sistem kendi içinde krizi de barındırır ekonomiler sürekli olağan kalmaz ve sürekli spekülatif olarak dalgalanır. Ekonomilerin genel olarak dalganın aşağı yönde olması durumuna dip (kriz) yukarı yönde olur ise buna da genişleme denir. Kitabımızda ekonominin kriz boyutu her yönüyle incelenmeye çalışılırken toplumların rahatsız olduğu ve refahını düşürdüğü durumla ilgili ortalıkta olan kavram karmaşasından okurları kurtarmak amaçlanmıştır. Böylece insanlarımızın krizler hakkında daha bilgi sahibi olması hedeflenmiştir. Kitapta bu hedefler çerçevesinde mevcut 2008 krizini merkez alarak detaylı bir şekilde açıklamalar getirmeyi amaçlamıştır.
Kitap Hakkındaki Görüş
Kitap lisans düzeyinde ekonomi eğitimi görmüş bir birey açısından krizleri oldukça rahat bir şekilde kavrama ve analiz etme imkanı vermesi açısından oldukça iyi bir kaynak olmuştur. Hakikaten de ekonomik krizler açısından birçok uzman gerek TV programlarında gerek makalelerinde ekonomik krizleri çok karmaşık olarak açıklamakla birlikte insanların karışık olan düşüncelerini daha da karışık hale getirir. Kitap bu açıdan daha anlaşılır bir ekonomi lisanı kullanılarak birçok insanın yararlanmasını sağlayabilir.
Bunun yanında kitapta merkez olarak 2008 krizi ele alınmasının yanında ülkemizin geçmiş krizlerine (1994, 2000, 2001) de yer vermesi ve krizleri karşılıklı analiz etmesi de oldukça yerinde bir çalışma olduğunu kanıtlar niteliktedir. Çünkü krizlerle yaşamaya alışmış olan toplumumuzda çoğu insanımız krizlerin çoğu yönü hakkında bilgi sahibi olması göreceğimiz gibi çok zordur. Ancak onlarında bunun farkında olması gerekir.
Şöyle ki krizlerde ekonomik daralmalardan, durgunluktan çıkmak için hükümetler talep arttırıcı politikalar uygulayarak krizlerden çıkmak isterler. Bu politikalar o toplumda yaşayan insanlar içindir ki politikalar hakkında bilgi sahibi olsun ve ekonomiye can vermek için tüketim yapsınlar çünkü toplumun vatandaşları o ülkenin ekonomisinin tüketicileridir de aynı zamanda ancak ekonomistlerin çıkıp kavram karmaşaları yaparak veya felaket olmadığı halde felaket varmış gibi senaryolar çizerek insanlarımızı manipüle edebilir. Bu gibi durumlarda insanların daha geniş düzeyine seslenebilecek eserler araştırmalar daha fazla önem arz eder. Bu eserde de yazarlar sanıyorum bu sorunun farkına vararak açık bir şekilde sadece ekonomi uzmanlarının anlayabileceği bir dilde değil de daha geniş bir gruba göre eser oluşturmayı amaç edinmişlerdir.
Ancak tüm bunlar yapılırken kitapta sadece ekonominin kriz döneminde öncesinde
oluşumunda ve sonrasındaki resmi aktarmış olduklarını söyleyebilirim. Uygulanan politikalara yeterince eleştiri yapılmadığı kanaatindeyim. Bununla birlikte çok fazla yorum yapmaktan kaçınılmış sadece ekonomide ki resimler aynen aktarılmaya çalışılmıştır.
Son olarak kitap krizlerin iktisadi boyutuna çok ağırlık vererek sosyal ve siyasi boyutu biraz daha arka planda bırakmıştır. Krizlerin sadece iktisadi boyutuyla incelemek yetersiz olacaktır ancak insanlarımızın öncelikli olarak bilgilendirilmesi amacıyla iktisadi boyutun önemi yönüyle de olumludur. Çünkü toplumumuzda daha çok iktisadi boyutta kavram karmaşası sebebiyle iktisadi boyutun ağırlık kazanması az da olsa olumlu bir adımdır.
kitabın yazarını göremedim eğr gözden kaçırmadıysam .acaba yazarını öğrenmem mümkün mü?
teşekürler çok yardımcı oldu.