Cezmi Romanının Konusu

Namık Kemal’in Cezmi adlı romanında, “XVI. yüzyıl sonlarında ONamık Kemal'in Cezmi Romanısmanlı ile İran arasında yapılan savaşlar, bu savaşlarda Türk ve Tatar askerlerinin gösterdikleri destansı kahramanlıklar, Kırım Hanı’nın esir düşen kardeşi ile İran Şahı’nın kız kardeşi arasında yaşanan imkânsızlıklarla dolu bir aşk” konu olarak işlenir.

Sponsor Bağlantılar

Kırım Hanı’nın kardeşi Adil Giray, İranlılara esir düşer. Adil Giray ile İran Şahı Muhammed Hüdabende’nin kız kardeşi Perihan arasında bir aşk doğar. Şehvet ateşiyle yanıp kavrulan Şehriyar, bu yakışıklı Tatar gencine göz koyar. Kendisinden daha genç ve daha güzel olduğu için Perihan’ı kıskanır. Adil Giray’ın, kendisini değil de Perihan’ı sevmesini kabullenemez, kıskançlıktan deliye döner. İçindeki intikam ateşiyle genç âşıklara her türlü kötülüğü yapar.
Cezmi romanında “Osmanlı-İran savaşları, Adil Giray-Perihan aşkı  ve Şehriyar’ın yaptığı kötülükler” anlatılır.

Tarihî  bir roman olan Cezmi’de doğal olarak kendisini kuvvetle hissettiren ve roman boyunca ön planda olan tema “savaş”tır. Romanda XVI. yüzyıl sonlarında Osmanlı ile İran arasında yapılan savaşlar anlatılır. Savaş temasının yanı sıra “cesaret, kahramanlık, vatanseverlik” temaları da göze çarpar. Cezmi, Adil Giray, Derviş Paşa, Osman Paşa ve adını sayamadığımız pek çok asker savaşlarda düşmanın üzerine korkusuzca saldırırlar, türlü kahramanlıklar sergilerler.

Romanda dikkati çeken diğer bir tema ise “aşk”tır. Aşk teması; “imkânsızlık, hasretlik, kıskançlık, tutsaklık, cinsellik” temalarıyla iç içe işlenir. İranlılara esir düşen Adil Giray, Şah’ın kız kardeşi Perihan’a ilk görüşte vurulur, âşık olur. Aynı şekilde Perihan da bu yakışıklı gence ilk görüşte tutulur, yıllardır boş olan kalbini onunla doldurur. Adil Giray bir esir olduğu için rahat hareket edemez, özgür bir insan gibi sevdiği kızla istediği gibi görüşemez. Perihan ile Adil Giray arasındaki aşkta türlü mücadeleler, imkânsızlıklar söz konusudur. Şah Muhammed Hüdabende’nin karısı Şehriyar’ın Adil Giray’a olan ilgisi, sadece cinsel arzularını tatmin etmeye yöneliktir. Yani onun için aşkın ruhsal yönü değil, bedensel yönü önemlidir. Şehriyar evli bir kadın olmasına ve geçkin yaşına bakmaksızın oğlu yaşındaki bir gençle ilişki yaşayabilecek derecede ahlâkî yönden yozlaşmış, arzularının esiri olmuş bir kadındır. Adil Giray’ı hem Perihan hem de Şehriyar sever. Şehriyar, kendisinden daha genç ve daha güzel olduğu için Perihan’ı kıskanır, sürekli olarak Adil Giray’a Perihan’ı kötüler. Fakat Adil Giray, gördüğü ilk andan itibaren Perihan’ı çok sevmiş, ona tutkuyla bağlanmıştır. Şehriyar, her ikisini de öldürmek için plan yapar, fakat kendi kazdığı kuyuya yine kendisi düşer. Planda bazı aksilikler çıkar ve Şehriyar koruyucular tarafından linç edilerek öldürülür. Perihan ile Adil Giray da koruyucular tarafından öldürülür.

