Parçalanan hakikat; hakikat olmaktan çıkar. Belki bu hakikatler doğrudur, iyidir, güzeldir ‘-amenna’ ancak; iyi olması yetmez. Duran, oturan iyi bir adamın hiçbir faydası yoktur.

Sponsor Bağlantılar

Din adına dindarlık adına maalesef bizlerde bu hakikatler gibi bölündük. Kendi elimizdeki doğruyla övünür hale geldik. İşiten ama duymayan,  gözleri olan ama görmeyen kişilerden olduk. Hatta öyle bir duruma geldik ki Müslüman olmak yetmedi bize. bağlı olduğumuz cemaatin, tarikatın ‘-adına ne derseniz deyin’ bunları belli etmek için saçı, sakalı, eşarbı işin içine soktuk… 8-9 yaşındaki çocuğa peygamberden önce, kurandan önce mensup olduğumuz cemaatin ritüelleri öğretir olduk. İnsanlara cennet/cehennem biletini kesmeye başladık. ‘-At gözüyle değil; at gözlüğüyle bak. Biz senin yerine düşünürüz Eyy mübarek.(!) Sen dediklerimizi yap yeter.’  dedik. İşimize gelene kuran diğerine sünnet ötekine mubahtır dedik. Yetti mi? –Hayır. Kendi fikirlerimizi Kuran’dan öteye taşıdık, yeri geldi Kuran’a onaylattık, Kuran’ı şahit gösterdik.

İyi şeyler yapmadık mı? Yaptık tabi. Farklılıklarımız bizim zenginliğimizdir zenginliğimiz ise rahmettir desturu ile hareket ettik. Yahudi’ye Hristiyan’a gösterdiğimiz hoşgörüyü yalnız Müslüman âlemi içindeki farklılıklara gösteremedik.

Değerli okurlar; bu kadar atıfta bulunduktan sonra cemaat kavramına dikkatinizi çekmek istedim. Allah için yapılan hiçbir şeyi küçümseyemeyiz. Haşa.. Pirincin içinden taş çıktı diye pirinç çuvalını atmamızın doğru olmaması kadar; çocuğumuzu her ne kadar seversek sevelim o altındaki kirli bezi görmemezlikten gelmek, o bezi alıp da sandığa koymak da en az bunun kadar doğru olmaz.

Cemaat demek Allah rızası için bir araya gelmek demektir. Camilerde saf hale geçerken; herkes kimliğini, etiketini, malını, mülkünü kapının önünde bırakıp nasıl sıraya geçiyor ise bizim toplumda algıladığımız ‘cemaat’ kavramı da böyle olmalıdır.  ‘Ben bir bireyim. Ben varım! Ben yarın kendi benliğime ahirette şahadetlik edeceğim. Sadece kendimden değil herkesten sorumluyum. Farkındayım. Ancak ve ancak (!) Müslüman Müslümanı ötekileştirmez. Parçalamaz. Fıkra fıkra ayırmaz. Eğer böyle yapıyor isem diğerlerini Yahudileştiriyorum.’ anlamındadır cemaat.

Müslümanın kurandan başka kaynak kitabı olmaz. Olamaz. Olmamalıdır. Yusuf İslam diyor ya ‘Ben Müslümanlara bakarak değil Kuran’a bakarak Müslüman oldum. Kuran’ı tanımamış olsa idim Müslüman olmazdım’ diye işte Müslümanın tek feneri Kuran-ı Kerim’dir.

Ben inanıyorum ki, şu an gündemimizde olan Müslümanı Müslümana, kardeşi kardeşine kırdıran bu fitne sadece fitneyi çıkaranı değil bu fitneye sessiz kalanı da boğacaktır. Müslümanın kokusu, rüzgârı; kâfiri adam etmeye, korkutmaya yeter. Bizler bir, beraber ve diri olarak bu rüzgâra yön vermeliyiz. İçimizdeki rahmetle her kesimi kucaklamalıyız.

Sevgi ve selamlarımla en güzele emanet olasınız.