Şimdi Seçim Zamanı

İnsanlar su damlaları gibidir aslında. Kimileri daha yere düşer düşmez buharlaşırlar. Çoğu dünyanın coğrafi şekilleri ile bir araya gelir. Dereler nehirler oluştururlar. Üzerinde aktıkları dünyaya şekil bile verebilirler eğer yeterince kalabalıklarsa. Ama aslında sadece dünyanın şekillerinin onlara izin verdiği sınırlarda. Bir tepeyi bile aşamaz kendi başına.Neyse… Kimi çağlayan olur görkemli gürül gürül akar. Kimi ufak göletlerde birikir kimi yerinde sayar çamuru oluşturur.  Onların gözünde tüm bunlar gökyüzünden ilk nereye düştüğüne bağlıdır. Derin vadiler oluşturanlar bunu kendilerinin yaptıklarını sanırlar. Ama kendinden öncekilerin izinden gitmişlerdir sadece. Biraz daha aşındırarak. Denizlerle ve okyanuslarla buluşabilenler amaçlarına ulaşmış sanırlar kendilerini. Ben deniz oldum okyanus oldum der gibi. Ama sadece kalabalığa katılmışlardır. Ve artık “bir su damlası” değildir onların adı. Huzur bulacaklarını zannederler bu kalabalıkta ama sadece kıyıları dövmektir artık tüm böbürlenmeleri. Bir şey yaptım zannederler ama yerçekimidir onları oraya getiren. Her ne kadar akan kendileri olsa da. Sonra da yere düşer düşmez buharlaşanlara özenirler. Keşke hiç akmasaydım diyerek. Ya da buhar olduktan sonra tekrar yağmur olabileceklermiş gibi düşünerek. Aslında bu bir geriye dönüş değildir. Tekrar aynı yere düşmez hiçbiri. Tekrar aynı damlada vücut bulmaz hiçbir atomu. Dünya aynı dünya değildir… aynı damlada vücut bulabilecek olsa bile. O noktada başka bir teselli ile avunabilirler. Ben aktım okyanus oldum, deniz oldum, göl oldum. Akmaya direnenler veya akamayanlar gibi çamur olmadım diye. Anlamazlar… Dünya ordadır… Yerçekimi orda… Güneş orada… Biraz akıllıları da şekil verdiklerini düşünerek avunurlar, denize,...

Devamını Oku