Dünya’da bir ilk bMsn Sözlük…
bMsn Sözlük Nedir?
Türkçe – İngilizce Çeviri ve bir kelimenin anlamını öğrenmek için: NedirNedemek.Net
Türkçe girdiğiniz metni otomatik olarak İngilizceye çeviren bir msn uygulamasıdır. Aynı zamanda İngilizce dahil 30’u aşkın yabancı dil ile girilen metni de Türkçe’ye çeviriyor. Yani bMsn Sözlük
— Türkçe’yi – İngilizce’ye
— 30’u aşkın yabancı dili – Türkçe’ye
otomatik olarak çevirebilen bir msn uygulamasıdır.
bMsn Sözlük de Yapabileceğiniz Çeviriler
Türkçe İngilizce
İngilizce Türkçe
Fransızca Türkçe
Almanca Türkçe
başta olmak üzere aşağıdaki dilleri de Türkçe’ye çevirebilmektedir.
Arnavutça
Arapça
Bulgarca
Çince
Katalanca
Hırvatça
Çekçe
Danimarka Dili
Hollanda Dili
Estonya Dili
Filipin Dili
Fince
Galiçya Dili
Yunanca
İbranice
Hintçe
Macarca
Endonezya Dili
İtalyanca
Japonca
Korece
Letonya Dili
Litvanya Dili
Malta Dili
Norveççe
Polonya Dili
Portekizce
Romence
Rusça
İspanyolca
Sırpça
Slovakça
Slovence
İsveççe
Tayland Dili
Ukraynaca
Vietnamca
bMsn Sözlük Nasıl Kullanılır?
bMsn Sözlük uygulamasının kullanımı için şunları yapmanız yeterlidir.
* Msn kişi listenize bsozluk@bilgiportal.com adresini ekleyiniz.
* bsozluk@bilgiportal.com adresini açtığınızda size özel ve her defasında kullanabileceğiniz yeni bir msn adresi (bsozluk2@bilgiportal.com gibi) verilecek.
* Yeni msn adresini ekledikten sonra adresi açıp Türkçe’den İngilizce’ye çeviri yapabilir, aynı zamanda 30 yabancı dili de otomatik olarak Türkçe’ye çevirebilirsiniz.
bMsn Sözlük Neden Kullanmalıyım?
bMsn Sozluk hiçbir programa ya da siteye gerek kalmadan ona vereceğiniz metni çok kısa bir süre içinde Türkçe’den İngilizce’ye çevirebilir. Ayrıca İngilizce dahil 30 yabancı dili otomatik olarak Türkçe’ye çevirebilmektedir. Sadece evinizde değil, msn adresinizi açabileceğiniz her yerde yanınızda bir sözlük taşıyor olacaksınız. Site site dolaşmanıza, sözlükleri karıştırmanıza hiç gerek yok bMsn Sözlük her zaman ve her yerde yanınızda…
ÜLKEMİZE SAHİP ÇIKMAK
Ülkemizi karıştırmak isteyenlerin amansız çabalarının ardı arkası kesilmiyor. Demokrasinin kendilerine sunduğu özgürlükleri istismar ederek sokaklara dökülüp masum insanların malına canına zarar verenlerin adına ne diyeceğiz? Bunların yaptıkları demokratik bir hakın kulanılması şeklinde tarif edilebilir mi?
Sokaklara dökülüp onun bunun arabasını, iş yerini taşlayıp yakıp yıkmanın tanımını birisi bana yapsın. Bu eylemleri yapanlara izin verilmediği taktirde, devlet faşist oluyor, dikta devleti oluyor. İzin verildiği taktirde bütün bunlar oluyor.
Bu ülkede yaşayan, huzur ve barışı içine sindirmiş hangi vatandaşımız bu gösteri adı altında yapılan taşlı sopalı mitinglerin olmasını ister. Yok böyle bir şey elbete ki kimse istemez. Yani demokratik çoğunluk asla izin vermez. O zaman bütün bunları yapanlar asıl diktatör ve faşist tanımlamasının içine girmiyor mu?
Ergenekon isimli örgütün planladığı eylemlerin belirli bir kısmının neler olduğu, muhtelif basın yayın organlarında hepimizin gözleri önüne serilmiştir. Yapılmak istenenlerin tamamını örgüt mensuplarının bizat kendi ağızlarından yani kendi beyanların öğrenmekteyiz.