Cezmi Romanının Kişileri

Cezmi romanında ön planda yer alan kahramanlar, çok özel yeteneklere sahip, idealize edilmiş kişilerdir. Cezmi, hem askerlikte hem de şiir yazma konusunda çok başarılıdır. Binicilikte ve silah kullanmada oldukça yeteneklidir. Aynı zamanda Fuzûlî ile boy ölçüşebilecek derecede usta bir şairdir. Perihan, kız olmasına rağmen gerektiğinde çoğu erkeğe taş çıkarırcasına atına biner, kılıcını çeker, korkusuz bir asker gibi savaşır.

Romanda yer alan kişilerin diğer bir özelliği de çok cesur, korkusuz ve savaşçı olmalarıdır. Cezmi, Adil Giray, Perihan, Derviş  Paşa, Özdemiroğlu Osman Paşa romanda birer destansı kahraman gibi gösterilmiştir. Roman bu yönüyle romantiktir, gerçeğin dışına çıkar. Roman kahramanlarının kılıç kullanma ve savaş yetenekleri bir hayli abartılmıştır. Bu kişiler, yüzlerce düşmanı kılıçtan geçirir.

Romandaki kişiler “düz tip”tir; yani kişiler romanın başından sonuna dek ya iyidirler ya da kötüdürler. Cezmi, Adil Giray, Perihan, Osman Paşa yazarın beğendiği, benimsediği, takdir ettiği kişilerdir. Bu kişiler romanda hep olumlu yönleriyle gösterilirler. Şah II. İsmail, Begüm Şehriyar ve Cafer adlı koruyucu ise romanın kötü kişileridirler. Son derece acımasız, zalim, kıskanç  ve ahlâksızdırlar. Amaçlarına ulaşmak için her türlü kötülüğü  çekinmeden yaparlar.

Cezmi, bir tarihî roman olduğu için oldukça kalabalık bir şahıs kadrosuna sahiptir. Romanda Osmanlılar, Tatarlar ve İranlılar olmak üzere üç farklı milletten insanlar vardır.

Osmanlı:  Cezmi, Sokullu Mehmet Paşa, Ferhat Ağa, Nev’î, Mustafa Paşa, Sinan Paşa, Derviş Paşa, Özdemiroğlu Osman Paşa…

İran: Şah Tahmasp, Şah II. İsmail, Şah Muhammed Hüdabende, Begüm Şehriyar, Perihan, Hamza Mirza, Vezir Mirza Süleyman…

Tatar (Kırım Hanlığı): Mehmet Giray, Adil Giray, Gazi Giray.

OSMANLI

Sokullu Mehmet Paşa: XVI. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı Devleti’nin en önemli devlet adamıdır. Keskin zekası ve üstün yeteneği sayesinde, Kanunî Sultan Süleyman’ın ölümünden sonra onun ihtişamını sürdürmüş, devleti her türlü tehlikeye karşı ayakta tutmayı başarmıştır.

Cezmi: 1546 yılında dünyaya gelen Cezmi, asker bir ailede yetişmiştir. Eğitiminde asker olan babasının ve amcasının katkıları büyüktür. Cezmi, amcasından “cesaret, kahramanlık, vatanseverlik” gibi duyguları öğrenir. Binicilikte ve silah kullanmada olduğu kadar şiir yazmada da son derece yeteneklidir. İranlılarla yapılan savaşlara katılır, cesareti ve silah kullanmadaki ustalığı sayesinde kısa sürede komutanlarının sevgisini kazanır. Cezmi, aynı zamanda iyi niyetli, merhametli, yardımsever bir insandır. Savaş sonrasında can çekişen İranlılar üzerinde nişan talimi yapan askerleri görünce çok sinirlenir, onları azarlayarak oradan uzaklaştırır. Dönüş yolunda nehirde boğulmak üzere olan bir İranlıyı canı pahasına kurtarır. Yine bir gün, Osman Paşa’nın İranlı esirlerin idam edilmesi emrini verdiğini duyar, ısrarlı konuşmalarıyla Osman Paşa’yı ikna etmeyi başarır. Esirler, idam edilmekten kıl payı kurtulurlar.

