Dün akşam Fenerbahçe-Trabzonspor maçını izlemek için üniversitenin az ilerisindeki kafeye gittim. İçeri girdiğim anda küçük bir ayrıntı dikkatimi çekti. Kafeteryayı ikiye bölmüşler, hangi takımın taraftarıysanız o bölüme oturuyorsunuz. “Ne var ki bunda? Anlattığın metodu  her kafeterya işletmecisi uyguluyor” diyeceğinizi çok iyi biliyorum.Efendim, kusura bakmayınız. Haklı olduğunuz konusunda size katılıyorum. Fakat; insan yine de üzülüyor. “Sen de üzülmek için kendine mesele arıyorsun” demeden önce bir dakikanızı ayırıp beni dinlerseniz sevinirim. Saygınız için teşekkürler.

Sponsor Bağlantılar

Kurtuluş Savaşı’nda aynı safta ölüme giden, camide aynı safta Allah’ın önünde eğilen halkımız bir top için neden kümelere bölünüyor. Toplumu bu şekilde ayrıştırmak ileride tamiri olmayacak sorunlara gebe değil midir? “Arkadaş! Sen evine git, yazını yaz, bu konulara karışma. Biz bir top için gruplara bölünelim, birbirimize ağıza alınmayacak sözler söyleyelim ve sonra maç bitince dağılalım. Bunlar hayatın zevkleri güzel kardeşim. Sen bizi anlayamayacak kadar uzaylı olmuşsun” diyecekler mutlaka aranızdan çıkacaktır. Abarttığımı çok iyi biliyorum. Bu yazarlığın en önemli inceliğidir. Konuları abartarak yazacak, toplumun ilgisini çekeceksin. İlginizi çekebilmek için küçük bir örnek vermek istiyorum. Trabzonlu yaşlı bir amca hacca gidiyor. Hac görevini ifa ederken “Bize Her Yer Trabzon” yazısıyla fotoğraf çektiriyor. “Bunda ne var” demeyin. Lütfen, olayların derinine inin. Bugün fanatik olan ve ayrı bölümlerde oturan taraftarlar, yarın aşırılıkla Kabe’de “Bize Her Yer Trabzon” yazısını alıp fotoğraf çektirirler, diğer gün takımlar dinleri, başkanlar Allahları olur ve dini için mücadele etmeyen insanlarımız takımları için kan dökerler.

Sayın büyüklerim (artık büyükbaş demeyeceğiz) sizden çok küçük bir isteğim var. Lütfen, popülist ve karşı tarafı tahrik edici açıklamaları yapmaktan vazgeçin. Sözlerinizi artı bir oy için söylediğinizi biliyorum. Fakat bir oy kazanmak için bir toplumu futbolla bölmek, gruplara ayırmak, taraftarların birbirlerine saldırmaları için arenayı boşaltmak hiçbir vicdana sığmaz.

Not: Maçı izliyoruz. Dakika yirmi yedi oldu. Fenerbahçe’den Mehmet yirmi yedide golü attı. Biraz önce selamlaşarak içeri girdiğimiz karşı takımın taraftarları öyle bir baktılar ki bize ben refleks gereği korktum. Korkum geçince üzüldüm. Ağlamak istedim. O da olmayınca tekrar maça dalıverdim. Kardeş kardeşe düşman gibi bakar mı?