Görüyoruz ki, yapılan ve yapılmak istenilen işler sanıldığı kadar hafife alınacak işler değil. Mesela, bu örgüt hükümetler yıkabiliyor, kurdurabiliyor veya var olan hükümetleri çeşitli şantaj ve korkutmalarla istediği şekilerde kulanabiliyor.
İşin geçmişine bakarsak, bu adına Ergenekon denilen derin devlet yapılanması bugünün bir örgütlenmesi değil elbete. Mazisi Osmanlı döneminin yeniçerilerine kadar dayanan ve adeta gelenekseleşmiş bir örgüt yapılanması.
Bu yapılanma Osmanlı padişahlarına neler yaptıkları tarih kitaplarında uzun uzadıya anlatılmış. Osmanlı devletini yıkmışlar, yerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinin o günden bu güne bütün eylem ve işlemlerine perde arkasından karışmışlar.
Nihayet, 1960 darbesini yapmışlar, bir Başbakan ve iki bakanı hunharca şehit etmişler. 1971 de meşru hükümete muhtıra vermişler, 80 darbesini yapmışlar, 28 Şubat ve 27 Nisan gibi haksız ve hukuksuz müdahaleleri rahatlıkla yapabilmişlerdir.
Bu ülkede meşru ve cari hukuk bu insanlara asla dokunamamıştır. Kimlikleri bilinmesine ve yaptıklarının hukuk dışılığının sıradan vatandaşlar tarafından bile kolayca anlaşılabilmesine rağmen bu insanlar, yargılanabilmeleri şöyle dursun elerini kolarını salaya salaya birer kahraman gibi ortalarda dolaşmaya devam etmişlerdir.
Bu gün hukuk bu insanlara da kenarından köşesinden yavaş yavaş dokunmaya başlayanca vaveyla kopmaya başlamıştır. Hukukun bu ülkede iyi işlemediği anlaşılmaya başlanmış, insan hak ve özgürlükleri diye bir şeylerin varlığı fark edilmiştir.
Sormak isterin ki, kendilerinin bugüne yaptıkları hukuk dışılıkların mağdurları insan değil miydiler.?
Bu ülkede paşalar hariç herkes suç işleyebilir. En azından sıradan vatandaşların beynine bu anlayış kızılmıştı. Nihayet uygulamada da durum bu yargıyı doğruluyordu. Aklı başında kim böyle yönetime demokratik hukuk devleti yönetimi diyebilir.
Bugün yargılanmakta olan Ergenekon sanıklarının tamamının suçlu olmadığı muhakaktır. Ancak, yargının ele geçirdiği suç delilerinin de faileri muhakak ki ortaya çıkarılacaktır. Kimsenin mağdur edebiyatı yapmaya hakı yoktur. Neden mi, Türkiye’de hukuk usul yasası var ve bu yasa herkese bugüne kadar böyle uygulanmıştır.
Böyle uygulanmıştır derken, sıradan vatandaşlara biraz daha şidetli uygulandığını da bilmeyen yoktur.
Telefonlarının dinlendiğinden müşteki olanlar, hangi özel yaşamlarına dair sırlarının ortaya çıktığını söylemiyorlar. Bunun engelenmesinin bugünkü teknolojik koşularda mümkün olup olamayacağını da söylemiyorlar.
Bir vatandaşımızın öz hayatına ait Anayasamızın Özel yaşamın gizliliği ilkesiyle bağdaşmayan bir dinlemeye maruz kalmışsa dava açma hakı var neden kulanmıyor.? Nihayet ben neden dinlenmiyorum ve ben neden dinlendiğimden şikayet etmiyorum.?
Bu soruların tek cevabı var, “Ben ülkemi ve miletimi gerçekten çok seviyorum” görüldüğü gibi bu işler lafla olmuyor. Yirmi yaşında hayatının baharında bu ülke için şehit olarak yaşama veda eden fidan gibi yavrularımız ve onları her türlü özveriye katlanarak yetiştiren biz ana babaların sırtından geçinmeye çalışanlar da yavaş yavaş sonlarının gelmekte olduğunu bilmelidirler.