Mainz, 02-02.2012
 
Yediden yetmişe hemen herkesin demokrasinin faziletlerinden dem vurduğu bu ülkede „bize özgü özel koşullar“ sendromundan bir türlü kurtulamadιk. Önce ülkenin ekonomisi konusunda çok ciddi adιmlar atιp kιrιlganlιğa son veren Ak Parti iktidarι sonraki dönemde ülkenin vizyonu noktasιnda önemli politikalar ortaya koydu. Bizzat Başbakan tarafιndan „ustalιk“ dönemi diye adlandιrιlan bu dönemde ise ileri demokrasi standartlarιna ulaşmak adιna çalιşmalar başlatιldι. Önce bu konulardaki bazι adιmlarι hatιrlayalιm:
– 28 şubat darbecilerinin dayatmasι olan ve askeri komutanι valinin bile üzerine konumlandιran ayιplι protokol kaldιrιldι.

Sponsor Bağlantılar

Yine bu darbe döneminde polisin elinden alιnan ağιr silah ve teknik labaratuvar donanιmlarι iade edildi.

– Kürtçe konusunda „trt şeş“ dιşιnda bir çok adιm atιldι.

– Meslek liselerini bağnaz bir ideolojiye kurban eden zihniyet sonlandιrιp katsayι garabetine son verildi.

– 15 yaşιndan önce ebeveyni istese bile kimse çocuğuna Kuràn öğretemez saçmalιğιna son verildi.

– Milli Güvenlik Kurulu siyaset belgesinden „irtica“ adlι meşhur ve çok kullanιşlι kavram çιkartιldι.

– Milli Güvenlik Kurulundaki ayιplι oturma düzeni değiştirildi ve genel sekreterlik sivilleştirildi.

– Olağanüstü hal uygulamalarι kaldιrιldι.

– Devlet Güvenlik Mahkemeleri kaldιrιldι.

– Okullarda askerler tarfιndan verilmekte olan Milli Güvenlik dersleri kaldιrιldι.

– Askerlerin hemen herkese brifing vermesinin önüne geçildi.

– TBMM`nin koruma görevi polise devredildi.

– Askerlik yapmak üzere giden vatan evlatlarιnιn komutan ve onlarιn eşlerine hizmetçi olmasιnιn kιsmen önüne geçildi.

– Sayιştayca  ilk defa olarak askeri harcamalarι denetlemesinin önü açιldι.

Yukarιda maddeler halinde özetlemeye çalιştιğιmιz demokrasi açιsιndan ayιplι kabul edilen durumlar elbette bunlarla sιnιrlι değildir. Ak Parti iktidarι ülkeyi ileri bir demokrasiye taşιmak için fincancι katιrlarιnιn hâla bir züccaciye dükkânιna girebilme ihtimalinden hareketle bu çalιşmalarι adιm adιm ve sabιrla hayata geçirmeyi uygun bulmaktadιr. Esasen hemen her şey bu ülkenin gerçekten en büyük ihtiyacι haline gelmiş olan yeni bir „Anayasa“ ya havale edildiği gün gibi aşikâr. Fakat mecliste kurulmuş bulunan ve ilkeleri daha önce ifade edilmiş bulunan komisyon maharetiyle yeni- sivil bir anayasanιn yapιlabileceğine inanmak biraz safdillik olur. Biri Kürt, diğeri Türk milliyetçisi iki parti ve ne olduğunu kendisi bile bilemiyen bir başka partinin konsensüsü ile bir metnin ortaya çιkabilmesi muhâldir. Umarιm yanιlan ben olurum. Ancak bugünkü konumuz bu değil. Demokrasi alanιnda övgüyle bahsettiğimiz adιmlarιn ne yazιk ki bir çoğunun yasal bir temeli bulunmuyor. Meselâ başörtüsü konusu şimdilik üniversiteler de çözülmüş gibi gözüküyor, peki ya yarιn…