Yakın arkadaşı olan Adil Giray’ın İranlılara esir düştüğünü  öğrenince çok üzülür. Adil Giray bir mektup yazar, arkadaşından yardım ister. Adil Giray, Perihan ve Cezmi kurtuluş planı yaparlar. Saraydan kaçıp şehri terk edecekleri günün öncesinde Cezmi, Şehriyar’ın yakın adamlarından olan Cafer adlı bir koruyucunun tüfeğinden çıkan hain bir kurşunla yaralanır, olduğu yere düşer, baygın bir halde yatar. Bu sırada Perihan ile Adil Giray koruyucularla göğüs göğse kılıç savaşı yapmaktadırlar. Fakat sayıca fazla olan koruyucular, genç âşıkları kılıçla öldüremeyeceklerini anlayınca tüfeklerine sarılırlar. Aynı anda ikisini de öldürürler. Cezmi, ayrıldığında her şeyin bitmiş olduğunu anlar. Abbas tarafından diğer cesetlerle birlikte saray dışına çıkarılır. Cezmi, birkaç gün
sonra derviş kılığına girerek Türkiye’ye doğru yol alır.

Ferhat Ağa: Saraya ait atların bakımından ve atlara binen kişilerin eğitiminden sorumlu olan kişidir. Zamanının en usta binicisidir. Cezmi’nin biniciliğe olan yeteneğinden çok etkilenir, bu başarısından dolayı onu takdir eder.

Nev’î: Saraya mensup bir şairdir. Ferhat Ağa ile içten bir dostlukları vardır. Cezmi’nin arkadaşlarıyla girdiği bir bahis sonrasında Fuzûlî’nin bir beytine yazdığı nazireyi okur ve çok beğenir. Cezmi’nin şiir yazma konusunda çok yetenekli olduğunu söyler.

Mustafa Paşa: Osmanlı ordusunun genelinden sorumlu olan komutandır. Ağırbaşlı, saygılı, adımlarını dikkatli atan bir askerdir. Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa, İran’a yapılacak sefer öncesinde iki komutan arasında kararsız kalır. Önce Sinan Paşa’yı çağırır. Sinan Paşa’nın kendini beğenmiş tavırlarını, ölçüyü aşan fikirlerini pek beğenmez. Bunun yanında Mustafa Paşa’nın saygılı davranışlarından ve gerçekçi fikirlerinden çok etkilenir. Sefere gidecek ordunun başına Mustafa Paşa görevlendirilir.

Sinan Paşa: Ordunun başında pek çok sefere katılmış, türlü başarılar elde etmiş bir komutandır. Fakat son derece aksi, sinirli, saygısız, palavra atmayı seven, kendini beğenmiş bir komutandır.

Derviş  Paşa: Diyarbakır Beylerbeyi olan Derviş Paşa, Sokullu soyundandır. Binicilik konusunda çok ustadır. Temiz yürekli, cesur, askerlik konusunda yetenekli, genç bir komutandır. Çıldır Gölü’nde İranlılar tarafından sıkıştırılan küçük bir müfrezeyi kurtarma görevi Derviş Paşa’ya verilir. Savaşın kritik bir anında Derviş Paşa atından düşer. Derviş Paşa’nın düştüğünü gören Cezmi, süratle Paşa’nın yanına gelir, kendi atını ona verir ve saygısını göstermek adına Paşa’nın bindiği atın üzengisini öper. Daha sonra yanına yaklaşan bir İranlı askeri, usta bir hamleyle yere düşürür ve onun atına binerek savaşmaya devam eder. Savaş sonrasında Derviş Paşa, Cezmi’yi savaşta gösterdiği gayret ve başarısından dolayı takdir eder.

