Bir Yalnızın Notları
Yepyeni bir günün ilk saatlerini yaşıyorum Yaradan’ın bahşettiği ömürle ve yaşadığımı bana en güzel anlatan kalemimle giriyorum bu yola… Hiç birşeyimi almıyorum yanıma; bu yazımı yazarken, elektriğin bile olmadığı bu zifiri karanlıkta; mum ışığıyla seçiyorum yazımın gölgesini ve kendisini. Yazdıkça anımsıyorum hayatı ve yazdıkça anlıyorum serüven dolu hayatı. Fantastik filmleri aratmayan hayatımda yazdıkça hayat buluyorum, yazmak hatırlatıyor nefes aldığımı… ve her yazıma başlarken mutlu oluyorum; kaydırakla yeni tanışan bir çocuk gibi… Gecenin matemi sessizlikle birleşince, yalnızlık seni yine yalnız brakmamışsa bir ayrı oluyor yazı yazmak… Sadece yazına ve yalnızlığa kitleniyorsun… O an kopuyorsun hayattan bir anda, ama kalemin lezzetli sesiyle tekrar hayat buluyorsun, sımsıkı sarılıyorsun tekrar… Hayatın seni braktığı yerde tutunmaya çalışıyorsun, yeni insanlar ve yeni çevre seni alıyor çok uzaklara… Hep gördüğün insanları artık görmüyorsun, hiç görmediğin insanlar dostların oluyor, yemek yiyorsun aynı sofrada… Hepsi hayatı anlatıyor sana… Kaderinin yazılı olduğu kitabının hergün bir sayfasını daha okuyorsun. Sayfa numarası günlerin, ayların, yılların, ömrün oluyor. Hergün kopuyorsun bazı şeylerinden, ama hergünde katıyorsun çok şey… Hergün güçleniyorsun aslında… Yaşadığın kötü şeyler seni ne kadar hırpalasada, arkasından herbiri panzehirini bırakıyor sana… Hergün daha güçlü kalkıyorsun farkında olmasanda. Yalnızlık insana insanı anlatıyor… En ağır yük yüklenmiş insanı… Kıyameti anlatıyor, herkes kendi çabasında… Herkes bir yerlere koşuşturuyor, herkes birşeyler çabasında… Sende birşeyler çabasında olduğunu farkediyorsun o anda… ve güç buluyorsun yalnızlığından… Yalnızda var oluyormuşum diyorsun. Kalemin doğruluyor yazarken var olduğunu… Çok heyecanlı geliyor...
Devamını Oku