SWOT analizinin ne olduğu ve nasıl bir teknik olduğu konusunda herkesin az çok bilgisi vardır. İşletmelerin çevrelerinde olup biteni izlediği ve çevresinde yaşanan yenilik ve değişikliklere göre pozisyon aldığı bir tekniktir SWOT. İngilizce kelimelerin baş harflerinin bir araya gelmesiyle oluşur.

Sponsor Bağlantılar

Buna göre işletmeler, güçlü yönlerinin farkına varıp o yönlerine vurgu yaparken; zayıf yönlerinin de ne olduğunu bilip bir an önce gidermeleri gerekmektedir. Ayrıca rakiplerinin stratejilerini izlemeli, hukuki, politik, teknolojik ve sosyo-psikolojik olarak yaşanan değişimlerin kendileri için ne tür fırsatlar sunduğunu iyi tespit edebilmelidir. Mevcut durum değerlendirmesi olan SWOT, aynı zamanda bir gelecek tahminidir. Tüketicilerin istek ve beklentilerinde meydana gelen değişmeler, pazarın yapısı, rakiplerin uyguladığı fiyat ve fiyat dışı stratejiler, faaliyette bulunulan ülkenin/ülkelerin hukuki ve politik kararları, yasal düzenlemeler, kotalar, gümrük tarifleri, reklam kuralları, satış ve dağıtımda uygulanacak politikalar gibi onlarca konu işletmelerin karar süreçlerini etkilemektedir. İşletmenin kontrol edemediği bu değişkenler yönetimin daha hassas davranmasını gerektirmekte ve uzun dönemde ayakta kalabilmenin olmazsa olmaz koşullarından biri sayılmaktadır.

Bu analiz türü elbette sadece işletmelerin kullanabileceği bir teknik değildir, aynı zamanda kişiler, kütüphaneler, üniversiteler, cami ve kiliseler, dernek ve vakıflar gibi kar amacı gütmeyen kuruluşlar ile siyasi partilerde SWOT analizinden yararlanabilir. Örneğin, bir siyasi partinin en önemli üstünlüğü milli değerlere yaptığı vurgu iken, diğer bir partinin en önemli üstünlüğü din ile olan ilişkisidir. Ve bu iki özellik aynı zamanda birbirlerine karşı olan zayıflıkları, eksiklikleridir. Kişiler de kendilerini iyi tanımalı ve üstün yönlerinin farkına varıp, hangi konularda eksik olduklarını bilmelidirler. Kişisel gelişim ve kariyer yönetimi bunu gerektirir. Bu sebeple SWOT analizi işletmelerden kişilere kadar toplumun bütün katmanlarında yer alan varlıklar için kullanılabilir bir stratejidir.

Yapılan bu uzunca girizgâhtan sonra SWOT analizinin yüzlerce hatta binlerce işletme kitabında yer alan bilgilerin dışında gerçek birkaç örneğin verilmesi konunun anlaşılması bakımından önem taşımaktadır. Diğer taraftan SWOT analizi ile ilgili detaylı bilgiler sözü edilen işletme kitaplarının hemen hepsinde yer almaktadır. Ancak şu bilinmelidir ki, dinamik bir yapısı olan pazarlama bilimi, uzun süreli olarak kitabi bilgileri kaldırmaz. Çoğu zaman kitapların tozlu sarı sayfalarından ve eski basım tarihlerinden kafayı kaldırıp gerçek hayatta neler olup bittiğine bakmak gerekir. Bu da pazarlamacıların kendileri için uyguladıkları bir SWOT analizi olarak düşünülebilir.

Örnek olay 1- Biri FIRSAT mı dedi?

