Son günlerde internet sitelerinde yayınlanan gayrı ahlaki görüntülerin gerek Türkiye gerekse dünya medyasında geniş yer alması hepimizin malumu. Ne olursa olsun, özel hayata dair görüntülerin illegal yöntemlerle kayıt altına alınması ve bu görüntülerin internet ortamına sunulması ahlak kurallarının ötesinde son derece çirkin bir olaydır. Velev ki görüntü gerçek  ya da montaj olsun, her ne olursa olsun! Bu tür bel altı vurmalar, ne insani değerlere uyar ne de ahlaki değerlere…

Sponsor Bağlantılar

Türkiye Büyük Millet Meclisinde, anayasa müzakereleriyle alakalı oylamaların yapıldığı sırada, sayın Başbakanımıza, internet ortamında ki bu çirkin görüntülerin haberi ulaşır ulaşmaz göstermiş olduğu tutum ve davranışlar gerçekten takdire şayandı. İlgili bakanlarına emir vererek bu ahlak dışı görüntülerin, derhal kaldırılmasını istemesi, ayrıca parti mensuplarına bu konuyla alakalı imayla dahi olsa siyasi bir tartışmaya girmemeleri konusunda uyarması son derece olgun ve saygıya değer bir hareketti. Ama ne yazık ki, Sayın Başbakanın bu hassas tutumuna rağmen; Sayın Baykal’ın bu görüntülerle alakalı Ak Parti iktidarını suçlaması hiçte hoş olmadı. Elinde hiçbir bilgi ve belge olmadan, üstelik olay ortaya çıkar çıkmaz yapılması gereken ne varsa yapan, konuyla alakalı tüm kurumları harekete geçiren Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na yönelik bu tarz bir suçlamayı vicdan sahibi hiçbir yürek kabul etmez, edemez. Nitekim Sayın Başbakan yapmış olduğu açıklamasında “CHP bizim siyasi rakibimizdir. Dolayısıyla siyasi noktada her türlü eleştirimizi yaparız, yapabiliriz ama bu tür kişisel bir sorun, bizim değerlendirme çerçevemiz içerisine girmez” sözleri konuya olan bakış açısını gayet güzel bir şekilde ortaya koyuyor.

Tüm bunların yanında bazı haber programlarında, (bu konu sanki Ak Parti iktidarının başının altından çıkmış gibi) “Bazı Ak Parti Milletvekilleriyle alakalı gayrı ahlaki görüntüler servis edilmesine rağmen biz bu görüntüleri kabul etmedik” şeklindeki açıklamaları ise aba altında sopa gösterme çabasından başka bir şey değildir. Bu kirli siyaset taktikleri hiçbir zaman kendisine taraftar bulmaz. Eğer gerçekten ahlak dışı bir görüntü servis edilmişse, bunu Ak Parti iktidarına karşı bir manevra edasıyla kamuoyuna açıklamak başlı başına bir ahlaksızlıktır.

Buna karşılık, 2 yıl önce, Sayın Başbakan’a, Sayın Baykal ile alakalı başka bir bilgi servis edilince, Başbakan’ın bu bilgiyi getireni sert bir şekilde azarladığı ve kamuoyunda yayınlaması halinde “seni bitiririm” şeklinde ikaz etmesini Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca açıklamasaydı, böyle bir konudan haberimiz olmayacaktı.  İşte iki benzer örneğe karşı iki ayrı tutum.

Sonuç olarak bu tarz kirli siyasetin kamuoyunda hiçbir zaman karşılık bulamayacağı bilinmelidir. Belki de parti içi gizli bir rekabetin sonuçlarının yansıması olabilecek bu çirkin hadiseyi, hiçbir bilgi ve belge olmadan direkt olarak Ak Parti iktidarına yüklemek son derece yakışıksız bir durumdur. Umarım bu olayın arkasındaki kirli eller bir an önce tespit edilir de, dayanaksız iddialarına temel arayanlar gereken cevabı alırlar.

ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN