Molière hem oyunu yönetir hem de başrolü –Argan– kendisi oynar. Hastalık Hastası’nı yazdığı sırada hastalanan yazar, dördüncü temsilden sonra ağırlaşır. Evine götürüldükten birkaç saat sonra da ölür. Din adamları, Molière’in cenazesini kaldırmak istemezler. Cenaze, ancak dört gün sonra, Kral’ın emri ve Başpiskopos’un özel izniyle kaldırılır. Dünyanın en tanınmış tiyatro yazarlarından biri olan Molière, mezarlığın ölü doğan/vaftiz edilmemiş çocuklar için ayrılan bir köşesine, gece vakti, tören yapılmadan, sessizce gömülür.
Oyunun baş kahramanı olan Argan; bencil, acımasız, çıkarcı, ikiyüzlü insanlar tarafından kuşatılmıştır. Öylesine saftır ki, çevresinde dönen dolapların hiçbirinin farkına varamaz. Hasta olmadığı halde, doktoru sürekli olarak muayeneye gelir, türlü türlü ilaçlar yazar. Eczacı da ilaç fiyatlarını kafasına göre yükseltir. Doktor ve eczacı için yağlı bir müşteridir Argan. İkinci karısı tarafından da sevilmez. Beline, sırf parası, malı mülkü için evlenmiştir. Kocasına yapmacık bir sevgi, şefkat gösterir, fakat gerçekte kocasının ölmesini ve mirasa konmayı sabırsızlıkla bekler.
Molière oyunlarında, sadece gülüp eğlendirmekle yetinmez, insan zaaflarını gözler önüne serer. “Molière’in en büyük başarısı, zamanında bir kukladan başka bir özelliği olmayan oyun kişilerini insanlaştırması, onlara derinlik vererek komedyaya insanı getirmiş olmasıdır. Molière, gülünç olmaktan başka özelliği olmayan tipler yerine, toplumun her kesiminden insanı, yaşayan, hayatta olduğu gibi canlı bir halde sahneye taşımıştır. İnsanın ezeli zaaflarını, zaten mayasında bulunduğu için değişmeyecek kusurlarını gözler önüne serer. Sahtekârlık, ikiyüzlülük, kibarlığa özenen burjuvalar, sofuluk maskesi altında ihtiraslarını gizleyen düzenbazlar, bilgiçlik taslayan kör cahiller, hastalarından para sızdırmaktan başka bir şey düşünmeyen şarlatan hekimler, züppe asilzadeler, faziletli görünen insanlar Molière komedilerinin ana malzemesini oluşturur. Molière’in kişileri ne kadar tipleştirilmiş, karikatürize edilmiş olurlarsa olsunlar, inandırıcı insanlardır. Molière, ustalığını oyun kişilerini işlemekte gösterir. Onun kişileri yaşam gerçeğine ters düşmezler, onlar olağan, her zaman karşılaşılabilecek insanlardır.” [1]
Molière, klasik komedinin en usta temsilcisidir. “Bir klasik komedyada, yazar, seyircisini bir yandan eğlendirirken, bir yandan da onun kusurlarını düzeltmektedir. Tiyatro sanatının faydalı olması isteği Horatius’tan beri tekrarlanagelmiştir. Klasik sanat, bu yararın seyirciyi ahlâk açısından eğitme yolu ile sağlanması üzerinde ısrarla durur. Toplum ahlâkına ters düşen her türlü aşırılık, her türlü zaaf alaya alınarak kusurlu kişi uyarılır. Zaaflarının gülünçleştirildiğini gören kişi kendini düzeltme yoluna gider. Böylece güldürme yolu ile topum üyelerinin genel düzene ayak uydurması sağlanmış olur. Tragedya nasıl kişiyi aşırı tutkulara karşı uyarıyor, onu ölçülü olmaya zorluyorsa, komedya da eksikliklere işaret ederek, kişiyi kendinde gözlediği bu eksiklikleri gidermeye çağırır. Bu anlamda, klasik komedya koruyucu niteliktedir. Kurulu düzenin ilkelerini yürütür. Henüz toplumda yerini bulamamış, kendini kabul ettirememiş ya da kendine özgü yeni bir uyum kuramamış olan yenilikleri alaya alır. Modernleşmenin özentili ve budalaca yanını gösterir. Öte yandan, çoğunluğun sağduyusuna aykırı gelen aşırı tutuculuk, geçerliğini yitirmiş eski değerlere bağnazca bağlılık da güldürüye konu edilir.” [2]
“Shakespeare insanoğlunun çeşitli tutkularını kimi zaman dehşet veren, kimi zaman göz kamaştıran tablolar halinde çizmiştir. Molière ise zaaflarımızın, saplantılarımızın, hele bencilliğimizin bizi ne gülünç ve ne acınacak hallere düşürdüğünü, inceliği içinde sivri bir mizah ve hiciv gücüyle, gülerek, güldürerek göstermiş, çağının tutucu, çarpık düşüncelerine yılmadan, usanmadan saldırırken tek silah olarak da kahkahayı kullanmıştır. Ama bu kahkahanın gerisinde kimi zaman bir acılık, bir burukluk duyulur.” [3]
Hastalık Hastası Oyununun Konusu
Molière’in Hastalık Hastası adlı oyununun konusu, aslında sağlıklı olan saf bir adamın, doktorunun yalanlarına kanarak kendini ölümcül bir hasta olarak görmesidir. Oyunun baş kahramanı olan Argan; bencil, acımasız, çıkarcı, ikiyüzlü insanlar tarafından kuşatılmıştır. Öylesine saftır ki, çevresinde dönen dolapların hiçbirinin farkına varamaz. Hasta olmadığı halde, doktoru sürekli olarak muayeneye gelir, türlü türlü ilaçlar yazar. Eczacı da ilaç fiyatlarını kafasına göre yükseltir. Doktor ve eczacı için yağlı bir müşteridir Argan. İkinci karısı tarafından da sevilmez. Beline, sırf parası, malı mülkü için evlenmiştir. Kocasına yapmacık bir sevgi, şefkat gösterir, fakat gerçekte kocasının ölmesini ve mirasa konmayı sabırsızlıkla bekler.
