Erden ÖZKANT

Zaman gazetesi genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı, 8 Ağustos Pazartesi günü Zaman’da “Müslümanların daha çok çekeceği var” başlıklı yazısında şunları yazdı:
“İslam, terörün hiçbir türüne taviz vermiyor… Ancak dünyada medyanın her alanından bizar kalmış ve bitap düşmüş İslam dünyası, yaka silktiği bu alanlara emek veriyor mu? Maalesef hayır. Daha doğrusu emekler cılız, gayretler yetersiz. Ne sinemada ciddi bir tefekkür cehdi var, ne tiyatroda. Gazeteciliği piyasa medyasının bütün virüslerine teslim olarak yapmak ve sonra kendisi olarak kalmak mümkün mü? Açık söyleyeyim: Maalesef İslam dünyasının duyarlı bir medya oluşturma adına ne ciddi ve yapıcı bir sancısı vardır, ne de çocuksu romantizmden ayıklanmış projeleri. Kınama yaparak bir yere varılsaydı bugün onca olumsuz hadisenin hiçbirine şahit olmazdık. Bir anlamda bal tutan parmağını yalıyor: Hangi milletler, hangi güç odakları, hangi lobiler medya alanında insana yatırım yapmışsa onlar sadece hadiseleri nakletmiyor, insanlar ve kitleler için imaj değerleri oluşturuyor. “Neden böyle yapıyorsunuz?” isyanının tabii ki kalplerde bir karşılığı var; ancak “Bu alanda insana yatırım mı yaptınız ki!” püskürtmesi karşısında tutunacak bir dal olmadığı da acı bir gerçektir. Mesele gelip sanata, kültüre, medyaya dayanınca diğer alanlarda başarıdan başarıya koşan kitleler bile açmazlarla karşı karşıya kalıyor. “Medyada yeni bir tarafgirlik oluşsun” ya da “Bugün Müslümanlara yapılan yanlışlar Müslümanlar tarafından başkalarına yapılsın” demiyoruz kuşkusuz. Adalet, zulmün rengini değiştirmek suretiyle yaşatılamaz. Demek istediğim şey gayet net: Pek çok konuda olabildiğince duyarlı ve planlı olan İslam dünyası, gerçeği hakkıyla yansıtmanın ilk adımı olan medya konusunda yeterince gayretli değil. Fotoğrafın tamamını kuşatacak bir vizyonla bakmıyor hadiseye. Uğradığı haksızlığa isyan edip mızıklanacağına bu alanda insana yatırım yaparak yalan haberin, kasıtlı yorumun, çarpık nakillerin önüne geçemiyor. İslam dünyası (tabii ki Türkiye de buna dâhil), adalet ve hakkaniyeti ölçü alan bir medya üzerine şakaklarını zonklatmadıkça ve elindeki kaliteli insan gücünü bu merkeze odaklamadıkça başına daha çok büyük gaileler açılır. Oklahoma 1995 yılında bombalanmış, Timothy McVeigh’in cinayeti o zaman da alelacele Müslümanların üzerine yıkılmıştı. İkisi arasında 16 sene var. Demek ki hiçbir şey değişmemiş. Böyle giderse daha çok 16 sene geçer ve Müslümanlar bu amansız propagandalardan kurtulamaz.”

Sponsor Bağlantılar

İşte yazısı böyle Dumanlı’nın. Şimdiye kadar benim de zaman zaman düşündüğüm bir konu hakkında yazmış Dumanlı…

Evet bu ülkede dindarlar şimdiye kadar çok acı çektiler…

28 Şubat hala hafızalarda… Ancak 28 Şubat’ı herhalde dindarlar çok çabuk unuttular. Çünkü ne de olsa başa Erdoğan gibi dindar insanlar geçtiler değil mi? Peki ama soruyorum, Erdoğan orada kalıcı mı?

Evet, dindarlar çok çabuk unuttular yaşadıkları acıları. Şimdi yürütülen Ergenekon Davası kapsamında dindarların büyük bir kesimi mutlular. Peki ama siz mutlusunuz da bu dava kapsamında koşturan gazeteler ve gazeteciler mutlular mı? Cevabı Dumanlı’nın bu yazısında saklı biraz da… Zira dindarlar bugün eğer bu kadar rahat ve mutlularsa bunu Erdoğan’a olduğu kadar “yeni medyaya” da borçlular. Düşünün bir Ergenekon Davası’ndaki iddiaları… Erzincan Ergenekonu’ndaki iddiaları… Eğer Erzincan’da “AKP ve Gülen’i Bitirme Planı” yürürlüğe konulsaydı neler olabileceğini düşünün… Peki bu belgeyi kim ortaya çıkardı? Taraf gazetesi… Peki bu belgenin arkasından ısrarla belgenin takipçisi olan kim? Zaman, Bugün ve Star gazeteleri…

