Yalın Ayak
Yalın ayak… Yerler buz kesmiş… Ayaklarının tabanı buz gibi bir soğuğu eziyor şimdi… Bedeni ayaklarıyla üşüyor, ayakları çaresiz, buz zeminden aldığı kristal soğuğu taşıyor, bütün bedenine yayılmasına engel olamıyor. Şimdi soğuk daha soğuk… Buzlar üşüyor… Önce tabanı kalkıyor zeminden ayaklarının sonra parmak uçları ve tekrar tabanın bütünü soğukla bütünleşiyor, daha sağlam basıyor ayakları yere, artık soğuk kırılmış ya da bedeni, ayakları soğuğa alışmış, öylece kalıyor olduğu yerde yalın ayak…Tabanı artık sıcak toprağa basmak ister gibi yavaşça uzaklaşıyor soğuk zeminden, güneşin ısıttığı, sıcaklığıyla kavurduğu ve her bir hücresini birbirinden ayırdığı çatlamış toprağa basıyor ayakları… Ayaklarında başlayan sıcaklık bütün vücuduna yayılıyor. Soğuk korkak çaresiz bir zavallı gibi uzaklaşıyor şimdi bütün vücudundan ağır ağır… Artık geriye sadece toprağın sıcaklığı kalıyor ayaklarının altında… Ayakları yalın… Ayakları çıplak… Bütün gerçekleri bütün hayatı yaşanmışlıkları bütün öfke ve hırçınlıkları ayakları gıbı yalın ve çıplak… Çıplak surata yenılmış bir tokat içindeki içindeki çorak...
Devamını Oku