Argan’ın çevresi çıkar düşkünü, kötü kalpli insanlar tarafından kuşatılmıştır. Argan, içinde bulunduğu güç durumdan erkek kardeşi Beralde ile hizmetçisi Toinette sayesinde kurtulur. Beralde ile Toinette, kötü insanların maskelerini birer birer düşürür. Beralde, sözde hasta olan ağabeyini, sözde tedavi etmek için eve gelen eczacı ve doktoru kovar. Karısının ikiyüzlülüğünü göstermek için de küçük bir oyun oynarlar. Rol gereği Argan ölü taklidi yapar. Beralde, kocasından kurtulduğu için sevinir, haince emellerini açığa vurur. Karısının gerçek yüzünü gören Argan, onu evinden kovar, mirasından mahrum bırakır.
Üç asrı aşan bir zamana rağmen Molière’in tiyatrolarının güncelliğini koruması, değerinden hiçbir şey yitirmemesi, onun ölümsüz bir sanatçı olduğunu gösterir. Eserlerinde ele aldığı konular, her çağda, her ülkede yaşanan evrensel konulardır. Aradan geçen zamana rağmen Molière’in oyunlarını bugün hiç sıkılmadan keyifle, neşeyle, heyecanla izlememiz bundandır. Eskimemiştir, her çağda yenidir. Toplumsal yaşamı çok iyi gözlemleyen Molière, gördüğü çarpıklıkları, aksaklıkları, yanlışları cesur bir şekilde gözler önüne sermiştir. Yanlış yapan insanlarla alay etmiş, onları yerden yere vurmuştur. Bu nedenle yarası olup da gocunan pek çok kişi kendisine düşman olmuştur.
Oyunda işlenen en güçlü tema “ikiyüzlülük”tür. Argan’ın çevresi ikiyüzlü insanlar tarafından kuşatılmıştır. Gözünü para hırsı bürümüş bu insanlar tarafından sürekli olarak sömürülür Argan.
Doktor Purgon ve Eczacı Fleurant, sırf para için insan sağlığını hiçe sayarlar. Yazar, o dönem Fransa’sında hastalarının sağlığını düşünmeyen, acımasız, çıkar düşkünü doktorları çok sert bir biçimde eleştirir. Argan’ın gözü açık kardeşi Beralde, doktorlar hakkındaki düşüncelerini şu şekilde dile getirir:
“Şunu demek istiyorum, kardeşim, tanıdığım insanlar içinde sizden daha az hastalanan yok, keşke benim bünyem de sizinki kadar sağlam olsaydı. Sağlığınızın yerinde olduğu, doğuştan kusursuz yaratıldığınız, şundan belli ki bu kadar çok tedavi gördüğünüz halde bünyenizin sağlam yapısını hâlâ bozamadınız, yutturdukları bütün o haplardan, ilaçlardan da, çok şükür ölmediniz.”
“Bilmez olurlar mı, kardeşim, genellikle iyi edebiyatçıdırlar, güzel Latince konuşurlar, bütün hastalıkların Yunanca adlarını, tariflerini, her birinin kaç çeşide ayrıldığını bilirler; ama iş hastayı iyi etmeye geldi mi, işte onu hiç bilmezler.”
“Evet, kardeşim, işte o söylediğim şeyleri bilirler, o da hastayı iyi etmeye yetmez; sanatlarının en mükemmel tarafı tumturaklı bir dille boş ve anlamsız nutuklar çekmekten, şatafatlı bir ağız kalabalığı etmekten öteye gitmez.”
Oyunda işlenen diğer bir tema “evlilik”tir. Oyunda Argan ile Beline arasındaki evlilik, yazar tarafından eleştirilir. Argan, ikinci karısı olan Beline’i çok sever, hiç düşünmeden tüm mal varlığını ona bırakmak ister. Argan’ın duyguları tek taraflıdır. Çünkü Beline, kendisiyle sırf parası için evlenmiştir. Üvey kızlarına hiç şefkat göstermez, onlardan kurtulmak için, kocasına kızları manastıra yollaması için baskı yapar. Kötü kalpli, acımasız, duygusuz bir kadındır. Karısının maskesini düşürmek için Argan ölü taklidi yapar. Kocasının öldüğünü duyan Beline, içinde gizlediği gerçek duygularını şu şekilde dışa vurur:
“Oooh! Allah’a şükürler olsun! Ağır bir yük kalktı üstümden.”
