Bazen insan susmalı, konuşmamalı, haykırmamalı gerçekleri, içine atmalı tüm yaşanmışları. Kulağını kapatmalı ihanet kokan çarpışık iftiralara. Kapatmalı gözlerini ihtirastan kudurmuş yalancı gözlere. İnanmamalı dost bildiğin yalancı dillere. Korumamalı başını göz yaşıyla bilenmiş cellat kılıcından. İnadına susmalı onlar zehirli hezeyanlarını çarptıkça suratına. İnadına düşünmemeli güzel günleri, hayal etmemeli lekeli mutluluğu.
Bazen insan susmalı, aramamalı kendini, unutmalı kendi adını, bilmemeli saati, zamanı. Küsmeli kendine hiç barışmamacasına. Şikayet etmeli kendini kendine vicdan mahkemesinde. Kendi celladı kendi olmalı, takmalı kendi elleriyle yağlı ilmeği boynuna. Vurmalı gururla iskemleye tekmeyi. Sevindirmeli ölümünü bekleyen leş kargalarını. Bilmemeliler senin günahlarını yediklerini. Asla bilmemeliler onlar günahkarlaştıkça senin huzura erdiğini.