Eee… Bu gazetelerin tirajları kaç? Nerede bu dindarlar? Yoksa dindarlar, gazete okumuyorlar mı? Yoksa dindarlar, bu gazetelere sadece “Allah razı olsun” deyip geçiyorlar mı? Yoksa dindarlar, hala daha Ergenekon gibi örgütlere ve yandaşlarına kızıp, “Türkiye’yi ne hale getirdiler, Taraf gibi gazeteler bu gerçekleri ortaya çıkarmasa halimiz haraptı” mı demekle yetiniyorlar sadece? Sahi bu dindarlar ne yapıyorlar? Neredeler? Niye olan bitene karşı ciddi destek olmuyorlar? Niye kenarda duruyorlar? Hâlbuki dünyada 500,000 kişi birçok önemli sorunu çözüyorken bu ülkenin binlerce dindarının çözemeyeceği bir şey var mı? Bence yok. Zira dindarlar isterlerse Kürt sorunu da dâhil olmak üzere tüm sorunlar çözülecektir.

Bu arada Dumanlı’nın yazısının yayınlandığı gün İnternethaber.com sitesinde Cenk Açık’ın “Yeni medyanın nesi yeni” başlıklı yazısında bakın neler var:

“Şimdi burada size rakamlar vererek bazı arkadaşları patronlarının nezdinde zora sokmak istemiyorum. Ama bilesiniz ki kalemle tiraj yazmak çıktı, mertlik bozuldu.‘Yeni medya’ denen gazetelerin gerçek tirajlarını öğrenseniz ne demek istediğimi de anlardınız.

Şimdi bu arkadaşlara sesleniyorum: Bu gerçek tirajları, izlenme oranlarını bilmeyenler sizi takdir edebilirler. Peki siz aynaya baktığınızda kendinizi ‘iyi işler çıkarıyoruz’ diye takdir ediyor musunuz?

Yaptığınız iş kendinize olan saygınız artıyor mu, azaltıyor mu? Bence bütün mesele bu. Aslında bütün tartışmaları  bir tarafa bırakıp bir soruya cevap bulmalı. (Bu arada Fehmi Koru da aynı sorunun cevabını merak ediyormuş.) % 50 oy almış bir partiyi destekleyen medya niçin bu partiye oy verenleri kendisine müşteri yapamıyor? Bu soruya cevap bulmadan takdir beklemek biraz ayıp kaçmaz mı? Neyse, lafı fazla uzatmayayım. ‘Yeni medya’ dediğiniz yapının Türkiye’nin bugün geldiği duruma bir katkısı varsa ve bu tablodan övünç duyuyorsa, hiç kuşkusuz bu tablodaki en büyük payın Taraf gazetesinin olduğunu düşünüyorum. Yoksa genel olarak ‘yeni medya’nın gazetecilik adına göz kamaştıracak bir başarıyı ortaya koyduğunu kim ileri sürebilir ki? ‘Efendim bu işler bu şartlarda ancak bu kadar oluyor’ safsatasından bağımsız olarak rakamlara bakın, ne demek istediğimi anlayacaksınız.”

Bu yazı da önemli…

Zira yeni medyanın eski medyaya özgü bazı özellikleri var…

Mesela eski medya, generallere övgüler diziyor, “paşa kükredi” diye yazılar döşeniyorlardı. (generaller darbe yaptıklarında bile)
Yeni medya da Başbakan Erdoğan’ın yaptığı her şeyi övüyor, Erdoğan’ın yanlışlarını söyleyemiyor ve “Erdoğan bi kükredi, herkes tırstı” gibi yazılar döşeniyorlar…

Eski medya, Ergenekon Davasını ve bu davadaki ciddi iddiaları görmezden geliyor, Ergenekon dalgalarında tutuklananlar için “Biliriz iyi çocukturlar” veya “Bu dava siyasidir” gibi yazılar döşeniyorlar; yeni medya da Deniz Feneri Davasını ve bu davadaki ciddi iddiaları görmezden geliyor, tutuklananlar için “iyi çocukturlar. Böyle şeyler yapmazlar” diyorlar ve ekliyorlar: “Bu dava siyasidir”. Tabii bir de sanki Ergenekon’daki dalgaları, gözaltıları ve tutuklulukları manşetlerden kendileri vermiyorlarmış gibi Deniz Feneri’ndeki gözaltıları haber yapanlara “Zil takıp oynadılar, Karagümrük
yandı mı
” gibi yazılar yazıp öğüt vermeye kakıyorlar…

Allah’ım niye bu insanların ikiyüzlülükleri?

Niye bu çifte standartları?