Dersim olaylarının iç yüzünü açıkladığı için Hüseyin Aygün’ü istifaya zorlayan CHP, AKP’den yediği gollerle şoka girmişti. Son olarak “Özür dilenecek bir durum yoktur. CHP’nin olaylarla hiçbir bağlantısı yok. Özür dilemesi gereken devlettir” açıklaması AKP’ye bir gol daha atma fırsatı tanıyıverdi. Recep Bey böyle bir pası değerlendirmez mi? Hemen sahneye çıktı ve: “Özür dilenecek bir durum varsa devlet adına özür dilerim” dedi. Açıklamalarıyla devlete sahip çıktı. Kürtlere sahip çıktı. Sahip çıktıkları ona büyük bir oy kitlesi daha kazandırdı. Yani yine kazanan AKP oldu.
Beni ilgilendiren kısım kimin kazandığı, kimin kaybettiği değildir. Önemli olan sorunu çözme isteğinin olup olmamasıdır. Ne AKP’nin ne de CHP’nin sorunu çözmeye niyeti yoktur. “Adamlar oy oranını artırmak istiyorlarsa Dersim’in gizli belgelerini yayınlar ve büyük bir patlama yaparlar” diyenler için Madımak Olayının baş mimarına ne olduğunu hatırlatmakta fayda görüyorum. Otel yanarken zafer işaretleri yaparak koşturan beyefendi yıllarca aranmasına rağmen ne hikmetse bulunamamış, öldükten sonra bir anda ortaya çıkarılmıştı. Eğer ölmeden yakalansa ve hak ettiği cezayı alsaydı, hükümet müthiş bir sükse yapacaktı. Ne için yakalanmadı ya da yakalanamadı. Çünkü; bir ülkede bazı noktalara dokunmak çok tehlikelidir. Özellikle siyasetçiler gereksiz yere riske girmeyi aptallık olarak görürler. AKP yüzde elli oyla tek başına iktidara gelmiş, işler iyi gidiyor. Oylar gırla geliyor. Bu kadar oyu kaptıktan sonra ne için kendini riske atsın? Madımak mimarını yakalayınca ne olacak? Mimarın gizli destekçileri AKP’yi dışlayacak. Buna gerek var mı? İçinizden, “Peki, riske girmek istemiyorlarsa ne için Atatürk’ün kızıyla uğraşıyorlar. Dersim olayını kaşıyarak nereye varmak istiyorlar? Bu olay onların başına patlarsa nice olur halleri.” Dediğinizi işitmediğimi sanmayınız. Nedenini öğrenmek istiyorsanız, biraz geriye giderek Tayyip Erdoğan’ın röportajlarını izlemenizde fayda görüyorum.
Sonuç olarak hiçbir parti balık olmadığını bildiği bir gölü temizlemek istemez. Gölde büyük büyük balıklar varsa, gölün yanına gelir, güzelce reklamını yapar ve sonra gölü temizler. Balıkları alır gider. Daha da gölün yanına uğramaz. Şimdi AKP, yarın CHP diğer gün … Önemli olan onları denetleyecek kadar zeki olmak. Böyle devam ettiği sürece, kim gelirse gelsin yaraları kaşımaya, hassas noktalara bilerek tuz dökmeye ve siyasetin en haysiyetsiz yönü olan ölüyle reyting toplama işlemlerini daha da abartarak devam edecek…
Son Dakika: BDP’nin Dersim olaylarını araştırmak için “Araştırma Komisyonu” kurulması önerisi AKP’nin oylarıyla reddedildi. Bir olay daha böylece kapatıldı.
Saygılarımla.
Merhaba,
AK parti muhalifi olmaniz gayet anlasilabilir bir durumdur. Ancak niyet okumasi yapmaya kalkismak entelektüelilkle tevil olunamiyacak kadar kötü bir istir, dahasi bu bir vicdan sorgulamasina bile yol acabilir. Mustafa Kemali dogrudan hedef alamiyorlar zira halkta infial olur diyorsunuz. Ben böyle bir niyetleri oldugunu sanmiyorum ama olsa bile halkta infial den dolayi degil olsa olsa koruma kanunlarindan cekinirlerdir. Dünyada kanunla korunan kac kisi daha var. Madem böylesine muhtesem bir tarihi sahsiyetir, birakin vatandas kendiliginden atasini sevsin. Zorla ata sevdirmek herhalde bizim gibi zihniyeti sarkli elbisesi garpli insanlara mahsustur.
Kanunla kimse kimseyi sevmez, bunu anlayin. Zira ne kadar kuvetli olursa olsun hic bir güc (Alah disinda) kalpleri kontrol edemez.
Baki Selamlar
Kutlarım sizi duygu ve düşüncelerime tercümen oldunuz.
Hayatım boyunca siyaset adamlarına ve siyasete inancım hiç olmadı, lakin onlarsız da olmuyor.
Onlar kendi çıkarlarının peşinde koşarken halk neler yaşıyor hiç umurlarında değil, oy için halkı kışkırtıp, yeni ayrışmalar icat ederler, onun için bir daha diyorum halkım lütfen uyanık olalım, beni tam anlamıyla anlamanızı beklemiyorum, ama kendi iyiliğimiz için akılı olmalıyız.
Ben sadece halkım ve onları kayırırım!
Merhaba. Emek verip, üretiyorsunuz. Yaşadığınız dünyayı ve olup bitenleri irdeliyor ve analiz ediyor ve böylece çok saygın bir iş yapıyorsunuz. Sizden böyle güzel ve ufuk açıcı yazılar şahsım adına bekliyorum. İlhamınızın daha çok artması dileğimle, saygılar.
(O İki Kişiden Biri)
Çok teşekür ediyorum yorumunuz için. İlk kez ne dediğimi anlaya biri çıktı. Yazdıklarımı saptırmadan yorumlayan sizin gibi insanların varlığı beni ne kadar mutlu ediyor bilemezsiniz.
Yazınızı zevkle okudum. Önemli iç ve dış olaylar olduğunda/olacağında halk uyanmasın diye, gündem değiştirmek maksadıyla ortaya konan siyasi tiyatro oyunu,
1.Başarısızlıkları anlaşılmasın diye gerçeklerin üzerini örtmek,
2.Esasen toplumun asla kabulenmeyip tepki göstereceği, özelikle dış antlaşmalar ve angajmanların kısa ve orta vadede vahim sonuçlar doğuracağının anlaşılmasını engelemek,
3.Taraftarlarını küstürmeyip, hata yeni kitleler kazanmak için zemin hazırlamaktadır. İşte siyasilerin maharetle ortaya koyduğu ilüzyona “Siyaset numaraları” tanımını yapmışsınız ki, bu son derece isabetli olmuş. Siyasi arenadaki olayların içyüzünü objektif değerlendirmelerle teşhis ve teşhir eden bu yazınızdan dolayı sizi kutluyorum; beğenimi bildirirken, “Kaleminiz güçlü olsun!” diyorum.