“Bırak canım, değmez. Öldü de bir şey mi eksildi sanki! Ne işe yarıyordu zaten bu yeryüzünde? Kimseye rahat vermeyen, şapşal, iğrenç bir herif, karnında her zaman ya bir lavman, ya bir müshil, durmadan sümkürür, öksürür, tükürür, kuş beyinli, can sıkıcı, huysuz, herkesi daima koşturup yoran, gece gündüz hizmetçi uşak azarlayan bir mendebur!”
“Şimdi tasarladığım şeyleri yapmama yardım edeceksin, Toinette, hizmetinin mükafatını göreceğinden de emin olabilirsin. Mademki daha kimse bir şey bilmiyor, onu yatağına götürüp yatıralım, ben işimi bitirinceye kadar da ölümünü gizli tutalım. Ele geçirmek istediğim senetler, paralar var, gençliğimin en güzel yıllarını onun yanında boşuna mı harcamış olayım, bana da yazık.”
Argan’ın kızı Angelique, bir tesadüf eseri tiyatroda tanıştığı bir gence âşık olur. Katı bir baba olan Argan, kzının dışarı çıkmasına izin vermez. Cleante adındaki bu genç, sevdiği kızı görebilmek için müzik hocası kılığında eve gelir. Durumdan işkillenen Argan, genci evden kovar. Kızını sevdiği gence değil, sürekli hasta olduğu için kendisine hayat boyu bakacak bir doktora vermeyi daha uygun görür. Yazar, kızının mutluluğunu hiçe sayan, sadece kendi çıkarlarını düşünen Argan’ı fena şekilde eleştirir. Yazara göre bir baba, kızının sevdiği gençle evlenmesine izin vermelidir.
Hastalık Hastası Oyununun Kişileri
Argan: Oyunun baş kahramanıdır. Sağlıklı olmasına rağmen kendisini sürekli hasta hisseden bir adamdır. Kendisine oynanan oyunları göremeyecek derecede saf bir adamdır. Oyundaki komedi unsurunun kaynağı durumundadır. Hastalıklarla, ilaçlarla, doktorlarla kafayı bozmuştur. Doktoru ve eczacısı tarafından sömürülür, taş gibi sağlam bir bünyesi olmasına rağmen sürekli tedavi görür, yüzlerce ilaç içer. İkinci karısı Beline’i çok sever. Karısına olan güveni tamdır, fakat karısı kendisinden nefret eder. Parasına ve mallarına konmak için fırsat kollar. Argan, bencil bir babadır. Kızının sevdiği gençle evlenmesine izin vermez, çünkü kızının bir doktorla evlenmesini ister. Hasta bir adam olduğu için damadının bir doktor olması işine gelir. Argan için kızının mutluluğu değil, kendisinin kolaylıkla tedavi görecek olması daha önemlidir. Hizmetçisi Toinette’e çok kaba davranır, ağza alınmayacak hakaretler eder. Erkek kardeşi Beralde ile hizmetçisi sayesinde karısının gerçek yüzünü görür.
Beline: Argan’ın ikinci karısı, Angelique’in üvey annesidir. Kocasını hiç sevmez, onunla parasını ve mallarını ele geçirmek için evlenmiştir. İkiyüzlü, duygusuz, acımasız, gözünü para hırsı bürümüş bir kadındır. Kocasına karşı yapmacık bir tavır takınmıştır. Görüntüde, kocasını çok seven, onunla yakından ilgilenen, sevgi ve şefkat dolu bir kadındır; gerçekte ise, kocasından nefret eden, kocasının bir an önce ölmesi ve paralarına konmak için gün sayan bir kadındır. Üvey kızlarına, bir anne sıcaklığıyla yaklaşmaz; onları evde kalabalık olarak görür. Kızları manastıra göndermesi için sürekli olarak kocasına baskı yapar.
Toinette: Argan’ın hizmetçisidir. Bir hizmetçiye göre oldukça zeki, uyanık, olgun biridir. Olan bitenin farkındadır. Argan’ın hasta olmamasına rağmen doktoru ve eczacısı tarafından sömürüldüğünün farkındadır. Argan’ı bu konuda uyarır, fakat bir hizmetçi olduğu için uyarıları dikkate alınmaz. Bu yüzden ağza alınmayacak hakaretler işitir, sürekli azarlanır. Beline’in kocasını hiç sevmediğini, onun Argan’ın parasını ve mallarını ele geçirmek için planlar yaptığını bilir. Hizmetçi Toinette, Angelique’in sırdaşıdır. Angelique’in tiyatroda tanıştığı Cleante adlı gence çılgınca âşık olduğunu bilir. Argan’a, kızını sevdiği gençle evlendirmesi için baskı yapar, ancak bir sonuç alamaz, bu yüzden yine bir ton azar işitir. Toinette, iyi kalpli bir kızdır. Çevresindeki kötülüklerin, ikiyüzlülüklerin farkındadır, ancak bunları engellemeye gücü yetmez. Argan’ın erkek kardeşi Beralde, kişilik yönünden Toinette’e benzer. Oynanan oyunları su yüzüne çıkarmak için birlikte plan yaparlar. Beralde, sözde hasta olan ağabeyini tedavi etmeye gelen eczacıyı ve doktoru kovar. Toinette, doktor kılığına girer, Argan’ı muayene eder. Argan ölü taklidi yapar, karısının kendisi hakkındaki gerçek düşüncelerini öğrenir. Kızının kendisini ne kadar sevdiğini görür. Beralde ve Toinette, Argan’ı sömüren doktordan, eczacıdan, karısından kurtarırlar. Kızına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmasını sağlarlar.
