Odaya bir merdiven konulur ve üzerine de bir muz. Maymun fıtratı gereği belli bir süre sonra merdivenden çıkıp muzu almak ister, ancak zavallının üzerine her defasında buz gibi su dökülür. Sonra odaya bir maymun daha konulur ve yeni maymunda muzu almak ister, ancak ilk maymun, yeni maymunu tokatlayarak durdurmaya çalışır ve durdurur. Odaya konulan üçüncü maymunun muza olan hamlesi ilk iki maymun tarafından fena halde dövülerek durdurulur. Odaya 4. Maymun girer ve muza ulaşmak için çabalar ancak ilk 3 maymun çok feci şekilde 4. Maymunu döverler hatta en çok 3. maymun vurur. Ve odadan ilk iki maymun çıkarılarak 5. Maymun konulur, artık neden dayak yenildiğini bilen maymun yoktur. Ancak 5. maymunda dayak yemekten kurtulamaz. Neden vurduklarını bile bilmeden döverler 5. maymunu.
Türkiye terör konusunda neden vurduğunu bilmeyen bir pozisyona kaymaktadır. Acı çekenlerin ve birinci dereceden muhatap olanların ortalıkta olmaması, mücadelenin neden yapıldığını unutturmaz, hele hele karşımız da ki cani, şimdilik eldeki silahla değil dildeki zehriyle, özerklik ve eyalet sistemi gibi söylemlerle vurmaya çalışırken bu asla olmaz.
Ülkemiz de bir kimlik sıkıntısı oluşturulmak istenmekte ve bu durumdan çok dil ve yapıda bir ülke hayali kurulmaktadır. Siyasi terör odaklarının ülkeyi getirmek istedikleri çizgi, Türk milletinde müthiş bir bilgi dezanformasyonu oluşturmak ve aynı anda saldırılara da devam ederek yılgınlık psikolojisine sürüklemektir.Dikkate almadıkları şey,Türk milletinin söyleyecek son sözünü saklı tutmasıdır.Terör sorununu, genişletip tüm Kürt vatandaşlarımıza genelleterek, sosyal bir sorun ve çıkarım umanlar, tarihi ve 30 bin şehidi unutturamazlar. Üzerlerinde ve dillerin de ki kan izi hala tazeyken, arsızlık da sınır tanımadan, Türkiye’nin ilk Türkleşen bölgesi olan topraklarda başka siyasi yapı hayali kurmaktadırlar.
Bu topraklar aralıksız bin yıldır Türk kültürü ve adıyla anılmaktadır. Bedeli kanla ödenmiş, içi Türk İslam kültür ve değerleriyle yoğrulmuştur. Kardeşlik ve insan hakları bu topraklara, BDP ve Barzani ile değil yüzyıllar önce Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş, Ahi Evran ve daha binlerce gönül eriyle girmiş ve gönüllere kazınmıştır.
Edebiyatı ile, tarihi ile, şiiri ile, romanı ile, türküsü ile, türbesi, camisi, hanı, hamamı velhasıl tüm doneleriyle nakış nakış Türk kültürü ve izi işlenmiştir. Haçlı ve Avrupa saldırılarına karşı Türk’le, İslam’a kalkan olan Anadolu, Diyarbakır’da Ak koyun, Musul Kerkük’te Selçuklu ile işlenmiştir. Oluşturduğumuz tüm insani değerler PKK ‘ya rağmen bölgede hala canlıdır ve bu kardeşliği bozmaya kimsenin de gücü yetmeyecektir.