Hamza Furkan OĞUZHAN
İstanbul, 06.03.2012
 
Fransa Anayasa Mahkemesi’nin kararı, Mit ve Yargı arasında yaşananlar, Şike Davası, (4+4+4) eğitim sisteminin tartışılması vs. Son günlerin yoğun gündeminde öne çıkan başlıklar.
Fransa’da Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu karar Fransa-Türkiye ilişkisinin daha da gerginleşmesini önlemiştir. Türkiye açısından ise sürecin yönetimi itibariyle zafer olmakla birlikte böyle bir konunun bu aşamalara kadar gelmiş olması açısından bir hezimettir. Fransa açısından Sarkozy’nin çöküşünün habercisidir. Türkiye konuyu burada kapatarak geçiştirmemelidir. Bu konuyu bir daha bu şekilde gündeme gelmeyecek bir şekilde çözmelidir.

Sponsor Bağlantılar

Mit ve yargı arasında yaşananlar çok farklı versiyonlarla dile getirildi. Her ne olursa olsun, ister dış güçlerin komplosu, ister iç dengelerin kızışması, hiç fark etmez. Bu sürecin Türkiye’ye zarar verdiği aşikar. Eğer bu süreçte dış güçler etkiliyse bunun önüne geçilmeli. İç dengeler etkili ise de Türkiye’nin ve tarih mirasının hep karşılaştığı gibi iç dengelerin birbirlerini kırmalarından dolayı zayıflayan tarih sahnesindeki devletlerimize bakmalı ve aynı süreçler tekrar edilmemelidir. Eğer varsa, taraflar birbirlerine verdikleri zararın Türkiye’ye yansıdığını görsünler. Gereksiz güç tartışmalarına girmesinler. Bu kimseye güç kazandırmaz. Aksine her kesime güç kaybettirmekle birlikte dış güçlerin ağızlarının sulanmasına neden olur.

Suriye’de iç savaşla ilgili artık Suriye halkı tam bir direniş göstermek adına hazırlıklarını tamamlamakta. Türkiye ise bu sorunu çözmek için Rusya, İran ve Çin ile uluslararası görüşmeler yapmış, makul bir sonuç elde edememiştir. Türkiye, Suriye halkının Beşar Esed yönetimi tarafından öylece öldürülmesine göz yummayacaktır. Bu nedenle yaklaşık bir ay önce sınırdan Suriye’ye geçen İran tırlarının Türk yetkililer tarafından tutulması, Türkiye’nin sürece müdahalesinin başladığının açık bir göstergesidir. Türkiye halkın yani insanların destekçisi olarak Suriye üzerinde ayrıştırıcı bir unsur olmamak için elinde geleni yapmıştır. Artık Türkiye’nin Suriye’de ki katliamlara dur deyişinin başlaması ile Suriye’de halkın kısa zaman içerisinde zafer elde edeceği aşikar. Beşar Esed yönetiminin ve zulmünün son demlerinde. Küfür devam etse de zulüm devam etmez anlayışımıza göre Suriye halkına yönetimin zulmü elbet son bulacaktır. Bu günler yakındır.

Şike davası suyu çıkmış bir dava olarak gündemimizi meşgul etmekte maalesef. Aslında önemli bir dava futbolumuz için. Ancak davada iki farklı mercinin bulunması sıkıntıyı beraberinde getirmektedir. TFF ve yargı. Herkes kendi işini yapamamakta, iş alanları karışmaktadır. Bu nedenle sıkıntılı süreç devam etmektedir.

Eğitimdeki yapılmak istenen değişiklik ile ilgili kopartılan fırtına ise Türkiye’de daha önce defalarca yaşanan çok az sayıda insanın kendilerine göre gerekçeler üreterek ve olayı farklı yansıtarak büyük çoğunluğa galebe çalmak istemesinin bir yansımasıdır. İnsanın eğitimi ömrü boyunca devam etmeli. Ancak bu eğitim şu kadar okumak zorundasın, bu okulu bitirmelisin, şu okuldan mezun olursan iş bulamazsın gibi dayatmalarla değil. İnsanlara eğitim bilinci kazandırarak olmalı.

Tüm halkımızın ömür boyu eğitimin sürmesi gerektiği anlayışını kazandığı yarınları görebilmek ümidiyle…

hamzafurkan88@hotmail.com