Evet yeni gezegenimiz diyorum…
Belki asırlardır insanlar hep düşünüyor. Dünyadan başka bir gezegende hayat var mı? Bilim adamları hep bunu araştırdı, uzay hep incelendi ama bir belirti bulamadılar. Hayat yok olarak bildik hep ama biz fark etmeden yeni bir dünya oluştu. Ve bu dünya ya biz çok hızlı bir şekilde adapte olduk, ilk başta çok farklı geldi bilmiyorduk zamanla teknolojinin de katkısıyla neredeyse tamamen kendi dünyamızı unutup bu dünyada yaşamaya başladık.
Aradığımız hayalimiz olan dünya bu işte aslında her işimizi kolaylıkla hallettiğimiz her konu da fikir elde ettiğimiz Her şeyi ile mükemmel diyemeyiz tabi ki, suç bile işlediğimiz bir dünya…
Evet bu gezegene biraz daha yakın bakmak istiyorum. Adı İNTERNET. Bu gezegen kendi dünyamız üzerine kablolar ile kurulmuş bir gezegen; evimize, iş yerimize, okullarımıza, hastanelerimize, otobüs duraklarımıza kadar her yeri kaplayan bir gezegen. İçinde ne mi var HER ŞEY…
Gazetemiz, yemek tarifimiz, mutfak ihtiyaçlarımız, kişisel bakım ürünlerimiz, elektronik ürünlerimiz, hediyelerimiz, çocuğumuza alacağımız oyuncak dahi orada ama en önemlisi içinde sanal bir hayat kurduk ve ondan kopamıyoruz. O hayatta oyun oynuyoruz, alışveriş yapıyoruz, arkadaş ediniyoruz, kendi şehrimizi kuruyoruz bir internet sitesi açarak. Ama unutulmaması gereken bir şey var aynı gerçek hayatta olduğu gibi bu sanal hayatta bile insanlık vasfımız olan suç işlemeyi unutmuyoruz. İnsanları dolandırıyoruz, sevdiklerimizin arkasından işler çeviriyoruz yani kısacası biz bu yeni dünya da bile yapacağımızı yapıp ne umutlarla kurduğumuz dünyayı yine kendimiz kirletiyoruz. Halbuki çok işimize yarayabilir bu dünya. Nasıl mı? Şöyle ki; bizim dünyamız gibi çok büyük olmasına rağmen bir o kadar da küçük. Önceden yurt dışından bir kamera getirmek, saat getirmek çok zor ve kıymetliydi ama şimdi her şey önümüzde istediğimiz şeyi birkaç kelime ile bulup alabiliyoruz. Eğitim bile bu dünyadan öğreniliyor artık. Önceden İngilizce öğrenmek için koca koca sözlükler kullanırdık ama şimdi cümleler bir “tık” ile istediğimiz dile dönüşüyor. Bu kadar küçük işte yeni dünyamız ama bir o kadar da büyük içinde kayboluyoruz. Kaptırıyoruz kendimizi bu dünyaya o dünyanın içinde dolaşmaktan çok kuklası oluyoruz. Saatlerimiz günlerimiz geçiyor ailemizi unutuyoruz bu ne ki yemek yemeyi unutuyoruz biz bu dünyada…
Peki ya ne olacak? İşte bu sorunun cevabını kimse bilmiyor. Ya bu dünyayı kurduğumuz gibi yıkıp eski dünyamıza döneceğiz ki bu bence artık imkansız. Yada bu dünya ya daha çok bağlanacağız. Hayatlarımızı bu dünya üzerinde kuracağız.
Evet yeni gezegenimiz internet hayırlı olsun…