Arap dünyasındaki yönetim anlayışına halkın göstediği direnç üst düzeyde kendini göstermeye başladığında bu direncin benzer yapıdaki yerlere sirayet edeceği aşikardı.

Sponsor Bağlantılar

Mısır bir anda dünya kamuoyunun gündeminde buldu kendini. Halkın istekleri Mübarek’in nezdinde gereken yeri bulmuyordu. Değişim zor görünüyordu. Böyle bir ortamda en önemli hale gelen unsur asker unsuruydu. Yani aslında kilit nokta; askerin ne tavır göstereceğiydi.

Mısır’da yaşanan olaylar adeta Suriye’de yaşanacakların habercisiydi. Suriye’de halkın gösterileri başlamazdan evvel Esad yönetimi reformlar yapacağını açıkladı. Ama ne zaman ve nasıl yapacağı hakkında herhangi bir bilgi yoktu. Bu nedenle halk isteklerini her geçen gün daha yüksek sesle duyurmaya başladı.

Anlaşılamayan entrikalar dönüyordu devletin zirvesinde. Yönetim uzun süredir tutuklu olanların serbest bırakılacağını açıkladı. Çok geçmeden, bu açıklamanın hemen arkasından birkaç saat önceki açıklamaya düzeltme gelmişti. “Biz serbest bırakıyoruz demedik, serbest bırakmayı düşünüyoruz dedik.” Bu durum yönetimdeki anlaşmazlığın açık bir göstergesiydi.

Söylenen o ki Beşar Esad’ın kardeşi Mahir Esad değişime hiç tahmmül edemiyordu. Mahir Esad askeri gücü elinde tutuyordu. Dolayısıyla güç onun elindeyken Beşar Esad’a da kafa tutabiliyor ve istediği gibi at koşturabiliyor.

Yaklaşık bir hafta önce ortaya çıkan Suriye İstihabarat’ına ait bilgiler Suriye’de değişimi isteyen halk kitlelerinin eline düşmüştü. Bu belgelerde Suriye’de ki durumu biraz olsun gerçekçi bir şekilde görebilmeyi sağlayacak veriler bulunmaktaydı. Arapça metinden çevirerek bilgileri verelim. Hazırlanan belgelerde 3 ana madde üzerinden detaylara girilmiş. Burada detay maddelerden önemli olanları ve 3 ana maddeyi verelim. 3 ana madde ile alınan önlemler güvenlik, medya ve ekonomi açısından gerekli faaliyetlerin yapılması şeklinde sıralanmaktaydı. Detay maddeler ise şöyle:

1- Mahir Esad’ın askerleri sivil kıyafetle halk arasına girecek.(Halkın içerisinde olan bitenleri gözlemek ve Esad yönetimine aykırı faaliyetler yapanları tesbit amaçlı.)

2- Mısır ve Tunus da ordu milletin yanındaydı Suriye de bu olmayacak. (Askeriye bizim elimizde diyen yönetim bu durumun tersine dönmesinin mümkün olmayacağını halka bildirecek.)

3- Suriye’de halk isyanlarını yansıtan haberler yasaklanacak. (Her türlü haber. Ölen 30 ise 10 olarak veriliyor.)

4- Suriye’deki hristiyan topluluklara denecek ki eğer bizim yönetimimiz düşerse sizin durumunuz kötüye gider diye tehdit edilecek.(Gelen yönetim daha İslami bir yönetim olacak ve size zarar verecek şeklinde yorumlar. Ama İslamı hakiki manada anlayan insanlar asla zulmetmezler.)

5- Deraa’da halk tecrit altında bırakılmış. Elektrik, telefon gibi iletişime destek olan herşey yasaklanacak.

6- Beşar Esad’ı destekleyen protestolar düzenlenecek.

7- Kürtlere bazı haklar tanınacak.

8- İsrail Suriye’yi karıştırmak istiyor eylemlere katılanlar İsrail’e yardım etmiş gibi olurlar. (Bu ifadelerle halk zoraki bir kontrol altında tutulmaya çalışılıyor. Protestolara katılanlar İsrail’e destek vermiş gibi gösterilmek isteniyor.)

Yukarıdaki maddeler gerçekten tüyler ürpertici. Nasıl olur da bir ülkeyi yöneten insanlar ülkesine ve halkına zarar vermek ister. Ama tarih bunlara ne kadar da alışık değil mi. Şan, şöhret ve güç arzusunun insana yaptıramayacağı iş yok maalesef.

Ayrıca Esad Yönetimi gösterilerde öldürülen insanların bir çete tarafından öldürüldüğünü ileri sürüyor. Ancak bu çete nasıl bir çete ki Suriye’nin her bir köşesinde etkili ve halkı göz göre göre öldürüyor. Eğer çete halkı öldürüyorsa askerler nerede. Eğer çete bu kadar aktif olabiliyorsa Suriye’de, bu Suriye yönetiminin halkı yönetemediğini gösterir. Suriye halkı yönetimlerinden olmayacak şeyler istemiyorlar. Demokrasi istiyorlar. Parlamento  istiyorlar. Siyasi partilerin olmasını istiyorlar. Olağanüstü halin kalklamsı ve gereksiz yere  hapishanede tutulan vatandaşların serbest bırakılmasını istiyorlar.

Yaklaşık son 1 haftadır Suriye’de kanın oluk oluk akmaya devam etmesi maalesef öngörülen yönde devam ediyor. Ama biz insanların öngöremediğimiz bazı şeyler vardır ki hiç beklemediğimiz hayırlar karşımıza çıkabilir. Her zaman hak olanın gerçekleşmesini ummalıyız ki gayretimiz ve inancımız eksilmesin. Bazen küçük hareketler büyük oluşumlara gebedir.

Yukarıda bahsettiğimiz halkın bu meşru isteklerine meşru olmayan yöntemlerle cevap veren yönetimler kendi yönetim ömürlerini kısaltırlar. Dolayısıyla Beşar Esad Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tavsiyelerine kulak vermeli ve halkın istediği değişimi gerçekleştirmelidir.  Aksi durumda Suriye ve benzer toplumlarda analar ağlamaya devam edecek. Kan oluk oluk akmaya, hüzün ve matem bu memleketlerde uzun süre yer tutmaya devam edecek. Suriye ve benzeri yerlerin bir an önce huzura kavuşması ve barışın daim olması dileğiyle…

Hamza Furkan OĞUZHAN

İletişim: hamzafurkan88@hotmail.com