Angelique: Argan’ın kızıdır. Tiyatroda tanıştığı Cleante adında yakışıklı bir gence gönlünü kaptırmıştır. Tiyatroda iken kaba saba bir adam Angelique’i rahatsız eder, olaya tanık olan Cleante bu görgüsüz adama haddini bildirir. Angelique’in güzelliği karşısında adeta çarpılır, genç kıza âşık olur. Aşk dolu sözlerle ve kibar
davranışlarıyla Angelique’in kalbini kazanmayı başarır. Angelique, aldığı bir mektupla bu yakışıklı gencin kendisiyle evlenmek istediğini öğrenir. Argan’ın baskısı yüzünden dışarı çıkamaz, Cleante’la görüşemez. Bu sırada babası, kendisini Thomas Diafoirus adında genç bir doktorla evlendirmek ister. Thomas Diafoirus, şapşalın tekidir. Amcası ile hizmetçinin yardımıyla sevdiği gence kavuşur.
Cleante: Angelique’in sevdiği gençtir. Soylu, kibar, yakışıklı bir gençtir. Angelique’le bir tesadüf eseri tanışır. Oyun sahnelenirken, kaba bir adamın, genç ve güzel bir kıza kaba davranışlar sergilediğini, ağır hakaretler ettiğini görür. Bu duruma seyirci kalamaz, genç kızı üzen kaba adama, ağzının payını verir. Angelique’e ilk görüşte âşık olur, gönül alıcı sözlerle ve kibar davranışlarıyla genç kızı etkiler. Daha sonra bir mektupla evlenme teklifinde bulunur. Angelique’in aşkıyla yanıp tutuşurken, kara bir haber her şeyi altüst eder. Angelique’in babası tarafından başka biriyle zorla evlendirileceğini öğrenir. Müzik hocasının arkadaşı kılığında Argan’ın evine gider. Cleante ve Angelique, birlikte şarkı söylerler. Doğaçlama olarak kendi tanışmalarını, aşklarını, özlemlerini, başlarına gelenleri şarkı olarak söylerler. Aşkın ve gençliğin verdiği heyecanla kendilerini ele verirler. Argan, ellerindeki kâğıtta notadan başka bir şey olmadığını, şarkı sözlerinin doğaçlama olarak söylendiğini anlayınca durumu çakar. Cleante’u evden kovar.
Louison: Argan’ın küçük kızıdır. Biraz haylaz, oldukça zeki, bir o kadar da sevimli bir çocuktur. Ablasının sevdiği gençle gizlice konuştuklarını, ablası tembihlediği için önce babasına söylemek istemez, fakat sopayı yedikten sonra can acısıyla gördüklerini ve duyduklarını babasına anlatır.
Beralde: Argan’ın erkek kardeşi, Agelique’in amcasıdır. Ağabeyinin aksine aklı başında, olgun, zeki bir adamdır. Ağabeyinin aklını başına getirmek için hizmetçi ile plan yapar. Sorumsuz ve cahilce davranışlarından dolayı ağabeyinden hesap sorar. Karısının aklına uyup kızını kendi istediği damatla evlenmediği için manastıra kapatmayı düşünmesini doğru bulmaz. Yeğeninin sevdiği gençle evlenip mutlu olması için elinden geleni yapar. Ağabeyinin doktorlar tarafından sömürüldüğünün farkındadır. Tonlarca ilaç içmesine karşın ağabeyinin hâlâ ayakta kalabilmesine şaşırır. Hiçbir hastalığa çare olmadıkları ve hastalarını sömürdükleri için doktorlardan nefret eder. Beralde’e göre doktorlar, ağzı iyi laf yapan iyi birer edebiyatçıdırlar, Latinceyi çok güzel konuşurlar, hastalıkların Yunanca adlarını ezbere bilirler, fakat iş hastayı iyi etmeye gelince, işte onu hiç bilmezler. Ağabeyini sözde tedavi etmeye gelen eczacı ile doktoru evden kovar. Karısının gerçek yüzünü görmesi için Hizmetçi Toinette ile küçük bir oyun oynarlar. Buna göre Argan, ölü taklidi yapar. Kocasının öldüğünü öğrenen Beline, ağlayıp üzülmek yerine bu duruma çok sevinir. Kocasının paralarının, senetlerinin derdine düşer. Argan, ölü taklidini kızına da yapar. Kızının kendisini ne kadar çok sevdiğini öğrenir. Beralde’in ve Toinette’in ısrarlarına daha fazla dayanamaz ve kızının sevdiği gençle evlenmesine izin verir. Beralde, oyunda bir “kurtarıcı” rolü üstlenmiştir. Ağabeyini sahtekâr doktorların elinden kurtarır. Karısının nasıl hain ve ikiyüzlü bir kadın olduğunu görmesini sağlar. Yeğeni Angelique’in, babasının zoruyla hiç sevmediği ve istemediği bir adamla evlenip mutsuz olmasını önler.
