Komisyon toplandı. Ülkenin en önemli meselesi hakkında çok önemli bir karar vereceklerdi. Verecekleri karar ülkenin geleceğini etkileyecek ve etkisi yıllar boyu sürecekti.
Komisyon başkanı toplantıyı açtı. Saygı duruşu ve milli marştan sonra gündem oylandı ve kabul edildi. Gündem tek maddeydi. Ülkenin çocukları liseye geçerken nasıl bir sistem uygulanacaktı?
Üyelerden biri söz aldı:
“Eskiden OKS vardı, SBS vardı. Bunlar uygulandı. Ancak kazanan hep dershaneler oldu. Bu sistem böyle gitmez. Bu dershanelerin önünü kapatmalıyız. Bence altı, yedi ve sekizde altı ana dersten her dönem birer sınav yapalım. Böylece tek bir sınavla bir çocuğun geleceğini inşa etmekten kurtulmuş oluruz.” dedi.
Bu öneri üyelerin tepkisini çekti.
Ülkede binlerce öğretmen açığı vardı ve dersler ücretli öğretmenlerle dolduruluyordu. Bırakın şehirler arasındaki eşitsizliği, aynı ilçenin farklı okullarında bile uçurum vardı. Eşit eğitim imkanı vermediğin çocuklara hangi akılla eşit sınav uygulayacaksın kardeşim dedi bir komisyon üyesi.
“Haklı, dünyada adalet olacaksa tavşanla kaplumbağayı yarıştıramazsın.” dedi bir başka üye.
Öneri komisyonun ortak kararıyla reddedildi. Öneri sahibi ayıplandı ve eğitimden anlamamakla suçlandı…
Tam bu esnada toplantı odasının kapısı açıldı.
“Ne yapıyorsunuz lan burada? Temizlik bitti mi? Çabuk olun biraz. Önemli bir toplantı olacak burada.” dedi genel müdür.
Hizmetliler hemen işe koyuldular…