Ölüm Döşeğinde ki İnsanlık
İyimserlik mi? Böylesi bir dünyada mı? Güldürmeyin beni. İyimser olmak için bazı sebepler lazımdır, hiç kimse ölüm döşeğine kadar düşmüş bir kanser hastası için iyimserlik beslemez, onun acısını hafifletecek çareler arar, en azından acısız bir ölüm diler.İşte insanlık denen şey de kanserli bir hastadır, ölmek için gün sayan, hatta bunun için fırsat kollayan. Çünkü o kadar acı çekmektedir ki bir an önce kökten yok olmayı ister. Peki bizler ne yapmalıyız? Değerli okuyucular, keşke bir çıkar yol gösterebilseydim. Keşke insanlığı iyileştirebilecek bir tedavi yönteminden bahsedebilseydim. Bakın, gerçekten korkunç bir durumdayız. Medya bir yandan duygularımızı körleştirirken gelişen teknoloji ile daha fazla yalnızlaşıyor, aşk gibi, sevmek gibi duygularımızı tümünden terk ediyor, ya da çeşitli iğrençliklerimizi bu duyguların ardına saklamaya çalışıyor, sığmayan kısımları ise zor kullanarak tıkıştırıyoruz. Bir taraftan iyiliksever takılırken, diğer taraftan akla hayale gelmeyecek kötülükler düşünüyor, dahası fırsat bulduğumuz her an bu düşüncelerimizi gerçekleştirmekten geri kalmıyoruz. İnsanlığı bu hale bizler getirdik değerli okuyucular, kabul edelim. Kabul edelim ve kendimize gelelim. Ölümün olduğu bu dünya da tek amaç insan gibi yaşamak, insan gibi düşünüp insan gibi davranmak ve zamanı geldiğinde insan gibi ölmek ise, öyle yapalım. İnsanlığı değiştiremeyiz belki ama en azından kendimizi değiştirelim. Ve son olarak özleyelim; özleme duygusundan yoksun bir insan, gerçek bir insan...
Devamını Oku