Mösyö Bonnefoi: Beline’in kocasını soyup soğan çevirmek için işbirliği yaptığı noterdir. Beline ile noter arasında sıkı bir dostluk vardır. İkiyüzlü, düzenbaz bir adamdır. Argan’ın yazacağı vasiyetnamede bütün mal varlığını, altınlarını, paralarını, senetlerini karısına bırakması için aşırı bir çaba gösterir. Karısına duyduğu sevgi ve güven adeta Argan’ın gözlerini kör etmiştir. Argan, karısı tarafından güpegündüz soyulduğunun, kandırıldığının farkında değildir. Gerçekleri göremez.
Mösyö Diafoirus: Argan’ın dünürüdür. Kurnaz bir adamdır. Argan’ın doktorlara karşı olan zaafını, kendi çıkarları doğrultusunda kullanır. Doktor oğlunun, aslında ne kadar salak olduğunu bilir, ancak bozuntuya vermez. Oğlu hakkında konuşurken, onu yere göğe sığdıramaz. Oğlunun salaklıklarını, kusurlarını birer meziyetmiş gibi anlatır.
Thomas Diafoirus: Argan’ın kızını evlendirmek istediği genç doktordur. Doğru düzgün konuşmayı bile beceremeyen, yerli yersiz konuşan, ne söylediğini bilmeyen, uzun boylu salak mı salak bir gençtir. Okumayı öğreninceye kadar ailesine kök söktürmüş, dokuz yaşına bastığında dahi harfleri öğrenememiştir. Fakülteyi de güç bela bitirebilmiştir. Mesleğiyle ilgili konularda da tıpkı babası gibi, yeniliğe kapalı, yanlış da olsa kendi bildiğinden vazgeçmeyen, geri kafalı bir doktordur. Argan, bundan sonraki yaşamında kendisini kolaylıkla tedavi ettireceğini düşündüğü için, kızının sevdiği gence değil de bu aptal doktora vermek ister. Tanışma esnasında Angelique’i kaynanası zanneder, söyleyeceği sözleri daha önceden ezberlemiştir, ancak ne söyleyeceğini unutur, sözleri birbirine karıştırır. Bir genç kızın kalbini nasıl kazanabileceğini bilmez, incelikten yoksundur. Genç kıza hediye olarak tez çalışmasını verir. Onu bir tiyatroya götürmek yerine, bir ceset üzerinde yapılacak çalışmayı izlemeye davet eder.
Mösyö Purgon: Argan’ın doktorudur. İkiyüzlü, sahtekâr bir adamdır. Sağlıklı bir adam olan Argan’a, ondan para sızdırmak için, ölümcül bir hastaymış gibi davranır. Argan’ın saflığından faydalanır. Eczacı Fleurant ile işbirliği yapar. Gereksiz yere yüksek fiyatlarla düzinelerce ilaç verirler. Doktorların yüz karasıdır. Mesleğini kötüye kullanır. Gözünü para hırsı bürümüştür. Para için insanların sağlığını hiçe sayar.
Mösyö Fleurant: Argan’ın eczacısıdır. Sahtekâr bir adamdır. Doktor Purgon’la işbirliği yaparak sağlıklı bir adam olan Argan’a gereksiz yere düzinelerce ilaç verir. İlaçların parasını fazla fazla alır. Argan’ı soyup soğana çevirirler.
Hastalık Hastası Oyununun Özeti
Birinci Perde
Argan, sağlıklı olmasına rağmen doktorunun sözlerine kanarak kendini hasta zanneden kuruntulu bir adamdır. Gereksiz yere sürekli tedavi görür, onlarca ilaç içer. Paragöz, sahtekâr ve acımasız doktoru ve eczacısı tarafından sömürülür.
Argan, odasında tek başınadır. Masanın başına oturmuş, reçeteleri incelemektedir. Bağırsaklarını
yumuşatmak, rahat bir uyku vermek, dinlendirmek, ağrı ve sızılarını dindirmek, kanını temizlemek için yazılan ilaçlar… Hizmetçisi Toinette’i çağırır; kendisiyle ilgilenmediği, kendisini yalnız bıraktığı için ona bağırıp çağırır. Toinette, doktor ile eczacının kendisini kandırdıklarını, boş yere bir sürü ilaç aldırdıklarını söyler. Toinette’in bu sözleri Argan’ı kızdırır.