Plastik kredi kartları bizim kuşak için nakit paranın yerini alan en önemli teknolojik buluşlardan biriydi. Ancak son 20 yılın teknolojik gelişmelerinden sonra kredi kartı adını verdiğimiz plastik kartlar birden çağın gerisinde birer objeye dönüşmeye başladılar. Bugünün mobil iletişim cihazları (eski adıyla cep telefonlarımız) hem internete bağlı olması hem de yüksek kapasiteyle veri işleme hızına sahip olması nedeniyle ödeme alışkanlıklarımızı değiştirmeye başladı. İlk başlarda internet ortamında kredi kartını kullanıyor olmamız, şimdi ise kredi kartı ya da banka hesabına bağlı olarak kullanılan temassız mobil ödeme sistemleri artık kredi kartının fiziksel bir kart olarak var olmasını giderek gereksizleştiriyor. Ayrıca ödeme sistemi içerisinde yer alan taraflarda değişiyor ve şekilleniyor. Eskiden sistem içerisinde kurum olarak yalnızca bankalar ve kredi kartı şirketleri varken, bugün GSM operatörlerinin de bu sistem içerisinde yer aldığını görüyoruz. Ülkemizde de kullanılan temassız bir ödeme kartı ya da temassız çipi olan bir nesnenin (Bonus, bu teknolojiyi kol saati olarak pazarlamıştı) kasada bulunan algılayıcı cihaza yaklaştırılması ile yapılan ödemeler mobil ödeme olarak adlandırılıyor. Google’ın ABD’nin tamamında kullanıma açtığı Google Wallet adlı uygulaması da telefonla temassız ödemeye olanak tanıyor. Buradaki metotta ödemeyi almak için bir POS cihazı ya da yazar kasa ihtiyacı duymadan uygulama sayesinde kredi kartlarından banka hesabına transfer yapmak olarak özetlenebilir. Mobil ödeme sistemlerinde adından da anlaşılacağı gibi ödeme bilgisi olarak telefon numarasının kullanıldığı bu sistemde tutar cep telefonu faturasına yansıtılıyor. Para transferi operatör üzerinden geçtiği için mobil operatörlerin büyük bir fırsat olarak gördükleri esas alan burası. Teknolojik gelişmeler işletmelere yeni fırsatlar sunarken, bazı tehditleri de beraberinde getiriyor. Banka-kredi kartı-operatör şirketlerinin işbirliği sayesinde artık telefon şirketleri fatura ödemeleri dışında da gelir edebilecekler ve ödeme sistemleri içerisinde paylarına düşen kardan yararlanabilecekler. Kim bilir, belki de bundan 20 yıl sonrasına kadar hiçbir yerde cüzdan satan bir dükkân bulamayız ve hatta cüzdan diye bir şey hiç var olmamış gibi olur. Çünkü her şey Cep-T Cüzdan.

Örnek olay 2- Alın size TEHDİT!

İsrail’de reklamlarda çok zayıf manken kullanmak yasaklandı. Yasa aynı zamanda reklamlarda yer alan mankenleri zayıf göstermek için yapılan photoshop gibi teknik değişikliklerin de reklamda açıkça belirtilmesini ön görüyor. Yasakla birlikte ülkede her geçen gün artan yeme alışkanlığı bozukluğunun önüne geçilmesi hedefleniyor. Yasanın savunucularından Dr. Rachel Adato, güzelliğin zayıf olmakla ilgisi olmadığını, esas kişinin sağlık durumunun önemli olduğunu söylüyor. Hükümetlerin aldığı kararlar, yasal düzenlemeler, politik tavır işletmelerin kararlarını, yatırımlarını, reklam ve pazarlama stratejilerini etkilemektedir. Ama yine de bunu fırsata dönüştürmek ve güçlü yönlerinizden biri olarak vurgulamak sizin elinizde. Kellogg’s, Cornflakes gibi kahvaltılık ürünler üreten işletmeler stratejilerini bir kez daha gözden geçirmek zorunda kalacaklar. Ne dersiniz?

Örnek olay 3- Ezici ÜSTÜNLÜK.

