Acıları Sürekli Hale Getirmek

Sivas Madımak Oteli’nin yakılması ve Erzincan’ın Başbağlar köyünün yakılması olayı toplumsal hafızamızda halen yer etmiştir. Sivas’ta Madımak Oteli’nin 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta sivil toplum kuruluşu tarafından organize edilen organisazyon sırasında Madımak Oteli’nin yakılması 33 Alevi’nin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmıştır. 5 Temmuz 1993 tarihinde Erzincan’ın Başbağlar köyünde 33 kişinin Cuma namazından alınıp köyün meydanında Sünniler öldürülmüşlerdir. Öldürülenlerin üzerine ‘Sivas’ın intikamı alınmıştır’ yazmıştır. Arka arkaya yaşanan bu olayların bir biriyle ilişkin olup olmadığı konusunda kesin olarak bilinmemektedir. Aslında burada tartışmamız gereken Sünni ve Alevileri karşı karşıya getirmekte olan bu olayların asıl sebebini anlamak gerekiyor. Asıl sorun kimin daha kötü olduğunu ortaya koymak değildir. Bundan kimin çıkarının olduğunu ortaya koymak gerekir. Nasıl oluyor da acıyı sürekli hale getirmek ve kötülüğün ne olduğunu sorgulayamayan bir yapıya bürünüyoruz. Kötülüğü ortaya koyan isimler ve resimler değişse de önemli olan ne kadar kötünün gündemde tutulmak istendiğidir. Kötüyü gündemde tutmak, sürdürmek, kavgayı perçinlemek,  kanayan damarını beslemek ve beslendikçe daha da güçlendiren bir yapıya doğru gitmektedir. Daha kuvvetli, daha zorlu, daha katlanılmaz, daha çözülmez bir hale getirmektedir. Çözümsüzlüğün en iyi çözüm olarak görülmesi gibidir. Toplumda bir kesim sınırlarının  ne zaman, nerde olduğunu belirleyemediğimiz bir kesim. Bu kesimin belirsiz olması, ayrımı iyice keskin hale getirmektedir. Olaylarda bir tarafın suçlu bir tarafın da suçsuz olması kabul edilir. Bu olayda eğer bir suçlu aranacaksa her iki toplumsal grupta da aranmalıdır. Olayın yani kötülüğün ortaya çıkışında her iki tarafında aynı anda suçlu...

Devamını Oku