Sıcak bir yaz günü…
Ofisimde çalışıyorum…
Gündemde Genelkurmay Başkanı ile komutanların emekliliğe ayrılmaları var…
Taraf gazetesinin “Daha karpuz kesecektik” manşeti ile Radikal gazetesinin “Koşaner: İstifa ediyoruz, Erdoğan: Siz bilirsiniz” manşetinin büyük ses getirmesi…
Yazarlardan Ahmet Altan’ın Taraf’taki “Peki” başlıklı harika yazısında “Dağlıca’da, Aktütün’de, Hantepe’de, Silvan’da “onurunuz” neredeydi, niye bir taneniz bile istifa etmedi? Orada istifa etmeyen generalin, “terfi kavgasında” istifa etmesi aslında askerlik adına utanç vericidir.” yazması…
Emin Çölaşan’ın gittiği bir ülkede Türk Okulunun bulunmasından dolayı duyduğu üzüntüyü gösteren, bu okulun orada bulunmasından dolayı sevinip “Vay bee adını yazamadığım bu ülkeye bile gelmişler” demesi gerekirken okulu Deniz Feneri ve Diyanet’e bağlayarak akılları bulandırmaya çalışan yazısı…
Yılmaz Özdil’in “Sayaçlar ölmez, vatan bölünmez” başlıklı yazısı ile yine garip mesajlar vermeye çalışması…
Bazı yazarların, komutanların istifalarından dolayı bir oturup ağlamadıklarının kaldığını resmeden yazıları…
İnternet Andıcı İddianamesinin, mahkemece kabul edilmesi…
Ve kulağımda Feridun Düzağaç’ın “Beni Bırakma” şarkısı…
…
Ramazan’ın gelmesi…
Havaların sıcak olması…
Ve gündemin de sıcaklığı…
…
Bilgisayarımın başında yazı ile uğraşırken, televizyonda hafta sonu programları…
Türkiye’nin en çok izlenen iki haber kanalı…
İkisinde de yemek programı…
Oktay Usta’nın programı gibi değil bunlar…
Adamlar, lokantalara gidiyorlar ve milyonların önünde kebap, mangal falan filan yiyorlar…
Garip ağız hareketleri, “Hımmm… Çok lezzetliler” eşliğinde…
Kendilerini izleyenlerin içinde maddi imkânları olmadığı için o yemekleri yiyemeyeceklerin olduğunu hiç düşünmeden…
Bazen görgüsüzlüğe varacak şekilde…
…
Bir de Milliyet’ten Çetin Altan’ın, oğulları Ahmet Altan ile Mehmet Altan’ın yazma başarısının nereden geldiğini gösteren “Esintiler” başlıklı yazısı…
30 Temmuz 2011