Argan’ın kızı Angelique ile hizmetçi baş başa konuşurlar. Angelique, altı gün önce halasıyla tiyatroya gitmiş, orada Cleante adında yakışıklı bir gençle tanışmıştır. Kaba bir adam Angelique’i rahatsız etmiş, Cleante bu adama ağzının payını vermiştir. Angelique, kendisine yardım eden bu gencin cesaretinden, kibarlığından, soylu davranışından, gönül okşayıcı sözlerinden çok etkilenmiş ve bu gence âşık olmuştur. Aynı şekilde Cleante da genç kıza gönlünü kaptırmıştır. Cleante, bir mektupla kendisini isteteceğini bildirmiştir. Angelique, babasının baskısı yüzünden sevdiği gençle görüşememektedir, bu nedenle üzgündür. Hizmetçi Toinette’i yakın bir arkadaşı, sırdaşı olarak görür. Yaşadığı aşkın heyecanıyla sürekli olarak bu yakışıklı gençten söz eder. Varsa yoksa o.
Argan, kızı Angelique’i yanına çağırır, kendisini evlendireceğini söyler. Evlilik lafı, genç kızı heyecanlandırır, neşelendirir. Angelique, kendisini isteyen kişinin, tiyatro salonunda tanıştığı Cleante olduğunu zanneder. Fakat Argan, kızını Thomas Diafoirus adında genç bir doktora verecektir. Bu evliliğe, doktoru ve eczacısıyla birlikte karar vermişlerdir. Argan, kızının sevdiği gençle evlenip mutlu bir yuva kurmasını değil, kendisini tedavi edecek bir doktorla evlenmesini daha doğru bulur. Aklı başında bir kızın, babasının sağlığına faydası dokunacak bir gençle evlenmeye can atması gerektiğini düşünür. Genç doktor, Doktor Purgon’un yeğenidir. Doktor Purgon, şayet bu evlilik gerçekleşirse, tüm mal varlığını yeğenine bırakacağını vaat etmiştir. Argan için genç doktor, her yönüyle kazançlı çıkılacak, kaçırılmayacak bir damat adayıdır.
Angelique, sevdiği gençle değil de başka biriyle evleneceğini öğrenince, evlenmekten vazgeçer. Babasına karşı gelir. Hizmetçi Toinette, bu evlilik işinden vazgeçmesi için Argan’ı ikna etmeye çalışır, fakat başarılı olamaz. Argan, dediği kişiyle evlenmediği takdirde kızını manastıra kapatacağını söyler. Hizmetçi, Argan’ın katı kalbini yumuşatabilmek için çok diller döker. Argan, hizmetçisine ağza alınmayacak hakaretler eder.
Beline, Argan’ın ikinci karısı, Angelique’in üvey annesidir. İkiyüzlü bir kadındır. Argan’la sırf servetini ele geçirmek için evlenmiştir. Evde kalabalık olarak gördüğü kızlarını başından def etmek için, onları manastıra göndermesi için kocasına sürekli olarak baskı yapar. Kocasının hasta olmadığını, aksine sapasağlam bir adam olduğunu bilmesine rağmen, haince planlarını gerçekleştirebilmek için kocasına ölümcül bir hastaymış gibi davranır, abartılı, yapmacık bir şefkat gösterir. Kocasının paralarını ve mallarını ele geçirmek için bir noterle anlaşır. Yapmacık sevgi gösterileriyle kocasını avucunun içine alır. Tüm malları kendisine bıraktığına dair vasiyetname yazdırır. Argan, karısına karşı aşırı bir güven duymaktadır. Yatağının altında tahta döşemede saklı duran altınlarını, borç senetlerini vereceğini söyler.
Hizmetçi Toinette, olan bitenin farkındadır. Angelique, babası tarafından zorla evlendirileceğini Cleante’a haber vermesi için Toinette’ten yardım ister.
İkinci Perde
Angelique’in babası tarafından zorla evlendirileceğini öğrenen Cleante, müzik hocasının arkadaşı kılığında Argan’ın evine gelir. Müzik Hocası’nın birkaç günlüğüne köye gitmek zorunda kaldığını, yakın arkadaşı olduğu için de yerine kendisini gönderdiğini söyler. Angelique, sevdiği genci karşısında görünce şaşırır.
Argan’ın dünürleri gelir. Argan, Müzik Hocası’ndan kalmasını ister, kızını evlendirmek üzere olduğunu, böylesi zevkli bir görüşmeye tanıklık etmesini ister. Mösyö Diafoirus, oğlunun meziyetlerini anlatır, oğlunu övdükçe över, yere göğe sığdıramaz. Gerçekte damat adayı Thomas Diafoirus, doğru düzgün konuşmayı bile beceremeyen, uzun boylu, oldukça salak bir gençtir. Okumayı öğreninceye kadar ailesine kök söktürmüş, dokuz yaşına bastığında dahi harfleri öğrenememiştir. Fakülteyi de güç bela bitirebilmiştir. Angelique’le tanışma esnasında, onu kayınvalidesi sanacak kadar aptaldır. Bir genç kızın kalbini kazanmak için neler yapması gerektiğini bilmez. Tanışma hediyesi olarak genç kıza, bir tomar kâğıt verir. Bu kâğıtlar, bir tez savunmasıdır. Thomas Diafoirus, sözlüsünü tiyatroya götürmek yerine, bir kadın cesedi üzerinde yapılacak çalışmayı izlemeye davet eder.
