Çok sevdim… Çığlık çığlığa ağlarken saatler bir an daha yanında olmak isteyen ben, çok sevdim. Geçmeyen geceler gecesi karanlığın zırhlı sokaklarında matemi yasla dolu anıları kovalarken ben, çok sevdim. Sildim geçmişi attım hiç yaşanmamışcasına artık sen varsın nasılsa diye ben çok sevdim!Seyredip en uzakları biliyorum bir gün geleceksin umuduyla ağlayan ben çok sevdim. Yandım yandım… Ateşler içinde kavrulan bulutlar gibi, yağmura hasret umutlar gibi, annesi ölmüş çocuklar gibi bir tek sana bel bağlayan ben, çok sevdim. Kaybettim, nefes alma isteğimi, özümdeki benliğimi, içimdeki sonsuz seni kaybettim. Şimdi her gün kendimi bırakıp o sonsuz boşluğa kayboluyorum.

Sponsor Bağlantılar

Mahvettin. Acımadan, ardına bakmadan, neler yaşadığımı görmeden, bırakıp gittin… Nerdeydin… Akıl almaz döktüğüm yaşları, sırf sana güzel görüneyim diye her gün özenle taradığım saçları paslı bir makasla gözümü kırpmadan kestiğim an nerdeydin. Kimleydin. Bir tek ben olacaktım ya benden sonraki hayatında. Kim bilir kaç kadın kaç soluk daha aldın yüreğine… Gitseydin… Bari bütün seni alıp benden ardında tek bir noktan kalmadan gitseydin… Arkana bakmadan çıktığın o kapıya kokun sinmeden, kapı tokmağına elin değmeden gitseydin.

Keşke… Keşke hiç gelmedin sayabilseydım seni hayatıma. Hiç girmedin o çıktığın kapıdan, hiç bakmadın bana öyle aşkla, hiç dalıp gitmedin gözlerimin en derinine.. Hatta hiç tutmadın ellerimi, hiç öpmedin, hiç gelecekteki yavrularımın annesi demedin, hiç ağlamadın, çık artık hayatımdan dediğimde… Sahi nasıl demişim… Ne gözü kara bir benmiş bendeki, ne korkusuz, ne cesur… Şimdi gittin demeye titrerken yüreğim nasıl da tek nefeste söyleyebilmişim… Nerden bilebilirdim, gün gelipte senden başka varlığı kabul etmeyeceğini ruhumun. Nerden bilebilirdim eksik olduğun gece ateşler içinde kalacağımı, başımda bekleyen bir nefes bir umut senin olacağını…

Hatırlar mısın seni istemiyorum ben sevmiyorum seni diye çocuklar gibi ağladığım gecenin ertesi gözümü hastanede açmıştım, sen sen diye sayıklamıştım… Başında ilgeleneceği tek bir refakatçısı olmayan hasta gibi, ateşler içinde suya hasret uyanan çocuğun yakarışları gibi istiyorum seni. Kana kana soluksuz içmek istiyorum seni… Olmuyor yaşama sebebim… Olmuyor… Kimse için ağlamayan, yaş dökmeyen ben ve şartlar ne olursa olsun dimdik ayakta, yıkılmayan ben kırılıp dökülüyorum şimdi… Kanatlarım bin parça, uçmayı istemiyor kanatlarım. Olmuyor en derinim olmuyor… Uyanmak istemiyor gözlerim, tek lokma istemiyor midem ve bir adım daha atmaya korkak ayaklarım. Olmuyor kalp ağrım olmuyor… Geçmiyor geceler, kabus bile göremiyorum yokluğunda öyle uykusuz…

Sessizlik çökmüş üstüme yağmurları da alıp gitmedin ya, neden yağmıyor yağmurlar neden suskun bu kadar gökyüzü… Ben feryat figan ağlarken neden susuyorlar… Hani zaman unuttururdu tüm yaşananları? Neden dün gibi aklımda senli anılar… Neden harfi harfine ezberimde söylediklerin. Neden gitmiyorsun evimin duvarlarından neden…

Yok… Olmayacak bu böyle ya ben terk edeceğim bu şehri ya sen beni. Ya ben bırakıp gideceğim anıları ya gözlerin beni… Çok değil bir ömür yıl sonra unutacağım seni… Söz sileceğim kokunu duvarlarımdan ve arkama bakmadan ben de gideceğim… Tıpkı senin gibi… Silip atacağım geçmişi hiç yaşanmamışcasına… Bir geçmiş toz duman olacak ayaklarımın altında… Gideceğim… Bir daha nefes almamak üzere bu dünyada… Gideceğim kırpmadan gözümü… Söz unutacağım o zaman seni… Tam bir ömür yıl sonra…