Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerede? diyor üstat Necip Fazıl Kısakürek mısralarında. Zaman korkunç bir hızla, nereye gittiği belli olmadan ilerliyor. Bazılarına göre yavaş, bazılarına göre de çok hızlı. Ama ilerliyor bir şekilde ve biz, bize verilen ömür sermayesini tüketiyoruz hoyratça.
Zamanı gösteren saatler de bizim zamana ayak uydurmamıza yarayan araçlar. Yine üstadın ifadeleriyle: Sarılan bir makara, sonra çözülen iplik.

Sponsor Bağlantılar

Zamanı takip etmemizi sağlayan aracın adı: saat.

Günümüzde saat tamirciliği mesleği de tarih sahnesinden ayrılacağı günü beklemekte. Son temsilcilerinden biri ile görüştüm. Dertli, ızdıraplı ve bir o kadar da mutlu. Sanatın bitecek olmasından dolayı üzüntülü ama yarım asırdır verdiği hizmet ve hatıralarla dopdolu.

İhsan Şanal, Erzincan’ın Kemah ilçesinde yarım asırdır saat tamirciliği yapıyor.

Bir zamanların gözde meslekleri arasında gösterilen saat tamirciliği de tıpkı, demircilik, semercilik, nalbantlık, terzilik ve ayakkabı tamirciliği gibi son dönemlerini yaşıyor. Teknolojik gelişmeler, usta çırak ilişkisine dayanan birçok köklü meslek gibi saat tamirciliğini de bitirme noktasına getirdi. Eskiden bu alanda çalışmak isteyen kişiler saat ustalarının yanında işe girebilmek için yoğun uğraş verirken, şimdi mesleği devam ettirmeye çalışan esnafın kapısını çalan da yok.

Kemah Merkez Camisi karşısındaki küçük dükkânında daha çok pil değiştiren, bu arada tek tük gelen arızalı saatleri tamir eden İhsan Şanal, bu mesleğin son üstatlarından birisi. Mesleğinin son durumunu anlatan Şanal, saat tamirciliği için çırak bulamamaktan yakınıyor. Şanal, saatleri tamir etmekten büyük keyif aldığını belirtiyor. Şanal, “Yaz tatillerinde bir okul gibi çalışırdık. İki üç tane çırak alırdık. Şimdi çalıştırmaya adam bulamıyoruz. Eskiden insanlar çocuklarını getirirlerdi. Para istemezlerdi. Yeter ki sanat öğrensinler diye. Eskiden 4 çarklı, 5 çarklı saatler vardı. Şimdi teknoloji ilerledi, pil bitmediği sürece saatler bozulmuyor. İnsan akşam yatıp sabah kalktığında saatlerin yeni modelleriyle karşılaşıyor. Çok değişik modeller çıkıyor. Yeni modellerin çıkması bizi olumsuz etkiliyor. Piyasada eski saatler de kalmadığı için cam ve pil takıyoruz, kayış değiştiriyoruz. Başka da bir iş yapmıyoruz. Sanatkârlık öldü, bitti” diyor.

İnsan, âlem-i ervâhtan, rahm-ı mâderden, gençlikten, ihtiyarlıktan, kabirden, berzahtan, haşirden, köprüden geçen ve ebedü’l-âbâd tarafına uzanan bir yolculuk yapmaktadır.

Bu yolculukta yaptıklarımızın hesabını vereceğiz.

Saat tamirciliği mesleği de doğdu, gelişti ve bir gün ölecek. Şu an can çekişme dönemini yaşıyor.

İşini hakkıyla yapan İhsan Şanal, örnek bir insan, örnek bir usta, örnek bir mümin.

Dostluğu ve yardımseverliği ile gençliğe rehber.

Allah her beldeye böyle güzeller güzeli insanları nasip etsin ki beldeler sıkıntılı anlarında başvuracağı bir kapı bulsunlar.