İki Üvey Kardeş: Teorik Pazarlama ile Pratik Pazarlama
Hemen hemen bütün pazarlama kitaplarında pazarlamanın artık bir “bilim olarak değil sanat olarak” ele alınması görüşü yazılıdır. Üstelik pazarlamanın tanımı da bir hayli değişmiştir günümüzde. “İnsanı insanla insanca anlama sanatı” diye tanımlanır. Ancak başlıktan da anlaşılacağı üzere teoride söylenen bu ambalajı neonlu laflar, tanımlamalar, pekte karşılık bulmaz gerçek hayatta. Nedenlerini biraz sonra aşağıya sıralayacağım elbette. Fakat esas kendimize sormamız gereken soru şu: ne zaman pazarlama denilen kavram, kavram olmaktan çıkıp ete kemiğe bürünecek? İşletmeler, CEO’lar, üst düzey yöneticiler ne zaman tebdili kıyafet halkın arasına karışıp dış dünyada neler olup bittiğini anlayacak? Kongrelerde, konferanslarda sunulan yüzlerce hatta binlerce bildiride pazarlamanın boyut değiştirdiği, tüketici profilinin değiştiği ve reklam/iletişim faaliyetlerinin modern bir yapıya kavuştuğu söylense de sokakta kolundan tutup çevirdiğimiz vatandaşın bu söylemleri haksız çıkaracak bir dolu olumsuz deneyimi var. Çözüm üretemeyen, sadece akademi camiasında okunan, tartışılan, yeniden ve yeniden tanımlanan bir kavram var karşımızda. Yazıp çizdiklerimiz ise tıpkı bir bardak suyu diğer bardağa boşaltırcasına “tekrardan” ve “aynılıktan” ibaret. Suyun miktarında ve niteliğinde değişme olmayınca o suyu içen hiç kimsede de değişim yaratmıyor. Ne bir şaşkınlık, ne bir gülümseme, ne korku, ne sevinç… Daha önceki “Kırk Fırın Pazarlama” ve “Pazarlamada Göstergebilimin Kullanımı” başlıklı yazılarımda da belirttiğim gibi umarım bir gün “pembe fille” karşılaşırız ve hiç olmayacak olan olur. Pazarlama içine hapsolduğu kitaplardan dışarı çıkıp gerçek hayata “merhaba” der. Üvey Kardeş: Pratik Pazarlama Geçenlerde bir arkadaşım ismi bilinen bir süpermarkette çalışan kasiyer ile...
Devamını Oku