(Hafizenallah!) Yarιn parçalι bir hükümetin iş başιna gelmesi halinde iki saat içinde bütün bu kazanιmlar elden çιkabilir. Bu sebeple Ak Parti hükümetinin yeni bir anayasanιn yapιm sürecini beklemeden ki zaten bir çok adιm anayasal değişiklik istemediği için ilgili konularda süratle yasal değişiklikleri gündemine almalι ve behemahâl bu değişiklikler meclisten geçirilmelidir. Yaklaşιk 3 hafta kadar önce internet sitelerine düşen bir ses kaydιnda ailesi ile görüşen bir general içerden çok daha rahat işlerini gördüklerini ve ibrenin kendilerinden yana döneceği günleri ip le çekmekte olduklarιnι büyük bir keyifle anlatmaktadιr. Hasdal cezaevinin 5 yιldιzlι otel konforunda olduğunu düşünecek olursak hükümetin yaptιğι bütün bu özverili çalιşmalara rağmen vesâyetin sadece kιsmen geriletildiği anlaşιlmaktadιr. Şimdilik fazlaca sesleri çιkmιyor olsa da bir kιsιm medya, bir kιsιm asker-sivil bürokrasi, bir kιsιm siyasetçi ve işadamι fιrsat kollamaya devam etmektedir.

Zaten yaklaşιk bir asra yakιn bir zamanda tesis edilmiş bulunan bu tumturaklι vesâyet sistemini 10 yιl içinde çözmek tabiidir ki kolay bir iş değildir. Ancak benim esas itirazιm yapιlan bu iyileştirmelerin kuvvetli yasal zeminlere oturtulmamιş olmasιdιr. İş başιnda bulunan hükümetin bana göre bu konularda çok daha sağlam adιmlar atιp ve bu adιmlarιn hepsini yasal bir zemine kavuşturmasι öncelikli bir mesele olmalιdιr. Sözümona „ergenekon“ denen davanιn bir kaç göstermelik ceza ve bir kaç kişi ile sιnιrlι kaldιğιnι bir an için düşünecek olursak bu ülkede şimdilik inzivaya çekilmiş bulunan bütün beyaz Türk ve beyaz Kürtler tarafιndan kιzιlca kιyametin kopartιlacağι bir hakikattir.

Askeri vesayetle ilgili bazι mevziler atlatιlιnca bu defa yargιsal vesayetin devreye girdiğini hep birlikte yaşamιştιk. 12 eylül 2010 tarihinde yapιlan anayasa değişikliğiyle bu konuda da bir hayli mesafe alιndι. Fazlaca klişe olacak belki ama bunlar da yeterli olmayacak. Nitekim MİT kendisi gizli bir teşkilât olmasιna ve kurluş kanunu olmasιna bakιlmaksιzιn, iç ve dιş bazι önemli hadiselerin ifşa edilmesi kaygιsι taşιmaksιzιn çok bilmiş bir savcι tarafιndan ülkede „kriz“ havasι yaratacak bir mücadelenin fitilinin ateşlenebildiğine şahit olduk. Demokrasilerde şeffaflιk esasdιr ancak gizli olmasι gereken istihbarat teşkilatιnιzι da alenileştirirseniz eğer memlekette hüküm sürmekte olan terör konusunda bir adιm bile ilerleme sağlayamazsιnιz.

Başbakana bağlι önemli bir kurumun bu kadar kolay bir şekilde ifadeye çağrιlιyor olmasι bir yana bunun böyle bile-isteye davul-zurna eşliğinde yapιlιyor olmasι olayιn garabetini katmerleştiriyor. Hükümet edenlerin bu vahim olaydan sonra sözünü ettiğimiz vesâyet konusunda daha dirâyetli hareket etmesi gerektiği bir kez daha ortaya çιkmιştιr.

Hangi tumturaklι gerekçelerle olursa olsun her tür vesâyet ya da bir başka deyişle millet iradesi dιşιnda bir arayιş, otoriter bir zihne işaret eder. Demokrasinin bütün kuram ve kurallarι ile yerleştirilmesi için her tür vesâyeti kökünden kazιmak gerekir. O günler de gelecek…

Baki Selam ve Saygιlarιmla.

Ömer Erdem
Mainz/Almanya