Kapatılan DTP’nin yasaklı eski Genel Başkanı Ahmet Türk, gazeteciler tarafından öğrenilmesi ve habercilerin sık sık kapısında beklemeye başlaması üzerine, ikamet ettiği, son günlerin ünlü semti Çukurambar’dan taşınmaya karar vermiş.

Sponsor Bağlantılar

Türk’ün hemşerisi ve 40 yıllık arkadaşı olan Mardinli bir müteahhit, A.Türk’e, Or-An semtinde yaptırdığı sitedeki boş bir dairesine taşınabileceği teklifini yapmış. Ancak, son derece lüks daireye taşınma hazırlıkları son aşamadayken, hatta eşyalar kamyona yüklenmişken, müteahhit tarafından, tekliften son anda vazgeçilmiş.

Site sakinleri A.Türk’ü sitede görmek istememişler ve bunu Mardinli müteahhide bildirmişler, müteahhit arkadaşı da A.Türk’e. Sonuçta A.Türk açıkta kalmış.

Bu gelişmelerin ardından A.Türk’ün Mardin’de yaşayan çocukları, “Sağlığın iyi değil, memlekete dön, biraz dinlen” diye Mardin’e dönmesini istemişler. Bir söyleme göre A.Türk; “Arkadaşlarımın bana ihtiyaçları var” diyerek, bir söyleme göre de; “40 yıllık Ankaralıyım. Buraya alıştım, Mardin’e dönmem” diyerek, çocuklarının önerisini kabul etmemiş ve Ankara’da yaşamaya devam edeceğini bildirmiş.

A.Türk’ün İzmir/Çeşme’de yazlığı varmış. Kapatılan DTP’nin konvoyunun İzmir’de protesto edilmesi sonrasında A.Türk, İzmir için “Faşist İzmir” ifadesini kullanmıştı. Şimdi, OR-AN semti de O’nu istemiyor. Bu mantıkla OR-AN da aynen İzmir gibi faşist oluyor! O halde, “faşist dediğin yerde neden yaşamaya devam ediyorsun” sorusu, ister istemez akla gelmiyor mu!

Siz de olsanız, ben de olsam Mardin’e dönmem. Niye dönelim ki? Mardin’de bir akşam yemeğinde 400 milyon ödenebilecek lüks restaurantlar yok. Oturulacak 300-350 m2’lik son derece lüks daireler yok. Peşinde basın ordusu yok. Orası küçük yer, unutulur gider insan. Niye Mardin’e dönülsün ki!

Ama, “Demokratik Özerklik” isteniyor, bölge için!

Bölgeye “Kuzey Kürdistan” deniyor!

“Kuzey Kürdistan’ı ben yöneteyim” deniyor. “Kendi ordumu oluşturayım, kendi eğitimimi kendim yönlendireyim, kendi kendimi idare edeyim” deniyor.

“Bu istediğim ‘Federasyon’ değil, sadece haklarımı istiyorum” deniyor.

Oysa, istenilenin tümü düpedüz federasyon, hatta ağababası.

Bunları istiyor musun, Devlet’e dayatıyor musun, şart koşuyor musun, “aksi taktirde çözüm olmaz, kan akmaya devam eder” diye tehdit ediyor musun? Evet.

Diyelim ki, tüm bu isteklerini kabul ettirdin. Ya sonra?

İşte, zurnanın zırt dediği yer, tam da burasıdır.

Dönmeyi düşünmediğin Mardin yolu, işte o zaman gözükür. Üstelik sadece senin için de değil, 25 yıldır devam eden bu çatışma ortamında sessiz kalan, sesini çıkartmayan, “bana dokunmayan yılan” misali, sadece kendi işine bakan, taşın altına elini sokmayan, sokmaktan özellikle kaçınan, çoğunluktaki Kürt vatandaşlarımız için de gözükür, 40 yıllık hemşeri trilyoner müteahhit için de gözükür.

İleriyi görmek için, dürbünle bakmaya gerek yoktur. Sadece, iyi düşünmeye, hem de çok iyi düşünmeye gerek vardır.

Sabahattin Talu
sabahattintalu@gmail.com