“Bir canlının içinde ya da üzerinde sürekli ya da geçici olarak, onun zararına yaşayan başka canlı. Mecazi olarak; bazılarının sırtından geçinen.”

Bağırsakta yaşayan minik canlılar asalak türünün en masumları belki de.

Sponsor Bağlantılar

Asalağın en ahmağı hayatını sürdürdüğü canlının ölümüne sebep olanı olmalı. Çünkü onun hayatı da ölümüne neden olduğu canlıya bağlı.

Bir belgeselde izlemiştim; guguk kuşu yumurtasını başka bir kuşun yuvasına bırakır, yumurta üzerinde yatmaktan ve yavruyu beslemekten kurtulur. Yumurta diğer yumurtalardan önce doğar ve diğer yumurta ve yavruları yuvadan atar! Korsan yavru çabuk gelişir ve üvey annesinden cüsseli hale gelir. Zavallı üvey anne yuvaya yiyecek taşımaktan helak olur. Kuş aklı işte… Bazı kuşlar korsanı fark eder ama yumurtalar benzer olduğundan hepsini terk etmek zorunda kalır.

Bence en tehlikeli asalak türü homo sapiens sapiens türünden çıkıyor. Bildiğimiz insan işte.

Daha anne rahminde başlıyor işe bu tür. Rahim duvarına asılı olarak gelişimini sürdürüyor. Bu haldeyken “alak” deniyor. (Alak suresi de var)

Gelişmek için gerekli tüm ihtiyacını annesinden alır. Hamilelikte çok güçlükler çekiyor anneler. Doğum yapan kadına “kurtuldu” denir. Kolay mı asalaktan kurtuluyor kadıncağız. Bizim asalak o kadar sevimli ve şirin ki dışarıda da annesini bırakmıyor. Süt emiyor, ağlıyor, altına işiyor… Sevimli ve aciz olduğundan herkesi hizmetinde kullanıyor. Anne şefkati de işi kolaylaştırıyor. Büyüyüp eli ekmek tutunca asalaklık bitiyor mu acaba? Bazıları için bu asalaklık hiç bitmiyor. Ne de olsa özünde var. “Can çıkar huy çıkmaz.”

Bunlar “Sen çalış ben yiyeyim” mantığı ile her türlü zulmü ve zilleti yaparlar. “Ben tok olduktan sonra başkası açlıktan ölse bana ne?” deyip helal/haram fark etmez, götürürler!

Bunların enstrümanları nelerdir?

Çalışmadan kazanmayı sevdikleri için faizi iyi kullanırlar. Toplumda denge unsuru olan yardımlaşmayı ise hiç sevmezler. Maksatlarına ulaşmak için her şeyi kullanmaktan çekinmezler. İnsanların kutsala olan zaaflarını iyi bilirler. Kutsal kitap dağıtıp insanlarının mallarını almak gibi işlerde mahirdirler. Hatta geçmişte din seferleri düzenleyip din adına savaşlar çıkardılar. Ne de olsa her şey asalak için mubah!

İnsanların birlik ve beraberliğini bozmak gerek asalakların daha rahat çalışması için değil mi?

Bu iş için ırkçılık idealdir. Bazılarını üstün ırk olduğuna inandırmak yeterli, diğerine kem bakması için. Sahi insanlar kardeş değil miydi?

Menfaatlerinin esiri olan bazı asalaklar öyle bir aşamaya gelir ki binlerce masum (çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek, hasta, aciz) insanı yok etmekten çekinmez. Tabiatı ve hayvanları dahi mahvederler. Vicdanları sızlar mı, bilinmez?

Şimdi, asalaklardan korunmak için ne yapılabilir? Onu düşünelim.

Bağırsaktaki kolay, ilaç kullanıp temizliğe dikkat etmek yeterli olabilir.

En zoru İnsanlar arasında dolaşanlarından korunmak.

Bunlardan korunmanın yolu önce onları tespit etmekten geçer.

Kim ki insan haklarını din, millet, ırk için feda ediyor ise asalaktır!

Bunlardan korunmak için halkların birliği ve beraberliği gerekir. Bunun için el ele vermek gerekir. Bu da ancak sevgi ile olur. Din, millet, ırk ayrımı gözetmeksizin bütün insanların birbirini sevgi ile kucaklaması esastır.

Hadi ne duruyoruz o halde, asalaklar ortalığı silip süpürmeden kucaklaşalım.

Saygılar.

Ahmet Bektaş.