Bulabildiğimiz ilk düşünce ürünlerine Sümerlerde rastlıyoruz. Bu ilk düşünceleri Sümer Tanrısı Marduk simgelemektedir. Sümer Tanrısı Marduk’un büyük önemi, bugün dünya uluslarını etkileyen üç büyük dine kaynaklık etmiş olmasıdır. Tevrat’la İncil’deki hikayelerin, kuralların kaynağını görmek isterseniz, İ.Ö. dördüncü bin yıla kadar inmeniz gerekecek. O zamanlar Dicle’yle Fırat nehirleri arasında (Mezopotamya) Sümerler diye adlandırılan bir kavim yaşıyordu. Sümerlerin birçok tanrıları arasında Marduk, maddeye biçim veren, ve deltayı yaratan tanrı sayılıyordu. Tevrat’la İncil’deki hikayelerin çoğu Sümer efsaneleridir. Bu efsanelere göre öteki tanrılar, Marduk’u, okyanus tanrısı Tiamat’la savaşmaya çağırdılar.
Marduk, Tiamat’ı yendi ve denizlere sınırlar çekti. Tanrılara tapınan bir varlık bulunsun diye de balçıktan insanı yarattı. Sonraları insanlardan hoşnut kalmayan tanrılar, onları yok etmeyi kararlaştırdılar. Tanrı Ea, tanrılar kurulunun bu kararına karşı, çok sevdiği bir insan olan Ut-Napiştim’i kurtarmayı düşünür. Onun düşüne girerek bir gemi yapmasını fısıldar. Ut-Napişim, yaptığı geminin içine karısını, çocuklarını, işçilerini, hayvanlarını ve tohumlarını doldurur. Tufan başlamıştır, bütün insanlar boğulmuşlardır. Ut-Napiştim’in gemisi yüzmektedir. İnsanların boğulduğunu gören tanrılar, kuşkuya kapılmışlardır. Tanrılar kraliçesi olan İştar sızlanmaya başlamıştır: İnsan yeniden balçık oldu. Tanrılar kurulunun bu kararına katıldığım için ben de sorumluyum bundan…
Fırtına, yedi gün sürdükten sonra kesilir: Ut-Napiştim, önce bir güvercin salıverir, güvercin geri gelir: Ertesi gün bir kırlangıç salıverir, o da geri gelir. Üçüncü gün bir karga salıverir, karga geri gelmeyince, gemisini durdurur ve gemisinin konduğu dağın doruğunda bir kurban keser. Tanrılar, kurbanın çevresine sinekler gibi üşüşürler. Tufanı tertipleyen tanrı Enlil, tanrılar kurulunun kararına ihanet ettiği için tanrı Ea’ya bir güzel çıkışır. Tanrılar artık yapacakları bir şey kalmadığı için, Ut-Napiştim’le karısına ölmezlik bağışlarlar. Nuh ve Tufan hikayesinin aslı olan bu Sümer efsanesi, Tevrat’la İncil’den dört bin yıl (kırk yüzyıl) öncedir. Gene aynı bölgede, İ.Ö. XX’nci yüzyılda yaşamış kral Hamurabi’nin kanunlarını inceleyiniz. Sümer efsanelerinin mirasçısı olan Asur-Babilonya uygarlığının bu büyük yapıtı, Hamurabi kanunları, Tevrat kurallarına kaynaklık etmişlerdir. Samuel Reinach, Qrpehus adlı kitabında şöyle demektedir: Hamurabi kanunları, Musevi kanunları için ilerisürülmesi gelenek haline gelen tarihten yedi yüzyıl önce yapılmıştır. Eğer Musevi kanunlarının Musa’ya tanrı tarafından yazdırıldığı doğruysa, tanrı, Hamurabi’nin yapıtını aşırmış demektir.