Argan, Müzik Hocası sandığı Cleante’tan kızına, misafirlerin önünde bir şarkı söyletmesini ister. Cleante ile Angelique küçük bir operayı doğaçlama olarak seslendirirler. Bu küçük operada, tiyatro salonunda tanışmaları, birbirlerine çılgınca âşık olmaları, baba baskısı yüzünden görüşemedikleri, genç kızın sevmediği bir adamla zorla evlendirilmek istenmesi gayet duygulu bir biçimde sahnelenir. Genç âşıklar birbirlerine duydukları sevgiyi, özlemi şiirlerle, şarkılarla dile getirirler.
Argan operadan çok etkilenir, kızının bu kadar güzel şarkı söylemesine hayran kalır. Ancak oyunun konusunu beğenmez. Çünkü kendi durumuyla oyunun konusu arasında benzerlik vardır. Kızının elindeki nota kâğıtlarına bakar. Kâğıtlarda sadece notaların olduğunu, tüm sözlerin doğaçlama söylendiğini anlayınca, durumdan şüphelenir. Müzik Hocası’nı evden kovar.
Angelique, biraz vakit kazanmak için Thomas Diafoirus’tan pek hoşlanmadığını, onunla kaynaşabilmesi için kendisine biraz zaman tanımasını ister. Thomas Diafoirus, genç kızın kalbini kazanmak yerine, ona hemen sahip olmak ister. Üvey annesi Beline, Angelique’e doktorla evlenmesi için baskı yapar. Beline ile Angelique tartışırlar. Angelique, üvey annesinin sırf parası için babasıyla evlendiğini yüzüne söyler. Kendisinin sevdiği insanla evleneceğini söyler. Argan, kızının bu sorumsuz tavırlarından dolayı herkesten özür diler. Argan, kızına, dört güne kadar Doktor Thomas’la evleneceğini, aksi takdirde kendisini manastıra kapatacağını söyler. Argan, misafirlerinden gitmeden önce kendisini muayene etmelerini ister.
Beline, odasının önünden geçerken Angelique’in bir erkekle konuştuğunu görür. Hemen kocasına haber verir. Argan, neler döndüğünü örenmek için küçük kızı Louison’u çağırır, ondan ablasıyla ilgili ne biliyorsa anlatmasını ister. Louison, ablası tembihlediği için babasına hiçbir şey görmediğini söyler. Argan, sert ağaç dalından kesilmiş bir değnekle küçük kızını döver. Canı fena halde yanan Louison, gördüklerini ve duyduklarını babasına bir bir anlatır.
Agan’ın erkek kardeşi Beralde gelir. Konuşmaya başlarlar. Argan, kızı Angelique’i görmek istemediğini, manastıra kapatacağını söyler.
Üçüncü Perde
Beralde ile hizmetçi kendi aralarında konuşurlar. Agelique’in sevdiği gençle evlenip mutlu olması için bir şeyler yapmak isterler.
Argan’ın aklını başına getirmek, arkasından çevrilen dolapları görmesini sağlamak için bir plan yaparlar.
Beralde, ne söylerse söylesin kendisine kızmaması ve sakin olması için ağabeyinden söz alır. Ağabeyini, davranışlarından ve sorumsuzca verdiği kararlardan dolayı eleştirir. Kendisinin sağlıklı ve sapasağlam bir bünyeye sahip olduğunu, aldığı onca ilaca rağmen hâlâ ayakta durabilmesinin bunun bir kanıtı olduğunu, doktorların konuşmaktan başka bir iş yapmadıklarını, bir sürü hastalık adı saydıklarını, fakat hiçbir hastalığa çare bulamadıklarını, insanları kandırıp sömürmekten başka bir şey yapmadıklarını söyler. Ağabeyine, Angelique’in sevmediği bir gençle zorla evlendirilmesine yönelik de bir iki şey söyler. Genç bir kızı manastıra kapatmanın doğru olmadığını, Angelique’in mutlu olabilmesi için sevdiği gençle evlenmesi gerektiğini söyler.
Eczacı Fleurant, Doktor Purgon’un isteğiyle Argan’a tenkiye yapmak (bağırsaklarını yumuşatmak amacıyla ilaç vermek) ister. Beralde, gayet sağlıklı olan ağabeyine, gereksiz yere ilaç verilmesine izin vermez. Mösyö Fleurant, sinirli bir halde evden uzaklaşır. Doktor Purgon, hesap sormaya gelir. Özene bezene hazırlamış olduğu ilaçlarla, doktorluk mesleğiyle dalga geçilmesine çok öfkelenmiştir. Ağzına geleni söyler. Argan, tedaviyi kendisinin reddetmediğini, her şeyin sorumlusunun kardeşi olduğunu anlatmaya çalışır. Purgon, hastası Argan’a beddualar eder; cılız bünyesiyle hastalığı atlatamayacağını, bağırsaklarının bozulacağını, mide fesadına uğrayacağını, hazım zorluğu çekeceğini, mide felci ve son olarak da sirozdan öleceğini söyler. Yeğeni Thomas’a düğün hediyesi olarak vermeyi düşündüğü senedi de yırtıp atar.
