(Tanzimat’tan günümüze Türk toplumu hakkında bazı tetkikler)
Tanzimat’tan bu yana büyük bir değişim içerisindeyiz. Bu değişim içerisinde bir takım değerlerimizi kaybettik. Bu durumun oluşmasında bizim tembelliğimiz büyük rol oynadı. Osmanlı Devletinin dünyaya meydan okuduğu dönemden Tanzimat Dönemine Tanzimat’tan günümüze maddi ve manevi büyük kayıplarla gelindi. Batıyı kendimize rol model seçtiğimizden beri toplumsal değerlerimiz ve ahlaki yapımız dejenerasyona uğradı. Bu durumu merhum İstiklal şairimizin mısraları çok iyi özetlemektedir:
Bize bir nazar oldu Cumamız Pazar oldu Ne oldu ise hep azar azar oldu.
Merhum M. Akif’in dediği gibi bir dönemde Cuma’mızı da Pazar’a çevirmişler bizi İslami kaide ve prensiplerden hep uzak tutmaya çalışmışlardır. Tabi buradaki temel sorun yanlış batılılaşmadır. Bizim Batı’dan bilim, teknoloji ve fen yönünden geri kalmamızdan dolayı Tanzimat’tan beri Batı hep örnek alınmıştır. Fakat burada yapılan hata Batı’nın sadece ilmi gelişmeleri alınmamış onlara ait olan ahlaki yapı, aile yapısı ve Batı’nın kültürü’de alınmış ve bizlere empoze edilmiştir. Batı kültürü bizde ise derin yaralar açmıştır: Birliğimizi ve uhuvvetimizi bozmuş, bizleri birbiri için yaşanlardan değilde kendileri için yaşayan narsistlerden etmiştir ve bu yaşadığımız asır bir yönüyle enaniyet asrı olmuştur. Allah bizleri böyle insanlar olmaktan korusun, muhafaza buyursun. Ruh dünyası karbonlaşmış, fikirleri harabati,bakışları miyop,beyinleri alabildiğine dekolte olan bazı insanlar işte bizlere bunları reva görmüştür. Böyle günler yaşarken İslam’ın ruhunu kaybettik ve bir anlamda dinin ruhunun canına okuduk. Kıldığımız namazlarımız bizler için birer yorgunluk alameti, oruçlarımız açlığa vesile, haclarımız ise turistik ziyaret olarak cereyan etti ve ediyor. Merhum Cemil Meriç bu konuda: Ben yaşananlarda bir ruha şahid olmadım demiştir. Okullarımızda dini kültüre indirgedik. Din kültür işi değildir bir gelenek, görenek işi de değildir din Allah’tan mesajını almış olan müminlerin onun yolunda yaşamlarını sürdürdükleri bir yaşam tarzıdır. Yaşadığımız Müslümanlık kültür Müslümanlığına dönüşmüştür ve böylece din bir gurbet yaşamaktadır. Dinin gurbet yaşadığı bu günlerde özüyle ele alınmadığı, tabiatın bir derinliği haline getirilmediği bu dönemde din yetimdir, öksüzdür. İslami heyecanı kaybetmiş bulunuyoruz. Bu konuda M. Akif:
Müslümanlık nerde? Bizden geçmiş insanlık bile Alemi aldatmaksa maksat aldanan yok nafile. Kaç hakiki müslüman gördümse hep makberdedir. Müslümanlık bilmiyorum ama galiba göklerdedir.
mısralarını yazmıştır.
Bizden Allah sevgini, Peygamber sevgisini çaldılar. Sevgi kabiliyetimizi bütünüyle dünyaya bağladılar. Bu konuda Necip Fazıl :
Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret Ebedi bir alem için gayret yok hayret! Demiştir.