ben de interneti kanun gibi doğruluğundan şüphe etmeyenlere söylüyorum..ıbrahimi dinlerin sümer alıntısı olduğunu ileri sürecek kadar yüzeysel bir yazıya sen nasıl inanıyorsun.git biraz tarih oku kutsal kitapları peygamberlerin hayatını ve o devrin şartlarını oku…ortak bazı temalar sadece ortadoğuda değil asyada uzakdoğuda da aynıdır.her kavme nebi gelmiş olmasını kabul etmek niye zorunuza gidiyo.
araştırmacı ve şüpheci olduğunu idia eden insanların ne denli yobaz bir ateist olabildiklerini ben çokça tecrübe etim..o tavsiyeleri kendine sakla..sümerologlar nuh tufanı’nın gerçek olduğunu söylüyorlar,bunun üzerine daha ne söylenebilir ki..eğer yaşandıysa bunun sümer anlatılarında olması doğaldır hata kuran’ın doğruyu işaret etiğini gösterir…gerisi kişinin kendi inançsızlığını onaylayan makaleler okuyup kendini tatmininden ibaretir.
İsmail bey ;adam bir takım bilimsel verileri ,kronolojik sıraya göre insanlığın düşünce tarihi gelişimi,inanç sistemlerinin belirginleşmesini tek tanrılı dinlere marduktan geçildiğini tarihsel akışla söylüyor;sense hiç bir ispatı ve delili olmayan 124000 peygamberlerden bahsediyorsun ,birde sabah erken kalkanın kendini peygamber ilan etiği sahte peygamberlerin dönemi var onuda bilmiyorsundur sadece inanıyorsun ,birazda şüpheci ve araştırıcı olmak lazım
yüce alah dünyaya binlerce peygamber göndermiştir ancak kuranda bile sadece 24 tanesinin adı geçer siz dünya tarihinin sadece 6 veya 7 bin yıl olduğunu düşünmüyorsunuzdur umarım benim görüşüme göre eski efsanelerin çoğunluğu geçmişte gelmiş peygamberlerin yüce alahtan getirdiği vahiylere dayanıyor arlarındaki benzerliği buna bağlıyorum her ne kadar tanrı sayısı değişsede sizin deyiminizle motif aynı ve bence aynı kaynaktan geliyorlar islam dininde yeri göğü toprağı yağmuru idare eden alah tarafından görevlendirilmiş melekler vardır efsanelerdeki sular tanrısı toprak tanrısı hava tanrısı gibi varlıklarında bunlar olduğunu düşünüyorum ancak zaman içinde değişime uğradıkları açık alah hiç kimsenin yapıtını filan aşırmaz zaten her şey ona aitir bu yazıtlardaki benzerlik bizim bilemiyeceğimiz kadar eski tarihlerdede alahın insanlara elçiler göndermiş olduğunu destekliyor bence sümerlerin madeyi işlemeyi bildiğindende bahsediliyor alah daha yaratığı ilk insana zaten bunu öğretiğini bildirmiştir kuranı kerimde bence insanlar eski efsaneleri daha derinlemesine incelemelidirler çünkü onlarda çok eski zamanda dünyaya gönderilmiş peygamberlerin izlerini bulacaklardır yoksa siz hala kuranı eski insanların uydurduğu bir hikayemi sanıyorsunuz eğer öyle sanıyorsanız size acıyorum çünkü bu kadar araştırma yapıp bu kadar okuyupta hala alahın bütün zamanlara hakim olduğunu anlayamamanız beni gerçekten şaşırtıyor ama yinede daha farklı araştırmalarınız varsa paylaşırsanız sevinirim saygılarımla
makaleyi gönderen arkadaşımızı uzun süredir görmüyorum. belirtiğiniz kaynak başkası tarafından da onaylanırsa kaynak olarak yazıya eklerim. ilginiz için teşekürler.
“Orhan Hançerlioğlu, Düşünce Tarihi” adlı yapıtı sayfa 37 den alınmış.. 😀