Bir Masal Yazdım Kendime…
Bir masal yazdım kendime, hani şu kötü başlayıp güzel biten hikayelerden… İçinde ayrılık olmayan hüzün olmayan gözyaşı olmayan bir masal türü değil benimki… Henüz 10 yaşlarında hayatın gerçek yüzüyle tanıştım. Memnun oldum mu diye sorarsanız tabi ki hayır en kısa zamanda arkadaşlığımı bitirmek istedim ama o beni çok sevdi… Yalnız çok vefasız hain ağlatan bir arkadaştı. Dost acı söyler derdi bana, alışmalısın insanların ikiyüzlü olmasına. Aklını başına al derdi. Keşke onu en başında dinleseydim ama bir kere sevmemiştim. Şimdi beni başka yerlere getirdi yeni insanlarla tanıştırdı. Zamanla buraya da alışırsın üzülme bunu sana kötülük olsun diye yapmadım. Sen istedin ben de getirdim dedi… Ona şimdi inanıyorum. Sanırım arkadaşım oluyor yavaş yavaş belki anlaşırsam ben de severim. Şimdi diyorsunuz ki ne kadar döneksin hayır hiç de öyle değil sizin kapınıza gelmiş hepimizi denemiş bu ortak arkadaşımızı siz de çok iyi tanırsınız siz de sevmediniz mi… Neyse şimdi kendinizi sorgulamayın masalımdan kopmayın. Hata mı yapıyoruz yaşadıkça çok mu günah işliyoruz yoksa sevaplarımız mı artıyor ne dersiniz siz hangi taraftasınız… Hep yalnızız diyoruz. Hep yakınıyoruz hayattan. Hep biz iyiyiz diyoruz diğerlerine kötülük yaparken bile… Neden mi böyle konuşuyorum ben de iyi bir insanım dediğim için. Gerçekten öyleyim beni tanımayanlar için o kadar üzülüyorum ki insanlar başkalarını kendileri gibi bilir ya ben de öyleyim masumum masumsun kötülük bilmem kötülük bilmezsin çıkarsızım çıkarsızsın hesabı anlayacağınız. İnsanlara şüpheyle yaklaşmam konusunda çok haklıyım. Bazı şeyler canımı...
Devamını Oku