Katran gibi gecenin simsiyah kollarında,
Uykudan uyanıp da gözümü açtığımda,
Yoktu artık, biricik sevgilim yatağımda.
Bu gece pek karanlık,
Uyandım bir aralık…
Bir an rüya zannettim, sonra baktım ki gerçek,
Kadınsız bir yatakta gel de geceyi sen çek!
Sabah olsa ne yazar!Gözüm gün görmeyecek.
Bu gece pek karanlık,
Uyandım bir aralık…
Kafamı duvarlara vura vura ağladım,
“Allah’ım canımı al!” diyerekten yalvardım,
Sonra sokağa çıktım ve caddelere daldım.
Bu gece pek karanlık,
Uyandım bir aralık…
Issız, bomboş sokaklar, beni kuşatıverdi,
Lambalardaki ışık, gölgemi yere serdi,
Biri halimi görse; “deli” deyip gülerdi.
Bu gece pek karanlık,
Uyandım bir aralık…
Soluk soluğa kaldım, çömeldim kaldırıma,
Kendi kendime dedim: “Dert etme be, aldırma!”
Ey benim kalpsiz kalbim!Beni yine kandırma!
Bu gece pek karanlık,
Uyandım bir aralık…
Eve dönmek üzere hemen ayağa kalktım,
Gözyaşlarımı sildim ve sigaramı yaktım,
Kafamı kaldırarak arş-ı âlâya baktım.
Bu gece pek karanlık,
Uyandım bir aralık…
Elimdeki sigaram tek tesellim olmuştu,
Gecenin karanlığı gözlerime dolmuştu,
Bir ben vardım sokakta ve caddeler sarhoştu.
Bu gece pek karanlık,
Uyandım bir aralık…
Gecenin tam üçüydü evime vardığımda,
Ezan okunuyordu yatağa yattığımda,
Saat; dört otuz beşti, ona son baktığımda.
Bu gece pek karanlık,
Uyandım bir aralık…
Doğduğum günden beri dünyayı sevemedim,
Ömür boyu ağladım, bir defa gülemedim,
Ezanını duyduğum sabahı göremedim.
Bu sabah pek aydınlık,
Ne fayda!Yokum artık!…