Yazar: peyman yüksel

Gündem Suriye – Suriye Türkmenleri

Yıllardır unutulan Suriye Türkmenler’i, Suriye’de asimilasyon ve yok etme politikalarına kurban gidiyorlar. Türk Hükümeti’nin, Türkiye halkının desteğini bekliyorlar.  Geçtiğimiz haftalarda Suriye Türkleri Derneği Kurucu başkanı Sn. Tarık Sülo CEVİZCİ ve Suriye Türkmen Topluluğu Sözcüsü Ziyat HASAN ile yaptığımız görüşmede, “Suriye Türkmenleri’ne gereken önemin verilmediğini” dile getirdiler. Suriye’de isyanın ilk başladığı günlerde muhaliflerin yanında olan, bu hareketten medet uman Suriye Türkmenleri şu anda çatışmalardan en çok zarar gören toplulukların başında geliyor. Çatışmaların yoğunlaştığı Humus’ta özellikle Türkmen mahallesi Bab Amro’da baskının arttığı ve yüzlerce Türkmen’in çatışmalarda öldüğü gelen haberle arasında. Suriye’de direnişin lokomotifi işlevi geren Bab Amro’da, rejimin şimdi Türkmen’leri kökten yok etmek için bastırdığını söyleyen Suriye Türkmen Topluluğu Sözcüsü Ziyat HASAN, bugüne kadar 600 den fazla Türkmen’in hayatını kaybettiği ve akan bu kanın durmasını, çözümün Türk hükümeti tarafından sağlanması gerektiğini belirtiyor. Ziyat HASAN ve Tarık Sülo CEVİZCİ, Suriye’de yaşayan Türkmenler’in sorunlarını aktardılar.  Öncelikle geçmişten günümüze Suriye Türkmenleri’nin tarihçesine ve yaşanan sürece göz atalım. Suriye Türklerinin Tarihçesi:  Suriye topraklarındaki Türk varlığı, Anadolu topraklarındaki Türk varlığından da eskilere dayanmaktadır. Türkler 11. Yüzyılda Suriye Selçuklu Devleti’ni bu bölgede kurmuşlar ve özellikle Halep, Lazkiye, Trablusşam ve Asi Irmağı vadisi boyunca Hama, Humus ve Şam bölgesine yoğun olarak yerleştiler. Bu bölgedeki Türk boyları, 1096 yılında Haçlı seferleri başladığında Selahattin Eyyubi komutasındaki Müslümanlarla birleşerek Haçlılara karşı bölgeyi savundular. [1] Bu kişiler bölgelerinde isyan eden, devlete problem olan güçlü ailelerden seçilmişti. Yeni yerleştirildikleri topraklarda kabile asabiyeti gösteremedikleri...

Devamını Oku

Türkiye’nin Jeopolitik Olarak Enerji Anlaşmalarındaki Konumu

Peyman YÜKSELStaj Bitirme Tezi Bir ülke düşünün ki, kuzey ve doğu komşularında doğalgazda, güney komşu coğrafyalarında ise petrolde dünyanın en büyük rezervleri olan ülkeler olsun ama kendi topraklarında bu doğal zenginliklerden çok az miktarlarda bulunsun.Bir ülke düşünün ki, Soğuk Savaş sonrası bir anda enerjide cazibe merkezi haline gelen bir bölgenin, dış dünyaya açılımında, önemi artsın, ancak bu önemin kendisine ekonomik getirisinin ne olacağını bir türlü kestiremesin. Hem müttefik konumunda olduğu devletlerle ilişkilerini güvenli bir seviyede sürdürmesi, hem de tam merkezinde kaldığı bölgedeki dengeleri koruması gereken bir arabulucu. Adeta hediyelik eşya dükkânına girmiş bir fil gibi, ne tarafa hamle yapsa,...

Devamını Oku