İlk başta biraz bizi zorlar ama daha sonraları olgunluk katar içimize bu tatlar. Yorulduğumuz anlarda da küçüklüğümüzün o güzel anları gelir ve ne kadarda uzakta kaldığını görmek zamanı hatırlatır bizlere. Zaman durmuyor, ilerliyor devamlı diye iç çekeriz. Bizden neler aldı neler götürdü diye gözlerimizin önüne getirmeye çalışırız. Genelde şöyle bir sonuç çıkar; Kazandırdığı da çok olmuştur, kaybettirdiği de… Ama artık hepsi geride kalmıştır. Devam ediyordur zaman. Saatin pili bitince durması ya da bir araba yakıtı bitince durması gibi değildir zaman. Zamanın ne pili vardır ne de yakıtı durmaz devam eder. Zaman geçtiğine de üzülürüz bazı anlarda da. Çünkü en güzel anlarımızdan birini yaşıyoruzdur o anda. Çaresizce gözlerimizin önünden kayıp gitmesi ne kadar hüzünlü bir gerçektir. Onu doyasıya yaşamadan, tatmadan sürüp gitmesi ne kadar üzüntü vericidir. Günümüzün her anında onu yaşarken onunla vakit geçirirken bir zaman sonra bizimde yolumuzun sonuna getirir. Bu dünyada ki sınırlı hayattan Ahirette ki sonsuz hayata yollamak ister bizi.
Azrail geldiğinde son bir kez daha bakarız ve ona nasıl bu kadar çabuk geçtiğini sorarız. Herkese izlettirdiği filmi izlettirir o an bizlere de; Gözümüzün önüne bir anda bir film şeridi geçirir ve o film en fazla 1-2 saniye sürer ve tüm yaşadıklarımızı görürüz. Sonra da düşünürüz ki hayat birkaç saniyeden ibaretmiş…
bu bir makale değil mi
bncede zaman akıp gidior herkes yaşamını güzel, küslük olmadanm sevgi içinde geçirse ne güzel olur dimi ?
belkide bir zaman bundan güzel dile getirilemez di
gerçekten de hayat okadar kısa ki!!!