Elbisemize, üstümüze, başımıza verdiğimiz değeri dine, diyanete karşı göstermedik. Hz. Peygamber (sav)’in adı anıldığında salavat getirmekten bile aciz duruma düştük. Çocuklarımızı, namazsız, abdestsiz bohem hayatı yaşamaya sürükledik. Saatlerimizi televizyon, telefon başında geçirmekten geri durmadık ancak Allah-ü Teala’nın bize farz kıldığı 5 vakit namaz için 1 saatimizi dahi ayıramadık. Zamanımızı boşuna geçirdik. Özellikle Tv’lerde yayınlanan Brezilya dizileri ahlaki yapıyı çökertti. Maalesef bu diziler, filmler toplum tarafından da benimsendi. Alafranga yaşam yaygınlaştı. Batı özentiliğimiz arttı. Adeta ahlaksızlık ahlak haline geldi. Arsızlık yapmayı kahramanlık, hayasızlığı cesurluk olarak nitelendiren bir toplum haline geldik. Bu konuda Necip Fazıl şöyle demiştir:
Arsızlığa cesaret, zinaya aşk dediler. Bir neslin ahlakını işte böyle yediler.
Bu şekilde zinayı, edebsizliği topluma hoş gösterdiler terbiyesizliği ahlaksızlığı cesurluk olarak değerlendiler ve günümüzde bozuk (yitik) nesillerin oluşmasında büyük rol oynadılar. Mehmet Akif’in dediği gibi şu mahluki asırda bomboş, edepsiz, namazsız insanlar yetişti ve üzülerek söylüyorum ki din harap, İslam serap oldu. Selahaddin Eyyubi’nin dediği gibi “Eğer bir toplumu derinden sarsmak istiyorsanız genç kuşak arasında edepsizliği, hayasızlığı yayın” işte bu toplumada aynısı yapıldı ve toplumda derin izler bırakacak kapanması zor yaralar açıldı. Gazetelerde, dergilerde, filmlerde, dizilerde müstehcen içeriklerin sayısı arttı. Toplumda huzursuzluklar tavan yaptı. Boşanma oranları arttı. Toplumsal olarak kendi değerlerimizi, ahlaki yapımızı vb. her şeyimizi kaybettik. Dizilerle, filmlerle, şarkılarla bizlere batı kültürünü benimsettiler ve günümüzde küfür ortamında, ahlaksızlığın ahlak haline geldiği bir ortamda yaşamımızı idame ettiriyoruz. Allah sonumuzu hayır eylesin.
Yıllar geçtikçe namaz kılma oranlarında da büyük düşüş yaşandı aynı şekilde kendini muhafazakar olarak tanımlayan insanların sayısında da gözle görülür bir azalma görüldü. İmam Hatip liselerinde ahlaksızlık arttı liyakatsiz insanlar doldu, taştı. İmam Hatip liseleri öğrencilerinin namaz kılma oranı %10-15 civarlarına düştü. Bu konu hakkında ülkemizde de büyük kayıplar, düşüşler var. Bu olaylar karşısında kurtuluşumuzun çaresi ise yenilenme cehdidir. Dağınıklıktan, tembellikten kendimizi bir an önce kurtarıp İslam davası için çalışmalıyız. Batı Rönesans’a ulaşmış ise yılmadan çalışarak ulaşmıştır. Her şeyini kötü görmemek gerekir. İslam Medeniyetlerinin Batılılardan geri kalmasının temel sebebi Müslümanların Kuran’ın özünü, manasını ve maksadını tam olarak kavrayamamasından kaynaklanmaktadır.
Sözün özü:
Toplumsal olarak dejenerasyona uğramış ve ahlaki bir takım değerlerimizi yitirmiş bulunmaktayız. Kurtuluşumuzun reçetesi ise yenilenme cehdidir. Kuran’a ve sünnete sımsıkı sarılmalı, Allah’a inan say-e sarıl, hikmete ram ol düsturunu kendimize temel prensip etmeliyiz ve hayatımızı Allah yolunda idame ettirenlerden olmaya çalışmalıyız.
Kendimizi gözden geçirip yiyip içip hayvan gibi kulağının üstüne yatanlardan değil İslam için çalışanlardan olmalıyız. İslam için birlik olmalıyız. Ruh-i revan-ı Muhammediyi dünyanın her tarafına götürmek için adeta birbirimizle yarış yapmalıyız. Televizyonlara, telefonlara takılarak vaktimizi boşuna öldürmemeliyiz. Vesselam
Anlatiklariniz günümüze ayna tutuyor.