Yazar: ahmetali

Mustafa Sarıgül üzerinden! Siyaset, Medya ve Sermaye Planları

Olayların perde arkasındaki yansımalarının seyrinden anlaşılıyor ki! CHP nin geleceği üzerine kafa yoran yandaş güç odakları, bütün güçlerini birleştirip İstanbul belediyesine CHP den sarıgülü aday göstererek, seçilse de, seçilmese de, onu bu güç “Cumhuriyet halk partisinin başına genel başkan yapacaklar.” Birincisi, Ergenekon’da ve diğer davalarda aşamadıkları engelleri sarıgülle ile aşabileceklerine inanıyorlar. Sosyal demokratların arasındaki derin ayrılıklara da çare olabileceği, ılımlı tutumuyla ayrılıkları aradan kaldırıp perçinleyeceği inancını taşıyorlar. Yine bu sayede, güçlü ve etkili bir muhalefet oluşturabileceklerine inanıyorlar. Ya bu çevrelerin isteği dışında hareket ederse vay haline, Raflarda bekleyen tüm tozlu dosyalar şantaj, yaptırım olarak piyasaya dökülecektir. Bir yönüyle karşılıklı çıkar alışverişi olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar bu birliktelikten karlı çıkacakları umudundalar. Bu planla bir taşla iki kuş vurulacak, tutarda CHP belediyeler ve genel seçimlerde karlı çıkarsa, halkın sempati duyduğu bu zat sayesinde kendi önlerindeki engelleri de aşmış olacak, işleri bittiği zamanda kenara çekeceklerdir. İkincisi, Türkiye’nin başbakanı olabilmenin ve Ak partinin moralinin bozulmasının da ancak İstanbul’u kazanmaktan geçtiğine inanıyor bu çevreler. Sarıgül de ancak bu sayede geleceğini garanti altına alıp, üzerine doğru gelmekte olan dosya ve bir yerlerde tutulmakta olan felaket haber ve senoryaların dan kurtulabileceğine inanıyor. İstanbul’u kazanan lider aynı zamanda Türkiye’yi kazanmış, parti liderliğini ve Türkiye başbakanlığını garantilemiş gözüyle bakıldığı için, İstanbul çok önemli. Zaten sarıgül de kazanamayacağı hiçbir yarışa girmeyeceğini söylüyor. Arkadaki itici güç onun bu yarıştan kazançlı çıkacağına inandırmış durumdalar. Kendi deyimiyle de tüm partilerden oy alma garantisini...

Devamını Oku

Milli İstihbaratta “Hakan Fidan” Mevsimi

Dünyanın hızla değişimi karşısında bölgemiz fokur-fokur kaynıyor. Bu sisli ve puslu havada, “Fidan ve ekibi” derin dehlizlerden, kurulan komplolardan kaymadan, taviz vermeden Türkiye’nin önündeki sorunları çözmeye çalışıyorlar. İşin içinde oyunları bozulanlar, oyuncağı elinden alınan bu işlerden nemalanan mihrakların parmağının olduğu da bir gerçektir. Müspet gidişattaki başarı, geçmişteki karanlıkların aydınlanmaya başlamasından rahatsız olan çevrelerin, bu durum karşısında “fidan’ın” ayağını kaydırmak için, yeni- yeni teoriler üretmeye çalıştıkları anlaşılmaktadır. PKK ya silah sağlayan tüccarların, bölgede azalan Amerikan taraftarlığının, İsrail’in hızla yalnızlığa itilmesinin nedenleri var bu yazılan çizilen karalamaların arkasında. Zira fidanın kaybetmesi onların kazanması demek dir. Oysa daha önceki yıllarda ve yönetimlerde “Mit’in” başına gelen şahıslarla alakalı kimseler kalem oynatamıyor, fikir beyan edemiyordu. Şimdilerde ise, bir koro halinde sağın en güçlüsünden, solun en derinine kadar fer yansın ediyorlar. Hatta bu konuda! başka mevzularda anlaşamadıkları, Amerikan kamu oyunuyla bile aynı havayı soluyorlar. Mit’in başındaki şahıs, Sünni, Alevi, Şia hatta şucu bucu olsa ne fark eder ki? Bunun acısını yıllardır çekmedik mi? yeter ki kafası, vicdanı demokrat, insan hak ve hürriyetleriyle dolu olsun. Türkiye’mizin kardeşliğini pekiştirecek, güçlendirecek ve sağlamlaştıracak, üzerimize kurulan tuzakları bozan, bir plan ve projesi olsun gerisi kolay. Bugün hep beraber kardeşliğimizi perçinlemesi gereken bir çözüm-barış sürecinden geçiyoruz. Bu konuda çok şeyler yazılıp çizildi, ülkenin satıldığına, parçalandığına hatta Öcalan’ın serbest kalma anlaşmalarının yapıldığını söyleyen kaynaklar bile oldu. Demokrasi paketi açılmadan da çok vahim şeyler ortaya atıldı. Hani nerde? Evet, bu paket yetersiz,...

Devamını Oku