Bir varmış bir yokmuş. Dünyada bir yerlerde bir ülke varmış. Bu ülkede çocuklar ve gençlerin hayattan zevk almalarını önlemek temel kanunmuş. Bunun için çocuklar birer yarışçı gibi yetiştirilir ve hayatın güzelliklerini yaşamaları engellenirmiş.

Anne babalar daha yürümeyi öğrenir öğrenmez çocuklarının diğer çocukları geçmesi için çabalar dururmuş. Her şey yarışmış bu ülkede. En çok kimin çocuğunun annesini emdiği bile bir yarış haline gelirmiş. Kimin çocuğu daha uzun emekledi gibi tartışmalar eksik olmazmış bu ülkede. Derken okul çağı gelip çattığında tüm anne babalar büyük yarışın başlamasını törenlerle kutlar ve bayram yaparlarmış. Çünkü tüm diğer küçük yarış ve antrenmanlar bu büyük yarış için bir hazırlıkmış. Okul denen hipodromda her gün küçük küçük yarışlara sokulan çocuklar akşam olduğunda eve bir sonraki yarışın hayaliyle dönerlermiş.

Sponsor Bağlantılar

Hafta içleri hipodromda eğitilen yarışçılar hafta sonları da daha profesyonel uzmanların olduğu paralı hipodromlara gidermiş. Her çocuğun aldığı derece kaydedilir ve başarısının artmasına çalışılırmış. Günlük yarış sonuçları, aylık yarış sonuçları ve yıllık yarış sonuçları gibi çizelgeler her çocuk için büyük bir titizlikle tutulurmuş. Her hipodrom yılı sonunda büyük bir yarış daha düzenlenir ve bu yarışla diğer tüm yarışların ortalaması alınıp her yarışçının performansı belirlenirmiş.

Yarışı sevmeyen, koşamayan çocuklar en büyük üzüntü kaynağıymış anne babalar için. Böyle bir durumda hemen psikologlara gidilir, yarış hocalarına başvurulur ve sorun giderilmeye çalışılırmış. Yarışı ve hipodrom okulları eleştiren bazı kişiler çıksa da bu ciddiye alınmazmış.

Çocuğunun eğitimi için harcayacak parası olanlar özel yarış hocaları tutup çok küçük yaştan itibaren yarışın gereklerine uygun davrandıkları için bu işten memnunlarmış. Ülkenin büyük bir hipodroma dönüşmesi onların işine geliyormuş. Tüm bu işlerden sorumlu kişiye de milli yarış efendisi denirmiş.