Argan, doktorsuz kaldığı için kuruntu yapar, asla iyileşemeyeceğini düşünür. Beralde, ağabeyinin kendisini iyiden iyiye doktorların eline bırakmış olmasına kızar. Bunun iyi bir fırsat olduğunu, kendisine başka bir doktor bulmasını söyler. Plan gereği, Toinette ünlü bir doktor kılığında içeri gelir, her türlü tedavi hizmetine hazır olduğunu söyler. Böylesine dillere destan bir hastayla karşılaştığı için çok şanslı bir doktor olduğunu belirtir. Romatizma ve nezle gibi sıradan hastalıklarla uğraşmadığını, ölümcül hastalıklara bayıldığını söyler. Doktor kılığına bürünmüş Toinette, Argan’ı muayene eder, akciğerinde hastalık olduğunu, önceki doktorların çok cahil olduklarını söyler. Öncekiler çorba, haşlanmış et, yumurta, kuru erik hoşafı önerirken, Toinette sığır eti, yağlı peynir, helva yemesini tembihler. Tedavi için kendi yetiştirdiği doktorlarından birini göndereceğini, kendisinin de ara sıra kontrole geleceğini söyler.
Beralde, ağabeyini kan emici doktorların elinden kurtardıktan sonra, sıra yeğeni Angelique’in sevdiği gençle evlenmesi için ağabeyini ikna etmeye gelir. Ağabeyinin karısı Beralde’e olan düşkünlüğü de canını sıkmaktadır. Zira, yengesinin haince emeller beslediğini çok iyi bilir. Bunu ortaya çıkarmak için Argan’a küçük bir oyun oynarlar. Beralde, yengesi hakkında ileri geri konuşur, ona güvenmediğini söyler. Hizmetçi Toinette ise, oyun gereği, Beline’in iyi kalpli bir kadın olduğunu, kocasını çok sevdiğini söyler. Gerçeği görmek için Argan’dan ölü taklidi yapmasını ister. Karısının sevgisinden şüphesi olmayan Argan, bunu kabul eder. Koltuğa boylu boyunca uzanır, ölmüş gibi yapar. Hizmetçi Toinette, bağırmaya başlar. Beline’e kocasının az önce öldüğünü söyler. Beline, sakin bir halde üzülmeye ve ağlamaya gerek olamadığını, can sıkıcı huysuz bir adamdan kurtuldukları için sevinmeleri gerektiğini, gençliğini, ömrünün en güzel çağlarını boşu boşuna harcadığını, kimseler duymadan paralarını, senetlerini ele geçirmek istediğini söyler. Karısının geçek yüzünü gören Argan, daha fazla dayanamaz, ayağa kalkar. Beline şaşkınlık içinde kaçar.
Bu sırada Angelique gelir. Argan, kızının da kendisi hakkındaki duygularını öğrenmek ister. Yine ölü taklidi yapar. Toinette yeniden ağlamaya başlar, Angelique’e babasının az önce öldüğünü söyler. Angelique babasının öldüğünü duyunca derin bir acı duyar, ona duyduğu sevgiyi içten sözlerle anlatır. Onu kızdırdığı için pişman olduğunu söyler. Bu arada Cleante da gelir. Kara haberi duyunca sarsılır, üzüntüsünü dile getirir. Angelique, ölü sandığı babasının yanına giderek diz çöker, duyduğu pişmanlığı göstermek için Cleante’la evlenmekten vazgeçtiğini, bir manastıra kapanacağını, rahibe olacağını söyler. Argan, kızının içten feryatlarına ve sevgi dolu sözlerine daha fazla dayanamaz, ayağa kalkar. Argan, kendisini böylesine içten seven bir kızı olduğu için çok mutlu olur. Cleante, Angelique’le evlenmek için izin ister. Beralde ile Toinette de bu genç âşıkların evlenmelerine izin vermesi için Argan’ı iknaya çalışırlar. Argan, ısrarlara daha fazla dayanamaz, doktor olması şartıyla kızını bu gence vereceğini söyler. Bunun üzerine Beralde, ağabeyine bir teklifte bulunur. Kendi rahatı için doktor bir damat yerine, kendisinin doktor olmasını, bu şekilde daha rahat edeceğini söyler. Beralde göre doktorluk çok kolay bir meslektir; bir doktor cübbesi, biraz Latince kelime, birkaç da ilaç adı bilmek doktor olmak için yeterlidir.
Argan’ın evinde, konusu bir doktora diploma verilme töreni olan küçük bir oyun sahnelenir. Tabi ki bu oyunun başkahramanı Argan’dır. Beralde, ağabeyinin aklını başına getirmek için böyle bir eğlence düzenler. Şarkıların söylendiği, dansların edildiği eğlenceli bir törenle Argan’a sözde doktorluk unvanı verilir.
1- Levent Suner, Commedia Dell’Arte Etkisinde Üç Oyun Beş Yorum, Tiyatro Araştırmaları Dergisi, 24:2007, s. 157
2- Prof. Dr. Sevda ŞENER, Moliere ve Türk Komedyası
3- Molière, Hastalık Hastası, İnkılâp Yayınları, s.6-7 (Lütfi Ay, Molière ve Biz)