Özdemiroğlu Osman Paşa: Askerlik ve savaş bilgileri bakımından üstün bir komutandır. Savaş sırasında uyguladığı ustaca taktikler sayesinde, elindeki kuvvetlerin sayıca az olmasına rağmen çok sayıda başarıya imza atmış genç bir komutandır. Dağıstan Beylerbeyi ve aynı zamanda Perihan’ın dayısı olan Şemhal’in yeğeni Mihridil ile evlenir.

İRANLILAR

Şah Tahmasp: iran’da 1524-1577 yılları arasında tahtın başında bulunan şahtır. Perihan, İsmail ve Muhammed Hüdabende’nin babasıdır. 53 yıllık uzun bir saltanattan sonra 1577’de ölmüştür.

Şah II. İsmail: Şah Tahmasp’ın 1577’de ölümünden sonra, Perihan’ın yardımı ve desteğiyle tahta çıkan kişidir. Şah Tahmasp’ın oğlu, Perihan’ın kardeşidir. Tahta çıkmadan önce İsmail, yapmacık tavırları sayesinde Perihan’ın sevgisini kazanmış, fakat tahta çıktıktan sonra aslına dönmüş, ortalığı kırıp geçmiştir. Kendisine tehlike olarak gördüğü çoğu kişiyi öldürtür, çoğunun da gözlerine mil çektirir. Şah II. İsmail’in yaptığı kötülükler yanına kalmaz. Nihayet tahta çıktıktan bir buçuk yıl sonra bir gece, odasında ölü olarak bulunur.

Şah Muhammed Hüdabende: Şah Tahmasp’ın oğlu, Begüm Şehriyar’ın kocasıdır. Şah II. İsmail döneminde gözlerine mil çekilmiş zavallı bir âmâdır. Şah II. İsmail, odasında ölü olarak bulununca, tahtın başına Muhammed Hüdabende geçer. Kör olduğu için hayata küsmüş, her şeyden elini eteğini çekmiştir. Devlet yönetimiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Yönetimde söz sahibi olan kişiler, kız kardeşi Perihan, karısı Şehriyar ve veziri Mirza Süleyman’dır.

Begüm  Şehriyar: Şah Muhammed Hüdabende’nin karısıdır. Romanın kötü kahramanıdır. Acımasız, kötü kalpli, ahlâksız, şehvet düşkünü bir kadındır. Arzuladığı bir şeyi elde etmek için her türlü kötülüğü ve rezilliği yapar. İçindeki şehvet ateşini söndürmek düşüncesiyle oğlu yaşındaki Adil Giray’a göz koymuştur. Kendisinden daha genç ve daha güzel olduğu için Perihan’ı kıskanır, kendisine rakip görür. Adil Giray ile Perihan arasındaki ilişkiyi öğrenince tüm hayalleri suya düşer. Her ikisini de öldürterek içindeki kıskançlık ve intikam ateşini söndürmek ister. Fakat işler planlandığı gibi gitmez. Şehriyar kendi kazdığı kuyuya kendi düşer; koruyucular tarafından linç edilerek öldürülür.

Hamza Mirza: Şah Muhammed Hüdabende ile Şehriyar’ın oğludur. Hiçbir tehlikeden çekinmeyen, gözünü budaktan esirgemeyen, son derece cesur bir gençtir. Can yakmaktan, kan dökmekten zevk alan biridir. Askerlik konusunda oldukça yeteneklidir. Savaş konusunda çok istekli ve başarılı olmasına karşın, devlet yönetimiyle pek ilgilenmez.

Perihan: Şah Tahmasp’ın kızıdır. Adil giray’ın sevgilisi ve Begüm Şehriyar’ın rakibidir. Genç ve güzel bir kızdır; bunun yanı sıra gerektiğinde bir erkek gibi at binip kılıç kullanan bir kızdır. İran Devleti’ne esir düşen Adil Giray’a ilk görüşte âşık olur. Adil Giray da Perihan’dan hoşlanır. Onun hem kalp hem de yüz güzelliğinden çok etkilenir, ona derin bir aşkla bağlanır. Fakat Begüm Şehriyar, birbirine delice tutkun olan bu iki genç âşığın arasına kara çalı gibi girer, mutluluklarına engel olur.