Facebook uygulamasını bilmeyen yoktur. 2004 yılında kurulmasına rağmen Türkiye dâhil dünya üzerinde oldukça rağbet gören sosyal medya uygulaması, birçok siteyi de kullanıcı sayısı bakımından geride bırakıyor. 2015 yılının birinci çeyreğinde 1 milyar 441 milyon aktif hesabı bulunan Facebook’u, mobil cihazlar üzerinden kullananların sayısı aktif 1 milyar 248 milyona, günlük aktifte ise 800 milyona ulaştı. Facebook’un en büyük üstünlüklerinden biri kullanımının kolay ve yaygın olmasıdır. Diğer bir üstünlüğü ise Facebook üzerinden on binlerce online (çevirim içi) oyunun oynanabiliyor olması ve kullanıcılarına eğlenceli vakit geçirme fırsatı sunması. Ayrıca birçok markanın ve ünlünün Facebook’ta hesabı var. Böylece insanlar bir yandan özledikleri ve uzakta oldukları arkadaşlarından haberdar olurken, diğer yandan markaları ve ünlüleri yakından takip edebiliyor. Yalnızca Türkiye’de 30 milyon kullanıcı olan Facebook, internet üzerinde 8 milyar site olmasına karşın tek başına web trafiğinin %12,73’ünü tek başına sağlıyor. Dünya üzerinde Türkiye Facebook’ta en kalabalık 5.ülke konumunda. Ayrıca Türkiye2de Facebook 82. İl olarak algılanıyor. Bu konuda Voden’in Vakıfbank için gerçekleştirdiği dijital kampanyada 81 ile 81 otomobil hediye eden World Card 1 otomobili de Facebook üzerinden vermesi Facebook’un 82. İl olarak algılanmasına neden oldu. Bugünün dijital dünyasında fan sayfaları ve sosyal medya hesapları markalar için Türkiye’nin en önemli caddeleri olan Bağdat ve İstiklalden daha önemli hale gelmiş bulunmaktadır.

Örnek olay 4- Genel ZAYIFLIĞIMIZ.

Bütün markalar alıcılarını birer tüketici olarak görür. Reklamlarda hep tüketim olgusu vurgulanır. Daha çok tüketirseniz daha çok var olursunuz. Kendiniz dışında herhangi biri olabilmenin tek yolu gibi gösterilir tüketmek. İşletmeler ve markalar için sıradan biri yoktur, yalnızca tüketici vardır. Bocock’un da dediği gibi “tüketmeyen insan defoludur.” Sürekli olarak güzeli, daha güzeli, en güzeli satın almamızı isteyen markalar, bitip tükenmeyen bir harcama eğilimine bizleri sevk etmekte ve mutluluğun şartı olarak sürekli yeni ürünleri işaret etmektedir. Ancak markalar için değişim zamanı geldi. Artık “tüketici” yok “insan” var. 17-23 Haziran 2012 tarihleri arasında 60.cısı düzenlenen Cannes Lions Uluslararası Yaratıcılık Festivalinde “insan” faktörü vurgulandı. Dünyanın en köklü reklam verenlerinin bile asırlardır uyguladığı pazarlama stratejilerini bir yana bırakması ve daha insani odaklı kurumlar haline gelmesinin önemi tartışıldı. ‘Hızlı tüket, hızlı yaşa’ anlayışı yerini sağlıklı yaşama, kaliteli zamana, gönüllü sadeliğe bırakmıştır. Pazarlamanın artık yeni kuralları var. Bu kurallar içerisinde tüketiciye daha insani yaklaşılıyor ve stratejiler, politikalar, kararlar tüketici konusunda çok daha titiz davranılarak oluşturuluyor. Bu anlamda piyasada hırçın ve agresif davranan, faaliyetlerine kar odaklı bir biçimde devam eden işletmelerin ileriki zamanlarda sürdürülebilir bir varlık gösteremeyeceği açıktır. Elbette işletmelerin birincil amacı kar elde etmek ve pazarda varlığını devam ettirmektir. Ancak uygulamalarında, reklamlarında, Ar-Ge faaliyetlerinde, mağaza iletişiminde, marka yönetiminde, sosyal sorumluluk projelerinde, müşterilerine olan yaklaşımlarında bunu minimum seviyede karşı tarafa hissettirmeli ve yoluna öyle devam etmelidir.