Yazar: Sözcüklerin dili

Hayat Bu Değil

Aç gözünü uyuyacak zaman değil, Mutluluğu dünyada arayacak an değil,Seni aldatıyor nefsin ve şeytan,Eğlenecek coşacak hal bu değil. Aldanmış gidiyorsun dünyaya,Ne olacak demiyorsun sonraya,Kaderin elinde oyuncak olmaya,Savrulupta solacak an bu değil.Koyacaklar seni de bir gün musallaya,Oradan da alıp ebedi, kara toprağa,Durumun bilinmez sonra ne ola,Meçhule gitmeden uyan uyuyacak gün değil.Ne kadar da süslü geliyor her şeyler,Mallar, mülkler ve eğlenceler,Bezenmiş şeytan ne güzel de güler,Muhammed’i üzecek an değil,Rabbimiz’i kızdıracak zaman değil.Mutluluğu dünyada arayacak an değil,Seni aldatıyor nefsin ve...

Devamını Oku

Yalan Dünya

Bu gece derinden daldım maziye, Elimde tutacak bir şey kalmamışGeçirmiş olduğum boşa günlere,Dönüp de bakacak yüzüm kalmamış. Kaderin elinde ordan oraya,Savrulup gitmişim halim kalmamış.Bezenip zırhımı çekerken tene,Beni ben gibi gören kalmamış. Aldanma dünyanın tatlı süsüne,Kanma sakın zevkine ,gösterişine,Aldatır seni de günün birinde,Yalancı dünyaya inanacak yürek kalmamış. Ah neler geçti zamanla bilsen bu alemde,Ne zevkler yaşandı ne çok eğlence,Ne kaldı geriye söyle seninle,Elimde tutacak bir şey kalmamış. Aldanma arkadaş sakın zevkine,Alacak seni de bil ki içine,Bak şimdiden düşün olma virane,Geriye dönecek zaman kalmamış. Kafanı vursan da bir gün taşlara, Ağlayıp sızlasan sana ne fayda,Koyarlar bir gün seni de musallaya,Geriye dönecek halin kalmamış. Dönme sakın hakkın yolundan,Sana dost ancak bil ki yaradan,Bir de resul Hz Muhammed Aleyyüs Selam,Ebede gidecek yüzüm...

Devamını Oku

Rızkımızı Arttırmak İçin Çareler

Yine bir ay sonu geldi. Eyvah! Elimizdeki para tükendi. Borçlar aldı başını gidiyor, evde de yok, elde de yok. Hep sıkıntı, hep üzüntü. Genelde hep aynı soruları duyarız, aynı sıkıntıları yaşarız; toplum olarak. Kimilerimiz az gelirle yetinirken, kimilerimiz doyumsuz olmanın verdiği duyguyla, hep bir şeyler alma, durmadan yenileme, hep daha fazlasına ulaşma arzusuyla hep imkanlarımızı zorluyoruz. Sonunda sıkıntı yine bize kalıyor. Farkında olmadan sıkıntıyı yine biz kendimize yaşatıyoruz. Elimizdekilerle yetinmeyi bilmeden, nefsimize yenilip hem kendimizi hem de çevremizi sevdiklerimizi, hüsrana uğratıyoruz. Önce kendimizle nefs muhasebesi yapmamız gerekmez mi? Bize yetecek kadarını almak, imkanımız ölçüsünde almak, fazlasının zaten lüzumsuz olduğunu bilmek, (hem fazla olan her şey,  çekiciliğini, tazeliğini, o zamana özgü değerini kaybediyor) bizi biraz olsun rahatlatmaz mı? Hem Allah biz kullarını uyarmamış mı? Kuran’ı kerimde: Yeyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez. (Araf süresi 7-31) buyuruyor. Yine efendimiz Hz Muhammed (s.a.v) Canının çektiği ve arzu ettiğin her şeyi yemen şüphesiz israftır.(ibn-i Mace Etime 51) buyurmuştur. Şunu da unutmamak lazım. Kazancımız arttıkça daha fazlasına sahip olmak arzusunu terk edip,  bizden daha zor durumda çaresiz insanlara yardım etmemiz bizim kulluk görevimiz. Allah’ü Teala: Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya, hakkını ver, fakat saçıp savurma (isra suresi 26. ayet) buyurmuştur. Hem böylelikle rızkımız artar, hem Allah’ın sevgili kulları arasına gireriz inşallah, hem de kendimizde paylaşmanın verdiği hazla mutlu oluruz. Paylaştıkça artar her şey, buna rızıkta dahil. Rızık duası: Bismillahi...

Devamını Oku

Mutluluk Elimizde, Kıymetini Bilelim

”Elhamdü lillahillezi radde aleyye ruhi  ve afani cesedi ve ezine li bi zikrihi.” Manası: Ruhumu bana iade eden (geri veren) (yattığım uykudan sağ olarak uyandıran) vücuduma sıhhat ve afiyet veren (sağ salim sağlık ve esenlikle uyandıran) kendisini zikretmem (anmam, dua ve ibadet etmem) için bana izin veren Allah’a hamdü senalar ederim. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in sabah duasıyla başlamak istedim. Dua bizim koruyucumuzdur. Her anımızda dua etmek Allah’a sığınmak gerekir. Uyku yarı ölüm demektir. Uykuya yatan insanın sabaha çıkma garantisi yoktur. Her sabah yeni bir güne uyanıyoruz. Bazen mutlu, sevinçli bazen isyankar, çaresiz, mutsuz, yalnız (insanların arasında yalnız) çoğunlukla da mutsuz günümüzü hatta ömrümüzü bitiriyoruz. Soruyorum önce kendime: Neden, niçin geldik dünyaya, neler için yaşıyoruz, nereye gidiyoruz, amacımız ne, yüce yaradan bizi neden yarattı, bizden neler bekliyor, bizden razı mı, ya etrafımızdaki sevenlerimiz, canlarımız, ya onlar bizden memnun mu razı mı? Tepeden bakıyoruz hayata burnumuzun ucunu görmeden, elimizdekilerle yetinmeden, elimizdekilerin kıymetini bilmeden… Hep arayış hep yükselme arzusu, her şeylerin en iyisi, en güzeli olmalı… Hep ben diyoruz. Mutlu da olamıyoruz, mutlu da edemiyoruz. Ah bir uyansak gaflet uykusundan açsak şu gönül penceremizi, uyandırsa bizi yaradan burnumuzun ucunu bir görsek. İşte o zaman gerçek mutluluğun biz olduğunu, ayaklarımızın altına serilmiş olduğunu göreceğiz. Ne kadar az şükrediyoruz. Yüce Mevlam ne güzel yaratmış bizleri, doğayı, kainatı, canlıları; güzel görebilmek, güzellikleri yaşamak, yaşatmak, olanla yetinmek, kanaat etmek, sevmek sevilmek, imkanları zorlamadan, zorlukları bize, sevdiklerimize, bize...

Devamını Oku