Vezir Mirza Süleyman: Yılların verdiği tecrübeyle tehlikeleri önceden sezebilen, zeki, kurnaz bir adamdır. Devlet yönetiminde söz sahibidir. Perihan’ın bir isyan çıkarıp sevgilisi Adil Giray’ı Şah ilan edeceği haberini Şehriyar’dan öğrenir. Şehriyar’ın ısrarı üzerine genç âşıkları öldürmek için plan yaparlar. Fakat vezir, Adil Giray’ı Şehriyar’ın da sevdiğini bilir. Bu şehvet düşkünü azgın kadının Adil Giray’dan sonra da rahat davranacağını, bu sebeple devletin geleceği için Şehriyar’ın da öldürülmesi gerektiğini düşünür.

Şemhal: Çerkez beylerinin reisi, Dağıstan’ın hakimidir. Perihan’ın dayısıdır. Şemhal, Perihan’ın destekçisidir.

Cafer: Sarayda görev yapan koruyuculardan biridir. Gizli kapaklı konuşmaları işitme konusunda son derece ustadır. Gözünü para hırsı bürümüştür. Şehriyar’dan aldığı yüzlerce altın karşılığında, Adil Giray, Perihan ve Cezmi arasında geçen konuşmaları nakleder. Şehriyar’dan aldığı emir doğrultusunda Adil Giray’ın kaldığı köşkün önünde gizlenerek nöbet tutar, Cezmi’ye nişan alır ve onu vurur.

KIRIM HANLIĞI (TATARLAR)

Mehmet Giray: Osmanlı İmparatorluğu’nun kuzey sınırlarında kurulmuş olan Kırım Hanlığı’nda Devlet Giray’dan sonra başa geçen kişidir. İslâm birliğinden çok Cengiz töresine bağlıdır. Veliaht tayin ettiği kardeşi Adil Giray’dan çekindiği için, hain planlarını gizler.

Adil Giray: Kırım hanı Mehmet Giray’ın kardeşi, Perihan’ın sevdiği erkektir. İranlılarla yapılan bir savaşta Osman Paşa’nın kuvvetleri zor durumda kalır. Adil Giray, emrindeki kırk bin Tatar askeriyle Osman Paşa’nın yardımına gider. Cezmi ile Adil Giray bu savaştan sonra birbirini çok seven iki
yakın arkadaş, iki candan dost olurlar. Adil Giray ve kardeşi Gazi Giray, yanlarındaki az sayıda askerle at çayırlatmaya çıktıkları bir sırada kalabalık İran ordusuyla karşılaşırlar. Uzunca bir süre kahramanca savaştıktan sonra esir düşerler.

Şah’ın karısı Begüm Şehriyar, Adil Giray adındaki genç şehzadeden çok etkilenir. Rahatça görüşebilmek düşüncesiyle onu sarayın tenha bir köşesine yerleştirir. Çok geçmeden içindeki ateşi söndürmesi için Adil Giray’ı sıkıştırmaya başlar. Fakat Adil Giray, annesi yaşındaki Şehriyar’ı değil, Perihan’ı sevmektedir. Adil giray, Perihan’ı çok sever, onunla evlenmeyi düşünür. Fakat Şehriyar, bu genç âşıklara çok acı çektirir.

Gazi Giray: Adil Giray’ın kardeşidir. Şehriyar, kardeşiyle yaşayacağı gönül macerasında kendisine engel olabilir düşüncesiyle Gazi Giray’ı Kahkaha Kalesi’ne hapsettirir. Âşık olduğu Adil Giray’ı ise sarayda konuk eder