Yazar: gizemli

Her Kaçış Kurtuluş Değildir

İnsan ne zaman soru sormayı bırakır? Bırakabilir mi? Kendini bildi bileli hep soru sorar insanoğlu. Hep sorgular. Önce ne ile başlar bu… İlk ne olduğunu öğrenmek isteriz. Sonra neden… Nedenini öğrenmek bile yetmez insana.Nasıllar başlar ardından. Aslında herkesin soruları vardır ama sadece cesaretli olanlar bu soruları başkasına sorabilir. Bazılarıysa sorulardan yorulurlar ama hiçbir cevabın onlara yetmeyeceğini bilirler. İşte bu yüzden soruları değil düşüncelerini bırakırlar; çünkü kaçmak her zaman en kolayıdır. Eğer düşünceleri giderse korkularıyla cesaretlerinin savaşmayı bırakacaklarına inanırlar, ama yanılırlar. Çünkü yorulan kendileridir. Sadece kendileri… Kaçmanın çer olmadığını bir tek savaşan askerler bilebilir. Ölümün ve kayboluşun son kaçmanın ve yaşamanın kurtuluş olmadığını… Kaçmak savaşı bitirmez. Daha da büyütür. Ve kaçarsan yenilirsin. Yenilirsen boyun eğersin. düşüncelerinin hakimiyken merakının kölesi olursun. Savaşa merak girince her şey değişir. Çünkü merak hiç yalnız gelmez. Arkasında hep dostları vardır. Ve merak seni kölesi yapmak için son silahını kullanır. Son ve en güçlü: KUŞKU… İşte bu silah seni itaatkar bir köle yapar. Algıların, arzuların, hayallerin, inançların ve düşüncelerin. Artık hepsi onundur. Ve bundan sonra çırpınmak sadece sana bir kırbaç daha...

Devamını Oku

Çaresizliğin Çaresi

Zor durumlarda yazı yazmak istersiniz. Kimseye anlatamadıklarınızı yazarak anlatmak. İçinizi dökmek belki. Ama bazen yalnızlığa öyle yenik düşersiniz ki deftere dökülen sözcükler derman olmaz derdinize. Tek dostunuz kalem düşman olmuştur artık size. İşte o zaman tamamen yalnız kalırsınız.Çaresiz, tıpkı yorgun bir savaşçı gibi. Katlanamazsınız. Aklınızdan geçenler bir ok gibi saplanır kalbinize. İçten içe haykırırsınız ama sesinizi siz bile duyamazsınız. Sizin için zaman önce bir sigara gibidir zaman. Unuttum dersiniz. Ben mutluyum artık. Oysa bilmezsiniz zamanın sizi süründürüp ölüme kadar götürebileceğini. Önce sigara gibi olan bu zaman artık kanserdir sizin için. Çırpınırsınız önce. Küçük bir çocuk gibi çırpınırsınız. Ama nafile. Çaresi yoktur bu illetin. Varsa bile siz de bulamazsınız herkes gibi. Her şeyin ilacıdır denilen zaman sizin celladınız olur. En sonunda anlarsınız. Dilinizden şu sözcükler dökülür. Artık bitti!.. Sonra yapmadığınız şeyleri , söylemediğiniz sözleri düşünürsünüz birden. Hepsi çarpar yüzünüze. Yapayım gitsin, bu saatten sonra söylesem ne olacak ki dersiniz. Yaşayamadığınız şeyleri yaşar, söyleyemediğiniz sözleri söylersiniz. Ve asıl gerçek o zaman ortaya çıkar. Yazı derman olmaz derdinize çünkü yazı yazarken yine kendinizle konuşursunuz. En son yaptıklarınızı en başta yapsaydınız eğer bu illete hiç düşmeyecektiniz belki. Ama suş sizin değildir. Nereden bilebilirsiniz ki çaresizliğin çaresini. Bundan sonra iki yol vardır. Ya geç kaldım dersiniz ya da her şeye baştan başlayacağım. Eğer ikinci yolu seçerseniz bir şeye ihtiyacınız var. O da aslında en büyük hayatı ondan vazgeçerek yaptığınız...

Devamını Oku