Yazar: sevdi

Örnek Karar

İndirimsiz ağırlaştırılmış müebbet… Eski eşini sokak ortasında öldürene verilen bu ceza şiddet yanlısı erkeklere ders olmalı. Kulakları duymalı… Beyinleri bunu idrak etmeli… Yaptığı her şiddet erkeğe mutlaka dönecektir. Gidecek bir yeri olmayan, “çocuklarımı büyüteyim” diye sabreden veya “herkes ne der?” zihniyeti ile şiddeti çeken kadının aptal olduğu sanılmasın.Eşine şiddet gösterip akşam yatağında görmek isteyen erkek, sadece kadının vücudunu görebilir yatakta. Kadının ruhu orada değildir. Zaten öyle erkekler de bunu algılayacak düzeyde değildir. Şiddet, sadece kaba kuvvetle olmaz. Aşağılama, kadına ve ailesine küfür etme, hiçbir yapılanını beğenmeme, eşinin hoşuna gitmeyen şeyleri kasıtlı olarak tekrar etme, başkalarının yanında küçük düşürme, cinsellikte zorlama, kadının cinsel isteklerini umursamama, hiçbir konuda eşini desteklememe, eşiyle karşı fikirde olanlarla daima birlik olma, her can sıkıcı olayın sorumlunun kadın olduğunu vurgulama, sokakta araç süren hemcinsleri üzerinden bile kadını aşağılama… Gibi daha sayılamayacak birçok şiddet türü “hayatta bir tokat atmış mıyım sorun kendisine” diye kadını gösteren erkeklerin dolaylı şiddet taktikleridir. Aldatma ise bunların en başında olan pasif şiddettir ve kadının ruhunu yaralayan büyük bir hançerdir. Erkek, bunun sebebinin de kadın olduğunu söyleyerek kendini rahatlatır. Ülkemizde çok az görülen, aldatan tarafın kadın olması halinde erkek sorumlu görülmez bu arada kadın da toplumun o meşhur damgasını yer. Bedendeki şiddet izleri geçer ama ya ruha sinmiş olanlar… Karısının “bir ölse kurban keseceğim” diyerek evliliğini sürdürdüğü bir erkek için ne denilebilir? Sindirilmiş bir hayatın zoraki efendisi… Ev hanımından tutun da profesörüne kadar...

Devamını Oku

Eurovizyon'a Sadakatsizlik

Eurovision Şarkı Yarışması’na katılımımız sukutu hayalle sonuçlandı. Eurovision’ a beklenen sadakati gösteremedik bu sene. Şimdiye kadar olmayan bir şey bu… Elemeyi geçememek… Burada akıla iki şey geliyor. Acaba 12 Mayıs Perşembe günü yapılacak elemelerde yer alsaydık sonuç ne olurdu? Başka bir parça ile katılsaydık veya başka sanatçılar gitseydi ne olurdu? Perşembe günü katılsaydık büyük bir ihtimalle elemeyi geçerdik.Yani sonuç yarıştığımız ülkelere bağlı denebilir ama biraz da müzik yok mu bu konunun içinde acaba? Örneğin Gürcistan… Süper bir parça ve sonuç belli… Diyelim ki “körler sağırlar birbirini ağırlar” misali katılan ülkeler arasında oylar döndü. O zaman Gürcistan nasıl finale kalabildi? Aslında bizim finale kalamamamızın sebebi Salı akşamki ülkelerle elemeye katılmak olduğu kadar Almanya’nın bu seneki Eurovision’a ev sahipliği yapması. Eğer içinde Almanya’nın olduğu bir grupla elemelere katılsaydık Almanya’daki vatandaşlarımız gücümüzü göstereceklerdi mutlaka Avrupa’ya. Ülkemizi tanıtım açısından büyük bir fırsatı kaçırdık. Bu fırsatın hem maddi hem manevi yönü var. Avrupa’nın bir türlü kabul edemediği içine alıp almamakta ikilemler yaşadığı ve hala doğu ülkesi olarak gördüğü Türkiye’nin, Dünya’nın içinde bulunduğu şu günlerde Eurovision’da yarışması şarttı. Ülkeden ülkeye sıçrayan halk ayaklanmalarına ve en son Bin Ladin in öldürülmesi ile doruk yapan İslam düşmanlığına Türkiye açısından bir kalkan olabilirdi bu katılım. Elemeyi geçebilseydik. Avrupa’nın içine sindiremediği Türkiye,  hiç olmazsa onların gözüyle “doğu lideri” sıfatını pekiştirerek 14 Mayıs’ ta Duesseldorf’ ta yerini alabilirdi. Diğer yönden “ ne kadar tanıtım o kadar turist” felsefesine göre gelecek...

Devamını Oku

YGS Şoku

Bu seneki YGS sınavı ve sonrasında yaşananlar… Ve önümüzdeki günlerde çoğu gazetelerde göreceğimiz yazılar: Sınava girmeden neler yiyip içilir? Bir önceki akşamın menüsü hatta bir haftalık menü ne olmalıdır? Bir önceki akşam kaçta yatılır? Sınav sabahı neler yemek gerekir? Bir gün önce gezmeli mi yoksa evde mi vakit geçirmeli? Anne ve babalar çocuklarına karşı nasıl tavır takınmalı? Bunun gibi sorulara cevap veren sayfa sayfa, sütun sütun yazılar…Sınav sonucu açıklanana kadar ecel teri döken bu seneki şanssız çocuklar düşük puanlarını öğrenince kahroldular. İtiraz edenlerin puanları 125’ten 400 küsürlere çıkabildi. Akşam vakti evlerine telefon edilerek özür dilendi. Öğrenciler yürüdüler, toplantı yaptılar, protesto ettiler, sınıflara girmediler hatta okullarından atıldılar. Şu anda ikinci sınav tarihi hızla yaklaşıyor. Yaşadıkları şoku atlatamayan öğrenci sayısı çok. Sınavın iptali edilmesi büyük bir ihtimalle sözkonusu değil. Onlara büyük bir moral lazım. Her gün çıkacak yok şifre, yok istifa, yok iptal edilecek haberleri değil. Yaşadıkları şoktan sonra zaten yeteri kadar çökmüş olan moralleri hızla düzeltilmeli. Sözkonusu sınav hakkında son nokta konulmalıdır. Kendisi başlıbaşına bir stres olan YGS sınavı bir de bu seneki sorunlarla stres yumağı haline gelmiştir. Atatürk’ün vatanımızı emanet ettiği ülkemizin geleceği gençlerimiz aklı selimle hareket ederek baharı da kale almadan her şeye kulaklarını tıkamalı normal bir sınav süreci geçirecekmişcesine derslerine odaklanmalıdır. Burada görev okullarına ve dershanelerine düşüyor. Anne baba “çocuğum sınava girecek” diye nasıl her zamankinden çok onu el üstünde tutuyorsa okul ve dershane bunu bir kaç...

Devamını Oku