Vatan sevmenin adam öldürmek,silah taşımak,mafya adamı olarak etraflarda salya akıtmak olarak benimsendiği günümüzde gerçek bir vatan severi naçizane anlatmak istedim kardeşlerim.Hani hala günümüzde vatan haini olarak atfedilen büyük şairimiz var ya işte o.Hani biz hariç diğer memleketlerde dünyanın en büyük şairi olarak tanıtılan kişi var ya işte o. Hani şiirleri zamanında ülkemizde yasaklatılan şair var ya o.İşte o Nazım Hikmet.Vatanından uzak kalmış ama hiçbir zaman orayı unutmamış her zaman şiirlerinde o özlemi nasıl duyduğunu anlatmış şair.Benim gözlerimi dolduran vatan özlemiyle ilgili birkaç mısrası vardır ki eminim sizleri de her zaman düşündüren her zaman üzen mısralardır bunlar;
“bir vapur geçer boğaza doğru
nazım usulcacık okşar vapuru,yanar elleri…”
Nasıl bir özlem nasıl bir anlatım biçimidir bu kardeşler sorarım size? Vatan hasreti 2 mısrayla nasıl böyle anlatılır ve nasıl insanı üzer? Belki de Nazım Hikmeti gerçekten büyük şair kılan insanların iki sayfayla anlatabileceği şeyleri o iki mısrayla anlatabilmesidir.O hakikaten büyük bir şairdi.
Şiirlerini bir türlü okuyamıyorum.Okumaya çalışırken kafamı karıştırıyor, allak bullak ediyor.Bir insanın şiirinde her söz mü böyle insanı çarpar insana tesir eder.Her mısrasında ayrı ayrı düşünüp yorumlamak gerekiyor bu adamın şiirlerini.Ancak böyle bir şairi hala günümüzde tartışan onu okumadan yorum yapan asalakları dinledikçe hırsım artıyor öfkem zirvelere çıkıyor.Nasıl eleştirebilir ve nasıl bir şiirini bile doğru düzgün okumadan bu adam vatan haini diyebilirsin?Ülkemizde bilip bilmeden insanları yargılamak ne güzel değil mi? Siz devam edin eleştirmeye ot beyinler.Nazım siz eleştirseniz de dünyanın en büyük şairlerinden birisidir.Bana göre Necip Fazılla birlikte dünyanın en büyük şairidir.
Nazım Hikmet inandığı benimsediği şeylere sıkı sıkıya bağlanan bir dava adamıydı.O davaya inanırsınız inanmazsınız ancak tabiri caizse “harbi” bir adamdı.Harbi olmasının yanında her zaman ileriye umutla bakan gözünün alabileceği en yüksek yeri hedef seçen ve oraya doğru koşan bir adamdı.Bakın ne güzel anlatıyor hedefini;
“akın var
güneşe akın
zaptedeceğiz güneşi
güneşin zaptı yakın”
Nazımı anlamak için şiirlerini okuyunuz.Orada anlatır o kendini…
“Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
seyir defterini başkası yazsın.
çınarlı, kubbeli, mavi bir liman.
beni o limana çıkaramazsın…”
biz ki bu şairi dinlemeden yorum yapıoruz gerçekten aklım almıoyor vatan hainliği bi yana edebiyatına da sırt çeviriyoruz
bn bu güzelim şairin şirlerini beğenerek okuyorsam kişiliğine de saygım vardır demektir
o zmnki şartların nasıl olduğunu bilmeynler asla yorum yapmasınlar bu özel bi o kadar da güzel şairimize
herzaman seni sevenlerin olması dileğiyle Nazım HİKMET…
Elerine sağlık kardeşim o güzel insan anacak bu kadar güzel anlatılabilirdi.
” Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
-öyle gibi de görünüyor-
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni
Ve de uyarına gelirse,
Tepemde bir de çınar olursa
Taş maş da istemez hani…”
Bu son isteğini yerine getiremediğimiz için borçluyuz ustaya. O vatanını bu kadar çok seviyordu işte ve kendini vatanına bu denli feda ediyordu doğrularını çekinmeden söyleyerek. Hasan Hüseyin Korkmazgil’in dediği gibi haziranda ölmek zor haziranda yitirmek daha zor.