Sabah kalkmışsındır, bugün her şey mükemmel olacaktır… – En azından öyle umut ediyorsundur. Önce pencereyi açıp derin bir nefes alırken yan taraftaki inşaat çalışmalarına gözün takılır, o kadar sesli bir çalışmadır ki bugün çalıştığınıza şükredersin neredeyse… Ve o neşe ile kahvaltını yapar, aceleyle çıkarsın dışarıya…
Hava sen dışarı çıkıncaya kadar bozmuştur, bir koşu gidip telaşla şemsiyeni almaya gidersin. Dilinde bir nakarat az ötedeki otobüs durağına başlarsın yürümeye. Yolda yamanması unutulmuş çukurlara birikmiş suların oluşturduğu minik göletleri bir bir atlayarak sabah sporunu da yapmış olursun bir anlamda da… Aklında ise bir endişe: “Ya şimdi bir araba gelirde hızla yanımdan geçerse!” Ne hikmetse daha o anda dileğin gerçek olur. Hızla geçen arabanın ardından kıyafetlerin perişan… Önünde iki seçenek; ya eve gidip yeni bir şeyler giymek, geç kalma uğruna da olsa… Ya da “ne gerek var bugün geç kalmamalıyım, iş yerinde üstümü temizlerim”… En kolayı ikinci seçenek olduğu için devam edersin ikinci seçenekten…

Sponsor Bağlantılar

Otobüse binmişsindir; herkes balık istifi, ıslak saçlar, ıslak kıyafetler üstüne üstlük otobüsün tavanından ŞIP! ŞIP! Düşen yağmur damlaları… Ve ardından bir ses: “Beyefendi, ilerleyelim lütfen!”… Henüz otobüse yeni binmiş ve üzeriniz o halde iken o beyefendinin söylediği “ilerleyin lütfen” sözünden sonra her ne kadar ilerleyecek yer bulunmamasına rağmen ilerlemeye çalışmak ve kendi derdin yetmiyormuş gibi otobüs ücretlerini elden ele dolaştırmak… Öyle zor gelir ki…

Otobüsten ininceye kadar kendini bir şekilde motive ediyorsun; şuan yine çok iyisin, neşelisin, olanların hepsi küçük şeylerdi… Derken iş yerinde günaydın dediğin ilk insan karşılık vermeye kalmadan patlatıyor kahkahayı. Üstünün berbat haline gülüyor kendince… Hiç sormuyor nedenini bile… Tabi sinirlenmemek elde değil. Koştura koştura üstünü temizlemeye gidiyorsun; yanı başında yan gözle sana bakıp içten içe kıkırdayan insanlara aldırmadan bir güzel üstünü temizliyorsun. Ve şimdi yine çok ama çok iyisin ve neşelisin. Bugün her şey çok güzel olacak!

Sabahtan akşama kadar birileri gelip gidiyor yanına durmadan… Meğer herkesin ne çok derdi varmış. Sanki kendi sorunlarını çözebiliyormuşsun gibi başkalarının sorunlarına zoraki çözüm arıyorsun çaresiz… Gün boyu koşuşturmaca içinde geçiriyorsun iş yerindeki vaktini.

Yorgun bir yüz ile iş yerini terk ediyorsun. Dilde ki nakaratın yerini çok yorgunum alıyor bu kez. Yorgunum nidaları ile gidiyorsun bu kez otobüs durağına. Nihayet o kalabalık otobüs geliyor. Bu kez şansına bindiğin an oturan yolculardan biri kalkıyor. Senden az önce binen kişi ile göz göze geliyorsun: “Ne olur ben oturayım” der gibi bakışıyorsunuz … Ama kazanan sen oluyorsun. Büyük bir rahatlıkla oturuyorsun koltuğa. Tam gözlerini yumacakken bir sonraki durağa geliyor otobüs. Binenlerden biri ellerinde yük, yaşlı bir teyze… Onu görür görmez hafif tebessüm ile yerine buyur ediyorsun teyzeyi. O da aynı şekilde karşılık veriyor sana tabî ki… Yolculuk ise tıpkı sabahki gibi geçiyor; yeni binenlere yer vermeye çalışırken, ücretleri elden ele dolaştırırken…

Eve geliyorsun sonunda, yemeğini yedikten sonra oturuyorsun televizyon karşısına ve başlıyorsun dizini seyretmeye. Bir ara internette haber okumayı ya da gündemi takip etmeyi unutmuyorsun, birkaç dakika da olsa… Sonraki birkaç saatçiğini ise Facebook’ta ya da Twitter’da geçiriyorsun… Sonra bakıyorsun ki uyku saatin gelmiş… Dişlerini fırçalayıp yatağa yöneldiğin sırada için cız ediyor bir an. Dönüp kitaplığında yeni aldığın kitapları görüyorsun. Ve yine iki seçenek çıkıyor karşına; Ya 1-2 sayfa okuyup “Bugün bu kadar olsun, yarın daha fazla okurum. Hem hiç okumamaktan daha iyidir öyle değil mi?” düşüncesi… Ya da “Yarın nasıl olsa günüm çok güzel geçecek, nasıl olsa izlenecek bir dizi de yok, internette de fazla kalmam. En iyisi ben yarın toptan okuyayım kitabı.” Düşüncesi…  Ve yine ikinci seçeneği tercih ediyorsun. Ardından bu güzel kararın vermiş olduğu huzur ile yatıyorsun yatağına… Yarın ki güzel günün için…

Ama bir şeyi unuttun! Hatırlatmak isterim sana:

Yarın hava yine yağmurlu, üstelik yarın akşam en sevdiğin dizinin kaçırdığın bölümü yayınlanacak… Aman kaçırma!